Öğrenmek isteyen okusun!
Öncelikle yazdıklarım kitap incelemesinden ziyade yazar incelemesi veya araştırma yazısı oldu. Bu araştırma-incelemeyi oluşturmak, (geceleri birer-ikişer saatimi ayırarak) bir haftamı aldı. Biraz emek verdim açıkçası. Bu sebeptendir okuyacak olanlara kesinlikle birşeyler kazandıracağımı düşünüyorum. Vakti olan herkesin
Bana şiiri sevdiren adam, Atsız'a selâm olsun!
Atsız'ın kitapları her zaman beni çok etkilemiştir. Bunun sebebini Atsız'ı tanımaya, onu bilmeye bağlıyorum. Kitaplarını, onu tanımadan okumuş olsaydım bu kadar etkilenmezdim diye düşünüyorum.
Atsız'ı abarttığımı düşünenler olabilir(onlar burayı terkedebilirler) fakat her okurun etkilendiği yazarlar
Romanlar dinlendiği yerdir okurun. Dinlenme dediysek keyif çatma manasında değil. Dünyanın yükünü bir kenara bırakıp uzaklaşma, içine çekilme, rahatsız olduğumuz ne varsa mola verme anlamında kullanıyoruz bu dinlenmeyi. Yeni bir sayfa açmak, önem verdiğimiz bir yazarın dünyasına tanıklık etmek, biraz da onun gözünden bakmak, onun gözüne bakmak.
Daha önce Hüseyin Nihat Atsız'ın Bozkurtlar ve Ruh Adam romanlarını okumuş ve oldukça sevmiştim. Ruh Adam kitabındaki şiirleri okuyunca Atsız'ın diğer şiirlerini de okumayı çok istemiştim. Kısmet bugüneymiş. Kitabımız Hüseyin Nihal Atsız'ın Yolların Sonu isimli şiir kitabı. Atsız'ın aşk şiirlerindeki coşkusu Türkçülük şiirlerinde bol miktarda var.
"Bu yeryüzü, yeryüzü olalı beri, yeryüzünde kendiliğinden her ne varsa, onları satan ülkem: tütün ve fındık ve palamut ve deri ve barsak ve pamuk ve salyangoz ve insan gücü ve delikanlılarının ve genç kızlarının alınterini ve göznurunu ve gözyaşını ve kanını ve iliğini... İsa'dan önceki yirminci yüzyılı satıp, İsa'dan sonraki yirminci yüzyılı
E-book olarak okumak İsterseniz.
drive.google.com/file/d/1upa9t7o...
Her son yeni bir başlangıca gebedir. Bitmek; kimine göre bir son, başkasına göre yeniden doğuştur. Her şeyin sonu olduğu gibi bununda bir sonu vardır. Geç olsa da öğrendim artık. Şimdi baktığımda geride ne bırakabiliyorum ve siz
İnce Memed 3 an itibarıyla bitmiş bulunmakta. 1 ve 2'nin peşine hiç ara vermeden okudum ve 4'ü de bu şekilde tamamlamayı planlıyorum. Belki de yıllar sonra zihnimde 1.si bağımsız roman olarak kalacak ama 2,3 ve 4 birbirine eklenebilir. Yaşar Kemal 1980'li yıllarda yazıyor 3 ve 4. ciltleri.
3. seri sayfalar dolusu tasvirle başlıyor. Çukurova'nın
Fakir Baykurt diyor ki:
"Epeyden beri kafamda gezen bu romanı Mamak Askeri Cezaevinde yatarken geliştirdim. Bitmedi, Ankara Sivil Merkez Cezaevine geçtim. Yapacak iş yok. Yazma olanağı da yok. Ne yapayım? Vurdum voltamı, kurdum romanımı.
Çıkınca da hemen yazdım... Gerçi bu romanda doğrudan doğruya cezaevi geçmiyor. Ama halkımızın
Osmanlı'da ne zaman ki asker siyasete müdahale etti. Ulemâ kalemi bırakıp darbelere karıştı. Kadınlar devlete müdâhil oldu. (Damatlar serisi Pargalı İbrahim, Rüstem, Topal Recep, Damat Ferid) Rüşvetin kapısı açıldı. Ehil olmayanlara vazife verildi. Bunlar aksiyonun bittiğinin alâmetleri idi. Hiçbir kale dışarıdan fethedilmemiştir. İçerideki Truva atı hükmündeki şahsiyetler, Mustafa Reşit gibi kişilerle şekil buldu. Elbette ki Rönesans'ın (15. yüzyıl) Avrupa'ya kaptırılması, yıkımın hızlandığı ilk tarih Lale Devri, Tanzimat ve Islahat fermanlarının (teknik ve fen kısımları müstesna) götürüsü büyük etkenlerdi.
İttihat ve Terakki komitesinin 10 yıllık icraatları ve I. Dünya Savaşı'nın yıkıcı etkileri, tüketilen Osmanlı ve bugün geldiğimiz nokta...
Ey saçları “alagorsan” kesik hanım kız!
Gülme öyle bana bakıp sen arsız arsız!Bacağımla alay etme pek topal diye.
Bir sorsana o topallık bana nereden hediye ?Sen Şişli’de dans ederken her gece gündüz,
Biz ötede ne ovalar, çaylar, ne dümdüz yaylaları geçtik, karlı dağları aştık;
Siz salonda dans ederken bizler savaştık.
|
Ey saçları “alagorsan” kesik hanım kız!
Gülme öyle bana bakıp sen arsız arsız!
Bacağımla alay etme pek topal diye.
Bir sorsana o topallık bana nereden hediye ?
Sen Şişli’de dans ederken her gece gündüz,
Biz ötede ne ovalar, çaylar, ne dümdüz
Sen açılmış bir bahardın, biz kara kıştık;
Bizden üstün ordularla böyle çarpıştık...
Gülme öyle bana bakıp pek arsız arsız
Sen ey dışı güzel, fakat içi çamur kız!
MUHTEŞEM BİR ŞAHESER
Türk edebiyatının en iyi eserlerinden biri olan ince memed toplumda oluşan ağa-köylü çatışmasını çok güzel betimlemeler ve sürükleyici bir anlatımla kaleme ele alınmıştır. kitap kendini insana hayran bırakıyor bir solukta okunabilecek bir kitap
zengin-fakir, ağa-köylü, imkansız aşklar, toplumsal düzene baş kaldırı ve daha çok bir konuyu bir arada işlenilmiştir
BURADAN SONRA SPOYLER İÇERİR
İNCE MEMED yetim büyümüş bir çocuk kendisi küçük ama yüreği ve zekası ondan kat be kat büyük, içinde barındırdığı merhamet sevgisi, haksızlığa karşı gösterdiği mücadele, çocukluk aşkı olan hatçeye karşı sevgisi ile insanı büyülüyor .
sevdiği kızı abdi ağanın yeğenine verilmeye kalkışınca bir gece ansızın iki sevda bir olup kaçarlar bunu duyan abdi ağa köyde bulunan izci topal ali, yeğeni ve bir kaç kişi ile memedin peşine düşer. sonunda yakalanan memed çaresiz bir şeilde belinden çıkardığı silahı önce abdi ağaya sonra yeğenine üç el sıkar abdi ağa kurtulur ama yeğeni orda can verir. memed ordan hemen uzaklaşır ve hatçeyi eve gönderir. abdi ağa bunun memedi bulamayınca yalancı şahitler ile bütün suçu hatçeye yıkar. memed artık eşkiya olur ve hatçeyi mahkemeye giderken kaçırır. memedin peşine bir bölük asker çıkar memed daha önce hiç kimsenin bilmediği bir mağaraya sığınır uzun bir müddet oraya sığınır ama er geç izi bulunan memed uzun bir süre asker ile çatışmaya girer. kötü hava koşulları nedi ile geri çekilen askerler memedin izini tekrar kaybederler ve bütün suçlulara aff çıkar
İnce Memed 1Yaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202357,7bin okunma