* Gerçekte bütün devletlerin bütün devletlere karşı, ilan edilmemiş de olsa, doğa gereği bir savaşı vardır.
* Kendi kendini yenmek zaferlerin en başta geleni ve en güzelidir, kendine yenilmek ise bütün bozgunların en çirkini ve en kötüsüdür. Bu, hepimizin içinde kendimize karşı bir savaş olduğunu gösterir.
* İçimizde haz ve acı dediğimiz,
Böyle güzel bir kıssa çok nadir okumuşumdur:))
Bir zavallı kuş tuzağa düşmüş,hile ile yakalanmıştı.Hilk bu ya, kuş dile gelmiş ve kendisini yakalayan avcıya,
"Efendim,sen hayatında bir çok defa koyun ve sığır yemişsin,pek çok kerede de develer kurban etmişsindir.Sen onların etleriyle bile
doyamamışken benimle hiç doyamazsın.
Beni serbest bırakırsan sana üç öğüt veririm.
Bu üç öğütten
Sayfa 90
Peygamber nasihati..
Hz. Davut, oğluna şöyle dedi:
Ey oğlum Süleyman! Sana üç öğüt vereyim:
Eline geçmeyen şeye tevekkül et.
Elde ettiğine razı ol.
Elinden kaçana sabret.
Sayfa 172
Ben katı kalpli adamda üç belirti gördüm ve görünce de ondan yüz çevirdim:
1. Zavallı, çaresiz insanlara karşı sert davranır ve haksızlık eder.
2. Varlıkta da, yoklukta da talihinden şikâyet eder, hiç memnun değildir, kanaat nedir bilmez.
3. Kendisine ne kadar öğüt verilirse verilsin, kalbinin katılığından bunlara duyarsız kalır, hiç etkilenmez.
Dünyaya bağlanmış öyle birini sen ölü say ve öyleleriyle birlikte olmayı ölülerle düşüp kalkmak olarak gör!
Sayfa 89 - Sufi Kitap Y.Kitabı okudu
Üç yerde de aynı uyarı..!
- Andolsun biz Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?
Kamer Sûresi meali 40
Kur'an'ın gerçek anlamda okunması söz konusu olunca, okuyan da şu üç özelliğin birleşmesi gerekir; dil, kalp ve akıl. işte bu üçü birleştiği anda okunan Kur'an insan üzerinde etkisini gösterebilir. Dilin payı Kur'an harflerini tecvit kurallarına göre tane tane okumaktır. Aklın payı manaların yorumu ve tefsiridir. Kalbin nasibi de öğütlerden etkilenmek, uyarılardan ders çıkarmaktır, gereğini yerine getirmektir. Dil okur, akıl okunanı terceme eder, kalp ise bunlardan ders alır, öğüt alır.
Sayfa 126 - Çelik Yayınevi - 1. BaskıKitabı okudu
Müthiş bir öğüt...
"Sakın tepenize bir sırça köşk kurmayınız. Ama günün birinde nasılsa böyle bir sırça köşk kurulursa, onun yıkılmaz, devrilmez bir şey olduğunu sanmayın. En heybetlisini tuzla buz etmek için üç beş kelle fırlatmak yeter."
İnternetten sipariş vermek veya restoranda yemek ısmarlamak ile yaşam arasındaki fark nedir? Eğer şu ana kadar internetten bir şey ısmarlamadıysanız bile eminim hepiniz bir kere olsun bir restoranda yemek ısmarlamışsınızdır. Yaşam da aynı şekilde işler. Evren’i garsonunuz olarak görün. Siz ne ısmarlarsanız, o servis edilecektir. … Restoranda
Şu dünyada öğütlerden geçilmez: "Aman günah, ayıp, kötü, yanlış!" Karnın açsa kuru öğüt çekilmez önce doyur da ardından konuş. Nedense hep size göbek, bize ahlak. Unutma, kulak ver de dinle bak, ister böyle düşün, ister başka türlü: Önce ekmek gelir, ardından ahlak! Dünya nimetleri bir koca ekmek, yoksullara da birer lokma gerek.
Tümüyle dinsel kültürlere bağlı insanlar sekiz yaşında bir çocuğa benzetilebilirler, bu yaşta bir çocuk babasının yardımını gereksinir ama öte yandan babasının öğüt ve ilkelerini kendi yaşamında uygulamaya başlamıştır. Çağdaş insansa üç yaşında bir çocuk konumundadır. Ancak gereksinim duyduğu an baba diye bağırır. Gereksinimi yoksa eğer oyununa dalıp gider.
Sayfa 103Kitabı okudu
