İki yıldız arası göğe asılı hamak...
Uyku, uyku... Zamansız ve mekânsız, uyumak.
Uyumak istiyorum; başım bir cenk meydanı;
Harfsiz ve kelimesiz düşünmek Yaradanı.
İlgisizlik, her şeyden kesilmiş ilgisizlik;
Bilmeyiş ki, en büyük ilme denk bilgisizlik.
Usandım boş yere hep gitmeler, gelmelerden;
Bırakın uyuyayım, yandım kelimelerden!
Göz kapaklarımda gün, kapkara bir kızıllık;
Kulağımda tarihin çıkrık sesi, bin yıllık.
Bir yurt ki bu, diriler ölü, ölüler diri;
Raflarda toza batmış Peygamberden bildiri.
Her gün yalnız namazdan namaza uyanayım;
Bir dilim kuru ekmek; acı suya banayım!
Ve tekrar uyuyayım ve kalkayım ezanla!
Yaşaya dursun insan, hayat dediği zanla...
"Uykun var mı?"
"Yok."
"Benim de yok. Çakılların üstüne oturalım, sana soracaklarım var."
İkimiz de yorgunduk ama, uyumak istemiyorduk. Bugünün zehirini yitirmek istemiyorduk. Uyku, sanki tehlike anında bize, kaçma anlamında bir şey olarak görünüyordu; uyumaktan utanıyorduk.
Deniz kıyısına oturduk. Zorba kafasını
"Artık korkmuyordum," dedi bana. "Tam tersine, sonunda ölümün ağırlığını üstümden kaldırmışlar gibi hissediyordum; tek istediğim şey, yatıp uyumak için her şeyin bir an önce bitmesiydi."
Nelere inanıyorum?
Özel hayata
Kültürü desteklemeye
Müziğe, Shakespeare'e, eski binalara
Nelerden keyif alıyorum?
Müzik
Aşık olmak
Çocuklar
Uyumak
Et
Kusurlarım
Hep geç kalmak
Yalan söylemek, çok konuşmak
Tembellik
Hayır deme irademin zayıflığı
"Yarın da her zamanki gibi bir gün olacak. Mutluluk hiçbir zaman gelmeyecek. Bunun farkındayım. Ama elbet gelecek, yarın gelecek diye inanıp uyumak en iyisi."
“Uyumak mı? Hem de böyle bir gecede?Bir insan yatağa yalnız başına uzandığında, üstünü örttüğü battaniyenin o kişinin düşüncelerini nasıl boğup öldürdüğünü ve bunaltıcı rüyalarını nasıl sürekli sıcak tuttuğunu bir düşün.”
...uyumak ve uyandığında hayatının acı veren o safhasının hiç olmamış olduğunu görmek istemişti. Ömrünü pişmanlıkların damgaladığı bir yığın insan gibi…
Çok yorgunum ama uyumak istemiyorum. Yapacağım çok şey var, hayatın sonsuza dek süreceğini sandığım günlerde hep ertelediğim şeyler bunlar, sonra, hayatın yaşanmaya değmeyeceğini inanmaya başlayınca da unuttuğum.