Hikmet Kıvılcımlı'nın tarihi Eyüp Sultan konuşması
06.01.2013 16:59
Hikmet Kıvılcımlı'nın tarihi Eyüp Sultan konuşması
Türkiye'de Sosyalizm'in en büyük savunucularından Hikmet Kıvılcımlı'nın Eyüp Sultan'da yaptığı tarihi konuşma.
TIMETURK / Haber Merkezi
Muhterem Vatandaşlarım! Sevgili İşçi kardeşlerim!Bugün, Müslüman
-Anneciğim! bana izin ver de Bağdat'a gidip, ilim öğreneyim. Sâlihleri, evliyâyı ziyaret edeyim.
Annesi de dedi ki:
-Ey benim gözümün nûru ve gönlümün tâcı evladım, Abdülkâdir'im! senin ayrılığına dayanamam. Sensiz ben ne yaparım? Bu bakımdan müsâade edemiyorum.
Abdülkâdir-i Geylâni Hazretleri, tarlada olan bitenleri anlattı. Annesi
“Lidyalılar Miletoslulara saldırırken çiftlikleri bozmaktan kaçınıyorlardı ki, Miletoslular çalışıp üretip yorgun düşsünler de gelecek yıl saldırdıklarında kendilerine yağma edecek bir şey bulabilsinler.”
Dört gün süren bir deniz yolculuğundan sonra İstanbul’dan kaçan gemiler Eğriboz’a varmış ve burada güçlü filosu ile dönen Loredano ile karşılaşmıştı. Papaya ait kadırgalar daha önce emir almadan geri dönmüşler ve kaptanları bu yüzden mahkemeye çıkartılmışlardı.
Felaket haberi ise fethedilen şehirdeki akrabalarının ve dostlarının kaderini öğrenmek
Sultan Süleyman, bunun üzerine, meşru Kral Ferdinand’ın, komutanı Thomas Nadasdy tarafından birkaç bin Alman askeriyle işgal edilen Budin’e kadar Kral Yanoş’a eşlik etmeyi görev saydı. 31 Ağustos’ta Veziriazam İbrahim Paşa, işgalci olarak Macaristan’a giren Almanlara karşı asıl şimdi başlayan savaşın seraskeri tayin edildi. Macarlar tarafından
“Demek paranın her kötülüğün kaynağı olduğunu düşünüyorsunuz,” dedi Francisco d’Anconia. “Peki, paranın kökünün ne olduğunu hiç sorguladınız mı? Para bir mübadele aracıdır. Ortada değiş tokuş edilecek ürünler, onları üretecek insanlar olmazsa, para da var olamaz. Para aslında, birbiriyle iş yapmak isteyen insanların, değere karşı değer verme
Kubilay'a Karşı Seferler
Kubilay Orta Asya'da hanlığı kendisinden almak isteyen bir rakiple karşılaştı. Konumuna bir tehdit oluşturmayan Kore ve Japonya'nın aksine, burada tahtını bile altından alabilecek bir düşmanı vardı. Kore ve Japonya'da Moğolların topraklarını ve ekonomilerini geliştirmeye çalışıyordu ama Orta Asya'daki düşmanı, atalarının
GUPTA ÜZERİNDE BAYRAK DALGALANINCA
Göçebe gruplarının savaşları dur durak bilmezdi: Tatarlar ve Moğollar, Merkitler ve Keraitler,
Naymanlar ve Uygurlar, Katay Çin Seddi’nden Batıdaki Orta Asya dağlarına kadar, yüksek çayırlar
üzerinden geçiyor, geçiyorlardı. Fakat bu savaşlar bizi alakadar etmez. 12. yüzyıl sonuna geliyor ve
Temuçin,
Orhonlar
Cengiz Han Semerkant’ta iken, Muhammed Şah’ın güneye çekilmek üzere şehri terk ettiğini öğrenmişti.
Moğol serdarı, Muhammed Şah’ı, istilacılara karşı yeni bir ordu toplamaya zaman bırakmadan yakalamak
istiyordu. Harzem hükümdarına yetişmeyi başaramayınca Cebe Noyan’la Subatay’ı çağırttı ve onlara şu
emri verdi:
“Muhammed Şah dünyanın
Celaleddin tarafından mağlûp edilen orhonu paylayacak yerde, onunla beraber savaş alanına döndü, neler
geçtiğini anlattırdı ve ona yaptıkları askeri hatalarını gösterdi.
Harzem Prensi, bozguna uğramayı göze aldığı için, zafer de o kadar başarılı görünmemişti. Adamları
Moğol esirlerine ölüm derecesinde işkence yaptıkları ve düşmandan yağma
Matem içinde iki sene geçti. Tulu, hükümet naibi olarak Karakurum’da ikamet ediyordu. Fakat süresi
sona erdiğinden, Cengiz Han’ın arzusuna uygun olarak yeni bir hakan, bir imparator seçmek için, prensler
ve kumandanlar Gobi’ye döndüler.
Cengiz Han’ın isteğine uyup, miraslarına sahip çıkarak reislerinin kralları haline geldiler. Şimdi Han’ın
en
Moğollar ve top barutu
Cengiz Han ile' Moğollarının Çin gibi kapalı bir imparatorluğu açtıkları zamandan çok önce, Çinliler
tarafından yapılan o zamana ait keşifler hakkındaki kesin bilgilerimiz çok azdır. Daha sonradan, yani 1211
senesinde Çin’de top barutundan bahsedildiğini sık sık işitiyoruz. Bu barutu Çinliler Ho- Pao dedikleri
Kalaylı alim Ye Lui Tchou Tsai
Cengiz Han’ın dikkatini çeken bu genç Kataylı kadar, çok az kişi hayatında, bu derece güç bir rolü
oynamak mecburiyetinde kalmıştır. Çin filozofları içinde birinci olmakla beraber, ordu nereye gittiyse o da
gitti ve Moğollar felsefe, yıldız ilmi ve tıp tahsil eden bu gencin ağır mesaisini kolaylaştırmadılar.