Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
265 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Gece Sesleri
Gece Sesleri
Ayşe Kulin
Ayşe Kulin
Ayşe Kulin okuduğum bütün kitaplarında toplumun bazı yaralarına parmak basmış bir yazar . Bu kitapta da çarpıcı gerçekler var. Çoğu insan tarafından çok eleştirilmiş ama bunlar yaşanan şeyler maalesef .. Kitap bir anne ile kızın bir türlü kurulamayan bağlarından yola çıkmış aslında ama derinlere indikçe çok farklı şeyler çıkıyor
Gece Sesleri
Gece SesleriAyşe Kulin · Everest Yayınları · 20124,809 okunma
Televizyon, sinema, tiyatro ve diğer bu gibi işlerden kaçınalım. Bunlarla hayatımız boşa geçiyor. Şöyle düşünün: Peygamber Efendimiz hayatta olsa idi televizyona bakar mıydı? Hayır bakmazdı. Öyle ise biz de bakmayalım. İnsanoğlu cahil! Boş işlerle meşgul olur, İslamiyyet'i elle tutar. Ahirette hatalar anlaşılacak amma ne fayda?
Reklam
Çamaşır makinesi ve televizyon alamamıştık. Bulaşık makinesi o zamanlar pek yoktu… Buzdolabı için konuşamamıştık bile… Tatlı Dillim'den sonra Yalancı Yarim, Oh Olsun, Salako, Şaşkın Damat, Salak Milyoner, Köyden İndim Şehre, Sahte Kabadayı, Hababam Sınıfı filmleri çekilmiş, sinemalarda oynamıştı biz evlenmeden önce… Yani O, artık tanınıyor, film şirketleri yeni filmler için birbirleriyle yarışıyordu adeta… Biz o zaman bu varlık içinde yokluğun pek farkında değildik. Çok da önemli değildi galiba, çok mutluyduk çünkü… Arzu Film'le anlaşması ve gönül bağı olduğu için teklifleri reddediyordu. O döneme göre çok büyük paralar konuşuluyor, O hepsini geri çeviriyordu. Kaç tane senet imzaladığını bilmiyordu. Sadece, "Çoktu, imzalarken kolum yoruldu" diye ifade edebiliyordu. Yani Arzu Film'den ayrılmasına imkân yoktu. Zaten bunu da çok istemiyordu. Arzu Film'in sahibi Ertem Eğilmez'e minnet borcu olduğunu ve kendisine çok iyi projelerde rol vereceğini düşünüyordu. Paraya gelince belli bir haftalık alıyor, şirketten asla alacağı kalmıyor, fakat eline toplu para da geçmiyordu.
Sayfa 19 - Doğan KitapKitabı okudu
Merhaba! Benim adım Asma Adaeva. Çeçenya’nın Grozny kentinde doğdum. Şimdi Avusturya’nın Villach şehrinde yaşıyorum. Hayatım hakkında sizlere bir şeyler söylemek istiyorum. Büyük savaş başladığında annemle birlikte dışarıdaydım. Askerler başlarımızın üzerine doğru ateş ediyordu ve o an bizim için sonun geldiğini düşündüm. Ama bir bodrum katına
Biz eskiden kentte yaşardık. Şimdi uzaktan bakınca, kent hayatını şöyle bir düşününce, diyorum ki, herkes hapı yutmuş durumda. Neyse ki kimse sezinlemiyor bunu. Hapı yuttuğunuzun farkında olmadıkça her şey iyi ve güzel. Bir an kuşku duyarsanız, kendinizi çalışmaya verirsiniz, para kazanmakla avunursunuz, televizyon seyreder, içki, sigara içersiniz. Böylece tüm korkularınızı bastırırsınız. Bastırdığınızı sanırsınız.
Biz tarihin vasat çocuklariyiz. Çünkü televizyon izleyerek büyütüldük ve bir gün milyoner, film veya rock yildizi olacagimiza inandirildık , ama olmayacagiz. Ve sadece bu gerçegi ögreniyoruz.
Reklam
Kullandıkları vasıta,eskiden olduğu gibi sadece ordu değildi.Bu defa,ilim,tedbir(düzen) ve desise(hile) de işe karışacaktı.Bu metodu tatbik ettiler.Misyonerlerin eliyle müslümanları hıristiyanlaştırmak mümkün olmayınca onları İslam'dan vazgeçirmenin usulünü keşfettiler:İslam tedrisatını tahrif etmek,sonra da onu bu bozuk şekliyle tekrar
Sayfa 96
512 syf.
·
Puan vermedi
Çok güzeldi
2 farklı kitaptan oluşuyor aslında. Alperen Manisalıgil’in yazdığı kısım çok tanıdıktı belki ondan okurken sıkıldım biraz.tekrara düştüğünü düşünüyorum Ama Kemal Sayar’ın yazdığı kısım harikaydı. Asla tekrara düşmüyor. O kadar güzel ve farklı açılardan ele alıyor ki merhameti hayran kalmamak elde değil. Modern insanların ölümlü yüzleşememesinde bahsediyor. Başkalarının günahları bizi aziz kılmaz diyor Kemal Sayar. Ben kime boyun eğiyorum sorunusu insan kendisine sormalı diyor. Teknolojiyi doğru kullanamadığıma değiniyor. İnsanların teknoloji konusunda çok acımasız olduğuna değiniyor. Aristo incelenmeyen hayat yaşanmaya değmez. Diyor. Ama biz kaydedilmeyen hayat yaşanmaya değmez der gibiyiz. Televizyonları baş köşede oluşundan bahsediyor. Televizyon sesini duyan çocuklar anne- baba seslerini duyamazmış… Bazı tiyolar veriyor…. Çocuklarımıza merhamet etmemizi istiyor ve onlara eski oyunlarımızı öğretmemizi tavsiye ediyor. Piknik yapmalı, maç oynamalı… Yeryüzüne merhamet etmemiz gere
Merhamet Devrimi
Merhamet DevrimiKemal Sayar · Timaş Yayınları · 2015140 okunma
Evler büyüdü. Ama aileler küçüldü. Hanelere televizyon girdi. Biz okumayı unuttuk. Arabalarımız oldu en yenisinden. Biz yürümeyi unuttuk. Evlere klimalar girdi en kalitelisinden. Serinlemek için ağaçların altına oturmayı unuttuk. Büyükşehirlerde yaşamayı öğrendik. Köyde yağmur kokusunu unuttuk. Ceplerimize telefonlar girdi en akıllısından. Biz muhabbet etmeyi unuttuk. Bilgi arttı. Ama vicdanımızı kullanmayı unuttuk. Elimizin altına bilgisayar geldi. Postacıları unuttuk. Her cüzdana kredi kartı girdi. Biz paranın değerini unuttuk. Parfümlere verdik tüm değeri. Kırlarda taze çiçeklerin kokusunu unuttuk. İlaç kolay bulunur, tedavi çabuk edilir oldu. Hastalıklar çoğaldı ve sağlıklı yaşamayı unuttuk. Ve o kadar çok koşturduk ki... Biz yaşamayı unuttuk.
"Enkaz Altındakiler tüm dünyada aynı anda başlayan bir yarışma. Kimseye duyurulmadan, reklamı yapılmadan başlayacaktı. Çünkü eğer büyük reklam bütçeleri harcansaydı hazılık aşamasında birçok büyük kanal da aynı tarz projelere hazırlanacaktı. Biz rakipsiz olmak istedik. Yarışma formatının asıl yapımcısı bir Alman televizyon kanalının sahibi. Bizler sadece yerel yapımcılarız. Onlar bütçeyi sağlar, biz onlar için alanı bulur, platform haline getiririz, yarışmacıları seçeriz ve çekimleri yapıp onlara göndeririz. İçinde bulunduğunuz alanın üzerinde yaşam alanları var, bu olmaması gereken bir şeydi. Girişi ormandan yaptık ama üzerinizde evler var, insanlar var, su kanalları var... Çıkacağınız yer ise yine bir ormanın içinde. Sizi giriş kapısına gönderdiğimiz sıralarda yapım ekibinde çalışan bir ekip arkadaşımdan çıkışa kurulan şifreli ve elektrikli kapıda bir sorun olduğuna dair bir mesaj aldım. Gidip kontrollerimizi yaptığımızda kapının artık elektrik almadığını fark ettik. Kapıya giden kablolarda bir sorun vardı. Fakat bir sorun daha vardı, kapının bağlı olduğu elektriği veren kablolar platformun iç kısmından geçiyordu. Bu sorunu çözene kadar yarışmanın Türkiye ayağı konusunda bir gecikme yaşanacağını bildirdik, yayına girmedik. Sorun ekipçe çözemeyeceğimiz kadar büyüktü. Kapı sadece elektrikle çalışan, duvara gömme şifreli bir kapı. Bunun için profesyonel bir yardım istemek zorundaydık. Ama isteyemedik..." dedi çaresizce.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.