Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türkçülüğün yanı sıra islamiyetin de politik bir sermaye zırhı haline getirilmesi demek olan Türk-İslam sentezi, sömürü ilişkilerini korumak ve toplumsal gericiliği diri tutmak için ne lazımsa onların eklektik birliğinden oluşur.
348 syf.
10/10 puan verdi
Yav he he, Türk'ün Türk'ten Başka Dostu Yoktur!
"Tarih, bir anlamda halkların kutsal kitabıdır." M. İ. Karamzin Karamzin'in bu sözünü çok severim. Çünkü bana, Tarih'i ne kadar iyi ve ne kadar doğru bilmek zorunda olduğumuzu hatırlatıyor. Kitabı okumaya da bu söz ile başlıyorsunuz zaten ve kitabın size ne anlatmak istediğini daha ilk sayfasında görüyorsunuz. Kitabın
1200 Yıllık Sürgün
1200 Yıllık SürgünD. Ahsen Batur · 201351 okunma
Reklam
Tengri Biz Menen!
Öncelikle Tengri inancı Türklerin, henüz İslamı bırak, İslamın babası olan Yahudi inancı bile tam olarak oluşmamışken var olan bir inançtır. Antik Türkler, herşeyi kapsayan en yüksek boyuttaki Tengri'nin varlığına inanmaktalardı. Ancak bu Tengri, İslâmiyet'teki Allah'ın aksine insanların ve evrenin diğer varlıklarının yaşam
136 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 günde okudu
Gül Yetiştiren Adam
Türk edebiyatının değerli şahsiyetlerinden Rasim Özdenören'in okuduğum ikinci kitabı. "Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler "di ilki. 80'li yıllarda yazılmış olmasına rağmen bugünun sorunlarına ışık tutan ve derin bir bakış açısıyla yazılan bu kitabı çok beğenmiştim. Bir Müslüman olarak İslamiyete hangi açıdan baktığımızı gösteren bizi
Gül Yetiştiren Adam
Gül Yetiştiren AdamRasim Özdenören · İz Yayıncılık · 202117,7bin okunma
Kendi anlatısına göre "Nakşibendi tekkesinde çorba içerek büyümüş" ve bu çizgide olanların yuvalandıkları Aydınlar Ocağı'ndan yetişmiş bir Türk-İslam Sentezi savunucusu olan Turgut Özal, Mart 1984 seçimlerinden güçlenerek çıkınca, onun iki eliyle simgeleyip başının üzerinde birleştirdiği Amerikancı bölücülük ve Amerikancı islamcılık, basın-yayında en sık kullanılan sözcükler oldu. 1984'ten sonra Türkiye'de bilimgüder (laik) yönetim biçimini karalayarak, ABD'nin istediği dingüder İslam devletini savunan gazete, dergi, kitap, radyo ve televizyon yayınlarının sayısında büyük bir patlama görüldü. Biricik işleri din devletini savunan yayınlar basmak olan yüzlerce yayınevi kuruldu. Din devleti ve Osmanlı özlemi aşılayan binlerce kitap basıldı yığınların din duygularını sömürerek onları din devleti kurmaya özendiren binlerce gazete ve dergi yayın yaşamına girdi.
Sayfa 239Kitabı okudu
12 Eylül yönetimi, üçüncü yılında, Amerikancı Türk islamcılığını, eşdeyişle "Türk-İslam Sentezi" çizgisini devlete egemen kılmak ve Türkiye'yi Amerika'nın istediği gibi ılımlı İslamcı bir yönetime oturtmak üzere, imam-hatip öğrencilerine kapalı bulunan Siyasal Bilimler gibi devlet yöneticisi yetiştiren eğitim kurumlarının kapısını imamlara açacak düzenlemelere yöneldi.
Sayfa 237Kitabı okudu
Reklam
177 syf.
10/10 puan verdi
"Çıngıraksız, rehbersiz deve kervanı nasıl, İpekli mallarını kimseye göstermeden, Sonu gelmez kumlara uzanırsa muttasıl, Ömrüm öyle esrarlı geçecek ses vermeden. Ve böylece bu ömür, bu ömür her dakika, Bir buz parçası gibi kendinden eriyecek. Semada yıldızlardan, yerde kurtlardan başka, Yaşayıp öldüğümü kimseler bilmeyecek!" Cahit
Bir de Simit Ağacı Olaydı
Bir de Simit Ağacı OlaydıOktay Akbal · Cem Yayınevi · 199026 okunma
Türk-İslam Sentezi” özü ve sözü ile Atatürkçülüğe karşı bir görüştür. “İslam’da laiklik” ise söz konusu değildir.
Sayfa 12 - pdf
Türk-İslam Sentezcileri, devletin kültür politikasının hedeflerini şöyle tespit ediyordu: 1. Batılılaşma, milli kültürü göz ardı etmektedir. Batı'dan "kültür" değil, ilim ve teknoloji almalıdır. Batı'yı taklit geliş­meyi engeller, soysuzlaştırır. 2. Milli kültür, milleti yapan, birleştiren temel değişmez esastır. Türk-İslam Sentezi'nin milliyetçiliği, kültür milliyetçi­liğidir, yıkıcı ve ayırıcı değildir. 3. Orta Asya'dan intikal eden Türk'e ait özdeğerler ara­sında Türklük gibi İslamiyet de temel faktördür. Tarihte başka dinlere giren Türkler, Türk kimliğini yitirmiştir. 4. Milli kültürü korumak ve güçlendirmek, devlet eliyle bir plan dahilinde olacaktır. Karşımızda esas sorun, devletin kalıcılığıdır. Bu milli politika, demokrasi ve insan haklarıyla uzlaşma içindedir. 5. Türkiye'nin sanayileşmesi bir zarurettir. Fakat, sana­yileşen toplum kendine özgü din ve ahlak esaslarını bir tarafa bırakmamalıdır. Kalkınma planlarında din ve ahlaka önemli yer vermek gerektir.
Sayfa 112 - Türk-İslam Sentezi fikrini öne süren aydınlar, Ali Fuat Başgil, Mümtaz Turhan, Nurettin Topçu, N.S. Baharlı, İbrahim Kafesoğlu, Muharrem Ergin
488 syf.
10/10 puan verdi
Fuzûlî, dünyadaki güzelliklerin aslında ilahi güzelliğin bir yansıması olduğunu ve bir kişiye duyulan aşkın gerçekte o kişide bulunan ilahi unsur olduğunu kabul ederek, Kur’an ve sünneti, peygamber gibi yaşamayı amaçlayan tasavvuf doktrininin temsilcisi olmuştur. Eserlerinde Kur’an, sünnet, hadis ve kıssalara fazlaca yer veren Fuzûlî’de aşk ise, alelade bir eğlencenin ötesinde, bütün benliğini feda ettiği ilahi bir tutkudur. Şiirlerinde görülen aşk tipleri, gerçek muhatap olan Allah’ı arayan “Mecnûn”lardır. Fuzûlî, insanlığı yücelten iman ve salih ameli gaye edinen şiirler peşindedir. Ancak buna çalışırken de kuru ve yavan bir didaktikliğe düşmemiştir. "Leylâ vü Mecnûn" mesnevisi, her ne kadar, bireysel hayatla ilgili olan aşkı konu edinse de hayatın her safhasına tesir eden dinin etkisindedir. Hem Fuzûlî’nin almış olduğu eğitim ve yetişme tarzı hem de dönemin sosyal ve kültürel şartları, böyle bir eserin ortaya çıkmasında, çok önemli etkenler konumundadır. Zira bu eser XIII. asırdan itibaren tevhid, aşk ve marifet kavramları üzerinde şekillenmeye başlayan İslami edebiyatın olgun bir sentezi konumundadır. Eserin kökenine dair bulgular henüz netleşmemiştir. Şimdilik VII. yüzyıla kadar götürülmekle birlikte İslâm öncesi hatta M.Ö 4000’lere, Sümer ve Asur kaynaklarına dayandırıldığı da görülmektedir. Arap, Fars ve Türk edebiyatı sahasında farklı şairler tarafından kaleme alınan Leylâ vü Mecnûn eserini zirveye çıkaran Fuzûlî, minyatür, opera, piyes ve sinema gibi çeşitli sanatlara kaynaklık etmiştir.
Fuzuli
Fuzuli
Leylâ vü Mecnun
Leylâ vü MecnunFuzuli · Dergah Yayınları · 20171,931 okunma
Reklam
Bir taraftan 12 Eylülcüler Atatürk'ü Türk-İslam Sentezi ideolojisinin ideoloğu olarak göstermeye çalışırken diğer taraftan radikal İslamcılar, tatlı su solcuları, dönme liberaller ve hatta bazı ulusal solcular da Atatürk'ü "dinsiz" göstermeye çalışmışlardır.
Yakınlarda, Türk-İslam Sentezi görüşü, kamu önünde yeniden birinci plana çıktı. Bu görüşe karşı tepki, hem Anayasa etrafında demokratik, laik, sosyal devlet anlayışına bağlı olanlar, hem de Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan geldi. Diyanet, gazetelerde yayınlanan bir bildiri ile İslam dininin evrensel olduğunu belirterek, "Arap islamı, Hint islamı, Türk islamı ifadeleri yanlıştır. Toplumların zamana, ülkeler ve toplumla­ra göre değişen, kendilerine has yaşam tarzları, örf, adet ve gelenekleri vardır", dedikten sonra bildiride şu satırlara yer vermektedir: "Bu kültür değerleri içinde bazı dini motifler bu­lunsa da bunlar din sayılmaz. Müslümanlık, Hz. Peygamber'in tebliğ ve hayatında tatbik edip öğrettiği din olup tektir. Irklar için ayrı değildir. Türk Müslümanlığı yerine, Türk'ün İslam'ın özüne uygun, barışçıl ifadesinin kullanılması daha isabetli olur."
Sayfa 117
Türk, Müslüman Olduktan Sonra Türk'tür Üstad şişeyle suyun terkibi/sentezi olmaz hesabı Türk İslam, Kürt İslam, Arap İslam gibi eklemelere şiddetle karşı çıkıyor. Türk de, Arap da Kürt de Müslüman olduktan sonra Türk, Kürt ve Arap'tır. Büyük Doğu Mimarı bu hususta mealen diyor ki: "Bizim milliyetçilik anlayışımız şudur: Biz insanların
“Türk-İslam Sentezi” özü ve sözü ile Atatürkçülüğe karşı bir görüştür. “İslam’da laiklik” ise söz konusu değildir.
Seyyid Ahmed Arvâsî
Türk İslam ülküsüne bağlı, Türklük şuur ve vakarına, İslam iman, aşk, ahlak aksiyonuna sahip: Türklüğü beden, İslamiyet’i ruhu bilen; milletini teknolojik hamlelerle dünyanın bir numaralı devleti yapmak özlemi ile çırpınan dünya Türklüğünün, İslam dünyasının ve bütün mazlum milletlerin ümidi olmaya namzet bir gençlik yetiştirmekten başka çaremiz yoktur. Din ve milliyet zıt değerler değildir. Bu sebepten sentez, tez ile anti-tez arasında söz konusu olacağına, yıllardan beri kullandığımız Türk-İslam sentezi yerine, Türk-İslam ülküsü daha uygun olur düşüncesi ile kitabımızın adını Türk-İslam Ülküsü olarak seçtik (Karabulut, s.75-76)
Sayfa 213 - KriptoKitabı okudu
573 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.