Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bugün organize suç örgütleri güç gösterisi yaparak, değişik şekillerde karşımıza çıkıyorlar. Günümüz de organize suç örgütleri de, sağ-sol, din eksenli, etnik bölücü kesimlerinin de burjuvazisi oluştu. Sistem, gerçekte "yeraltı dünyası" ile mücadele etmiyor. İktidara gelen grup, kendi mafyasını büyütmek için, rakip mafyanın üzerine gidiyor. Mafya artık sistemin tepelerindedir. Ve sistem için çatışmalarda, mafya arası çatışmalara dönüşmüştür.
520 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Acıdan keyif alan Kemal'in kitabı
Kitabı bitirip kapattığımda bir ağırlık hissettim üzerimde. Farkettim ki tüm karakterlerle ilgili duygularım mütemadiyen değişmiş. Mesela, önceleri sevdigim Füsun'a sonra kızmış, daha sonra onun icin üzülmüş ve en sonunda iki duygunun birleşimi bir şeyler hissettim. Şımarık bulduğum Kemal'e kitap biterken hem deli gözüyle baktım hem saygı duydum hem acıdım. Sanırım bunun sebebi kitabın çok sağlam olan olay örgüsü zira bugün konuyu anneme özetlemeye çalışırken hem kitabın tümünü anlativerdim hem de bu anlatımımın oldukça eksik olduğunu farkettim. Eksikti çünkü kitaptaki yan karakterlerin hikayeleri esas karakterlere baska bir yön kazandırıyor ve bütün iliskileri açıklamakta birer ufak anahtar oluyordu. Ayrıca Türkiye’nin ‘70’li, ‘80’li yıllarının panoroması da çok baskın bir şekilde olmasa da arka planda hikayeye eşlik ediyor. “Aşk romanı” olararak nitelense de hikayenin politik bir yönü olduğunu da söylemek gerek. Türk burjuvazisi, doğu-batı, şehir-taşra, kadın-erkek, muhafazakarlık- serbestlik gibi ikilikler yazarın metinlerinden aşina olduğumuz bir şekilde burada da karşımıza çıkıyorlar. Ve son olarak Çetin efendi yüreğimi dağlasa da olayı güzel özetlemiş. O bitirsin madem: _spoiler_ "Onlar, ikisi de çok iyi, çok saf insanlardı ve birbirlerine çok uygunlardı, ama Allah onları birleştirmemişti ve bizler de bunu çok fazla sorgulayacak durumda değildik."
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202241,2bin okunma
Reklam
Türk burjuvazisi
Türkiye'deki burjuvazi deneyinin başlaması ise, Avrupa'nın tam aksine memleketin en güçsüz olduğu bir döneme, 1800 yıllarına rastlamaktadır. Ekonomik, siyasal ve askeri çöküntü içinde bulunduğumuz bir dönemde Türkiye burjuva yaratmak peşindedir. Zira bu sınıfın bizdeki oluşumu doğal koşulların değil, iç ve dış zorlamaların, siyasal tercihlerin bir sonucudur. Hal böyle olunca, suni doğumla, memleketin çok zayıf bir döneminde dünyaya gelen yerli burjuvazi cılız kalmıştır. Avrupa'da başarıyla yerine getirdiği tarihsel görevi bizde yüklenememiştir.
"Türk burjuvazisi, cehaleti ile övünecek kadar şuursuzdur."
Türk burjuvazisi daha doğarken, kendilerine bol keseden Atatürkçü sıfatı veren sağcı iktidarlar ülkeyi 'sistem'e tutsak etmiş, bu da gelişmekte olan burjuvazinin komprador özelliklerle yozlaşmasına neden olmuştur.
Osmanlı burjuvazisi hem gayr-i müslim, hem komprador; Bu da, Türk milliyetçiliğinin sınıfsal düzeyde boşlukta kalmasına neden oluyor. Mustafa Kemal boşluğu asker/sivil bürokrasi, aydınlar, kısmen eşraf, kısmen halkla doldurmayı bilmiş, gerçekleştirdiği ‘tarihsel bloku’ ustalıkla bir ‘ulusal kurtuluş cephesi’ne dönüştürmüştür.
Reklam
“Osmanlı burjuvazisi hem gayr-i müslim, hem komprador: Bu da, Türk milliyetçiliğinin sınıfsal düzeyde boşlukta kalmasına neden oluyor. Mustafa Kemal boşluğu asker/sivil bürokrasi, aydınlar, kısmen eşraf, kısmen halkla doldurmayı bilmiş, gerçekleştirdiği ‘tarihsel bloku’ ustalıkla bir ‘ulusal kurtuluş cephesi’ne dönüştürmüştür.”
bildirini, seni, partini ayrı ayrı s2m. awk pçi.
Niyetleri, amaçları, hedefleri, yürüttükleri strateji ve taktikleri hak­kında; kuruluş bildirisi, kongre kararların ve yazılı dokümanlarıyla, Par­tiye Karkeran Kürdistan / Kürdistan İşçi Partisi (PKK): "Partinin taktiği gerilladır. Siyasi gelişmeleri bu yönlendirecektir. Gerilla çekirdeği, parti çekirdeğimizin daha da yoğunlaştırılmış
Sayfa 15 - PKK Kuruluş Bildirisi 1984, PKK Kürdistan Devriminin Yolu 1984, PKK 3.cü Kongre Gündemi 1986, Abdullah Öcalan, Seçme Yazılar Cilt IV 1989, II nci Ulusal Konferans Ka­rarlarıKitabı okudu
Milli Kurtuluş Savaşı'nın başına, İç Anadolu burjuvazisi ile, özellikle askerler arasından olmak üzere, ilerici aydınlar geçmişti. Mustafa Kemal Paşa, bu ilerici aydın askerler içinden çıkmıştı. İtilaf Devletleri kapitalistleri Türkiye'de, İstanbul'daki padişah hükümetinden yana olan, gerici, İstanbul ve İzmir büyük komprador burjuvazisine sırtlarını dayamışlardı. Türk burjuvazisinin bu bölümü, yabancı sermayeyle, özellikle İngiliz ve Fransız sermayesiyle sıkı sıkıya bağlı olduğu için, yabancı kapitalistlerin ve tacirlerin Türk pazarlarına sızmasına ve Anadolu'daki küçük ve orta tacirlerin silinip süpürülmesine yardım etmiş oluyordu.
Sayfa 25
Regas, Koraes, vb.
Yunan İhtilali öncesinde eylemleriyle isim yapmış Yunanlılar (bu kimseler kendilerine “Romios-Rum”, kimileri “Helen”, kimileri “Grekos-Grek” demişlerdi) Türk tarihçiliğinde hemen hemen bütünüyle bilinmemektedirler. Konu ile ilgili kitaplarda, örneğin Koraes ve Regas’tan, genellikle ya hiç söz edilmemekte, yada söz edildiğinde, -özellikle Regas-
Reklam
Regas’ın değerlendirilmesi
Yazmış oldukları, yapmak istedikleri tekrarlanmadan Regas’ı özetlersek, Osmanlı Devleti içinde Fransız Devrimi’ne benzer toplumsal ve politik bir devrimin gerçekleşmesini istemiştir diyebiliriz. ' Kimi tarihçiler Regas’ın bir “federasyon” peşinde olduğunu İleriye sürmüşlerdir. Oysa Anayasa’da görüldüğü gibi düşünürün böyle bir isteği yoktu.
İttihat ve Terakki hükümetinin programları, ülke içinde sadece hızlı dönüştürücü etki yaratmakla kalmayıp, Türkiye cumhuriyetinin gelecekteki gelişmesinde de uzun vadeli etkiler doğurmuştur. İTP'nin imparatorluğun yabancılar ve yerel dini azınlıklara ekonomik bağımlılığını kırma girişimleri, bu değişikliklerin önemli bir örneğidir. İmparatorluğun ticareti ve yatırımları, çoğunlukla hükümetleri Osmanlılarla savaşta olan İttifak (Antant) devletleri şirketlerinin elinde olduğundan, savaş zamanına özgü ekonomi politikalar uygulanması da mutlak bir gereklilikti. Bu yüzden İTP, 1914'te kapitülasyonları iptal etti, koruyucu gümrük tarifeleri getirdi ve yabancı şirketleri Osmanlı adli sistemine sokacak ve Osmanlı vergi mükellefleri yapacak önlemler aldı. İttihat ve Terakki'nin devlet ihalelerini Türk Müslüman girişimcilerine verme politikasıyla, bu ekonomik bağımsızlık iddiasında bir adım daha atıldı. Bu kişilerden bazılarının savaşta ticaret ve nakliye alanlarında büyük paralar kazanmaları bir Türk Müslüman burjuvazisi yaratmadıysa da, Müslüman tüccarlar adına uygun yatırım fırsatları sağlanarak Avrupalıların ve onların yerel Hristiyan ortaklarının avantajlarına bir kısıtlama getirilmiş oldu.
Sayfa 168 - Agora KitaplığıKitabı okudu
Türk burjuvazisi kırk haramilerden daha haysiyetsiz bir çete. Çete bile değil. Bul karayı, al parayı. Bu burjuvazinin iki marifeti var: hayâsızlık ve el çabukluğu. Hiçbir zaman düşünmedi bu sınıf. Burnunun ucundaki felaketi görmeyecek kadar ahmaktır ve piçlerini asefal birer hilkat garibesi gibi kaldırımlara boşaltıyor. Bu bir sınıf değil, bir panayır grubu.
211 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.