Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İçimdeki kelimeler birden kanamaya başladı. Kabuk bağladı sandıklarım. Kelimeler ne çok kanıyor, ne çok ama içeri. Başımı kaldırıp o uzun, o gittikçe uzun tavana baktım. Her gece bu tavan altında insan bunca uzayan, göğe doğru çan sesi gibi uzayan bu tavan altında. Tavana baktım bir daha. Dışarıdan sokak lambasının ışığı giriyor içeriye, belli
İnsan Sarrafıyım! Yeliz vapura binmemiş, meydanda adamın biriyle samimi bir şekilde tokalaşmıştı. Durduğum yerden adamı tam arkasından görebiliyordum. Boyuna bosuna, endamına bakıp adamı tanıyıp tanımadığımı, daha önce görüp görmediğimi çıkarmaya uğraşıyordum. Yeliz'in bu adamla vapura binip Kadıköyü'ne geçmesi pek şüpheli görünüyordu o
Reklam
beni niçin böyle kan-ter içinde beni niçin böyle soluksoluğa hep böyle mi kıpır kıpır hep böyle mi telâş telâş beni niçin böyle susuz böyle kızgın görüyorsunuz?
Münacaat
Bu yaşa erdirdin beni, gençtim almadın canımı ölmedim genç olarak, ölmedim beni leylak büklümlerinin içten ve dışardan sarmaladığı günlerde bir zamandı heves ettim gölgemi enginde yatan o berrak sayfada gezindirsem diye ölmedim, bir gençlik ölümü saklı kaldı bende. Vakti vardıysa aşkın, onu beklemeliydi genç olmak yetmiyordu fayrap sevişmek için
Metin Altıok-Soneler
I Sevgilim bak, geçip gidiyor zaman; Aşındırarak bütün güzel duyguları. Bir yarım umuttur elimizde kalan, Göğüslemek için karanlık yarınları. Ağzımda ağzının silinmez ılık tadı, Damağımda kösnüyle gezinirken; Yüreğimde yılkı, aklımda ölüm vardı, Dışarda rüzgar acıyla inilderken. Unutulmuyor ne tuhaf dünya işleri, Seninle bir döşekte sevişirken
Yüzündeki o sonsuz saflık ve çocuk masumiyeti beni çıldırtıyordu, çünkü azize bile olsa her kadının belden altında Helenlerin keçi ayaklı ilahı gibi vahşice soluk alıp veren ve ağzına kan bulaşmış bir hayvan yaşadığına inanıyordum. Azizelerin gözlerine bu dünyanın farkında olmayan safça bir bakış yerleşirken, kasıkları kan, gözyaşı, ter, yaşam ve ölüm nabzının attığı bir ihtiras volkanıydı.
Sayfa 104Kitabı okudu
Reklam
Guatemala Kakao Tarla İşçisi
Bir Türk Doktorun Korona Güncesi
Bir Türk Doktorun Korona Güncesi
"Uzun süre susuz ve aç güneşin altında özellikle tropikal ülkelerde tarla işçilerinde görülen böbrek rahatsızlığı. Nedeni konusunda halihazırda devam eden birçok araştırma var. Orta Amerika'da ölümle sonuçlanan 20 bine yakın özellikle erkek ve genç hastaları tutan bir durum daha derinine bakıldığında hastaların çoğu tarla işçisi ve
Çocuk: "Anam," dedi, "anam, yarın sabah gün işımadan uyandır beni." "Gene uyanmazsan?" "Uyanmazsam iğne sok etime. Saçlarımı çek. Döv beni." Soluk yüzlü, ince kadının kara gözleri sevinçli bir ışıltı için- de kaldı. "Ya gene uyanmazsan?" “Öldür beni." Kadın var gücüyle çocuğu kucağına alıp, bağrına bastı. "Cannn!" dedi. "Uyanmazsam." Çocuk düşündü. Birden: ağzıma biber koy," dedi. Anası yeniden, aynı sevecenlikle, gözleri yaşararak onu bağrına basıp öptü. Çocuk boyuna yineliyor: "Bak uyanmazsam ağzıma biber koy ha!.." Ana: "Can!" diyor. "Biber çok acı olsun." Şımarıyor, tepiniyor, ara vermeden boyuna haykırıyor: "Acı biber, kırmızıbiber... Bir yaksın ki ağzımı. Bir yaksın ki... Hemencecik... Hemencecik uyanayım." Anasının elinden kurtuluyor, o hızla çardağa çıkıp yatağa giriyor. Bunaltıcı bir yaz gecesi... Gökte tek tük soluk yıldızlar, ko- caman, testekerlek bir ay... Yatak ekşi ekşi ter kokuyor.
Sayfa 9 - Yapi Kredi YayınlarıKitabı okuyor
"Gel şuraya otur da biraz konuşalım, dedi. Yere oturdular. - Beni tanıdın mı? Mankurt ‘hayır’ anlamında başını salladı. - Adın ne senin? - Mankurt. - Bu senin şimdiki adın. Eski adın neydi? Asıl adını hatırlamaya çalış bakalım. Mankurt sustu. Hiç konuşmuyordu. Ama, iki kaşının arasında ter tanelerinin birikmesinden, gözlerinin bir sis perdesi ardında kalmış gibi görünmesinden hatırlamaya çalıştığı belliydi. Hatırlamasını engelleyen kalın bir duvarı aşamadığı da anlaşılıyordu... "
9 Akdeniz, yağmurdan kaçırılmış, ancak üzerindeki tek bir satırı bile okunamayan bir kâğıt parçası gibi. Zaman gittikçe küçültecek onu ve bu çağın yıkımından kurtulmak için ona sığındığımızda şifrelerden örülmüş bir dil kullanmak durumunda kalacağız. Bir aynanın, işlevini ancak başka bir aynanın görüntüsünü yansıtarak yerine getirebildiği böylesi
Turuncu Defter
Reklam
Gitgide daha kuvvetlenen keskin bir gübre kokusu beni daha çok buraya yaklaştırdı. Köy yaşayan, çalışan bir mahluktur ve bu koku onun ter kokusudur.
Sayfa 8 - MARTI YAYINCILIKKitabı okudu
Münacaat
Bu yaşa erdirdin beni,gençtim almadın canımı ölmedim genç olarak ,ölmedim beni leylak büklümlerinin içten ve dışardan sarmaladığı günlerde bir zamandı heves ettim gölgemi enginde yatan o berrak sayfada gezindirsem diye ölmedim, bir gençlik ölümü saklı kaldı bende. Vakti vardıysa aşkın,onu beklemeliydi genç olmak yetmiyordu fayrap sevişmek
Aşk işgal değildir.
“Sen benim altıncı işimsin. Onca ağır yükün altında sana ayırabileceğim ancak yorgunluğumdur. Otuz iki yıl kalbimi ve gövdemi silerek kurduğum dünyanın önüne almamı bekleme seni. Ne kadar derinden gelirse gelsin, ne kadar yakıcı olursa olsun, görünmez bir boşluğu o da bir sürelik dolduracak bir ses için onca yılı hiçleyemem. Bu dünyayı kolaylaştıracaksın diye kapılarımı açtım. Bir yol boyu pınarsın sen. Kan ter içinde geliyorum bir yudum serinlik için, içindeki çirkefle simsiyah ediyorsun. Attığım hiçbir adım için kimseye hesap vermedim ben. Kimse için zaman saymadım. Aşk değil işgal bu. Gittikçe herkese benziyorsun. İçindeki cehennem ilgilendirmiyor beni. Bana gülün gerekli, dibindeki gübre değil. Anlıyor musun?”
352 syf.
8/10 puan verdi
Remember I Told You - Nick Jonas
Ben, Sevdiğim Tüm Erkeklere'yi çok sevmiştim, ikinci kitabın ilk kitabı unutturacağını düşünüyordum. Öyle olmadı, okurken ilk kitabı özlediğimi hissettim. İlk kitaptaki ilişkiler ve diyaloglar bu kitapta yoktu. Bu kitabın havası başkaydı, olaylar daha gerçekçiydi. Böyle düşünmemin nedeni Lara Jean'in yaşadıklarını tahmin edebilmem, iki erkeğin
Not: Seni Hala Seviyorum
Not: Seni Hala SeviyorumJenny Han · Pegasus Yayınları · 2017803 okunma
Düşünen beyin kişiyi bir sözü vermeye zorlasa da kişinin kapasitesi Bu sözü gerçekleştirmek için her zaman yeterli olmayabilir Hazal mı arayışında olan hisseden beyin düşünen beynin kontrolü zayıfladığında duruma bir kılıf uydurup kendi iradesine baskın kılar şimdi sırası değil karar vermiştim ancak canımı sıkan şu olaylar ile karşılaştın gibi ifadeler kendi kendine verilen sözlerden dönmek için sıkça kullanılan bahanelerdir Gerçekten bu durum bir erteleme ve öz kontrol sorunudur diyet yapmak egzersizlerini düzenli sürdürmek veya para biriktirmeye karar vermek gibi Geleceğe yönelik ve hazzlardan fedakarlık gerektiren kararlar düşünen beynin denetiminde ve sakin bir ruh hali içinde verilir Oysa alınan bu kararların uygulama koşullarında durum farklı olabilir yorgun veya stresli olduğumuz durumlarda irademizin zayıfladığını daha önce değinmiştik böyle durumlarda birisi sigarayı kendimize hak görmek egzersiz yapıp ter atmayı gözümüzde büyütmek tatlı tepsisinin cazibesine kendimizi kaptırmak Vitrinde gözümüzü alan ayakkabıyı Bugün alıp kredi kartının sunduğu avantajı kullanarak 3 ay sonra ödemeye başlamak ve kontrollü bütünüyle hisseden Beni bırakmak çok daha rahat ve kolaydır
Sayfa 210Kitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.