Bir Nihayetlendirme (III)
Öykü Otobüsü - #32743786
Önceki Bölümler
Bir Başlangıç (I) - #33112707
Bir Detaylandırma (II) - #33663164
"Nihayet" diye bağırıyorum. Gözlerimi açtığımda otobüsteki herkesin bana doğru baktığını fark ediyorum. Ne oldu
Hiç uçağa bindin mi? Şimdi, kapa gözlerini ve bir uçağa bindiğini düşün... Eve dönüyorsun. Havaalanında sevdiklerin bekliyor; tıpkı senin hasretle onlara kavuşmayı beklediğin gibi. Çok özlediğin;eşin, çocukların, annen, baban, torunların, arkadaşların...Onlara kavuşmana bir saat varken bir anons duydun:
Sayın Yolcular, şimdi sakin olmaya çalışın.
Hiç uçağa bindin mi? Şimdi, gözlerini kapat ve bir uçağa bindiğini düşün... Uzun zaman sonra eve dönü- yorsun. Havaalanında sevdiklerin bekliyor. Çok özledi- ğin sevenlerin: Annen, baban, kardeşlerin, deden, ninen, akrabaların, arkadaşların... Onlara kavuşmana bir saat var- ken bir anons duydun:
"Sayın Yolcular, şimdi sakin olmaya çalışın.
Merhaba...
Kreutzer Sonat kitabı, bir tren yolculuğu öyküsüyle başlar; insanoğlunun ruhunun derinliklerinde uyuyan şiddete, kıskançlığa, zavallılığa uzanır.
Pozdnişev’in öyküsü, Lev Tolstoy’un yaşadığı dönemin ahlak anlayışının ve kadın erkek ilişkilerindeki değerlerin değişmesiyle yaşanan sancıların bir panoraması niteliğindedir.
Trende yolcular arasında başlayan sohbette, kitabın baş kahramanı Pozdnişev nasıl olup da çöktüğünü, bezginleştiğini anlatır.
Gençliğinde sefih bir hayat sürmüş olan Pozdnişev’in, kadın ile erkek arasındaki onulmaz farkları keşfetmesi ve karısıyla arasında gittikçe açılan uçurum, onu her geçen gün dönüşü olmayan bir yola sokar. Karısının onu bir müzisyenle aldattığından kuşkulandığındaysa ruhunun derinlerinde yatan şiddet açığa çıkacaktır.
Kadın erkek ilişkilerinde kişinin kendine saygısı ve erdemin önemine inanan Tolstoy, Beethoven’in müziğini eksene alarak yazdığı bu eserinde Tolstoyculuğun temel taşlarını ortaya koyar; erdemsizliğin insanoğlunu ne gibi çıkmazlara sürüklediğine işaret etmeye çalışır.
Kitap yayımlandığı dönemde büyük skandala yol açmış; Rusya’da yasaklanmış ve Amerika’da dağıtımı engellenmiştir.
Ne var ki roman sayısız sanat eserine de esin kaynağı olacaktır.
Kreutzer SonatLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201910,7bin okunma
Burada, havanın dingin olduğu sıcak gecelerde, çevresindeki bezden perdeler hala gerili güvertede açıkta uyuyan, kurşuni denizlere doğru yol alan ve bir gün gelip rüzgarın sertleşebileceğini unutmaya çalışan yolcular gibi uyunuyordu.
.
Paydos, bir daha içki içmeyeceğim!.. Asla! Aklımı başıma toplama zamanı çoktan geldi. Çalışmalı, insanlara hizmet etmeliyim. Aylık almasını seviyorsan namusunla, bütün gücünle, vicdanının sesini dinleyerek çalış; dinlenmeyi, uykuyu bir yana bırakarak çalış, arkadaş! Beleşten aylık almaya iyice alıştın, işte tüm kötülüklerin başı da bu...
Kendi
Spoiler içerir.
İnsanları yüzlerinden okumaya başlıyorum.
Bu tecrübenin lisanı mı yoksa maziden yansıyan yaşanmışlıkların anıları mı? Yaş mı alıyoruz yaş almışları örnek mi?
Yüce rehber kur’an der ki;
Eləmədiklərim yandırar məni - Musa Yaqub
Əvvəl budaq-budaq suda uyuyan,
Sonra çarxı dönüb, arxı quruyan
Bir yağışa həsrət söyüdlər kimi
Eləmədiklərim yandırar məni...
Özümə verdiyim öyüdlər kimi
Eləmədiklərim yandırar məni...
Bir akşam, Galilee Gölü'nde fırtına vardı.
Bir tekne, batmanın eşiğindeydi. Felaketten kaçınmanın hiçbir yolu yok gibi görünüyordu. Yolcular ve gemiciler eşit şekilde çaresizdiler.
Şiddetli rüzgâr fırtınası, herkesi varlığının merkezine kadar sarstı. Dalgalar tekneyi kırmaya başlamıştı. Kıyı, ulaşmanın çok ötesindeydi.
Fakat bu azgın
☁️ youtu.be/tDxvxhGJXYs
Halihazırda uzun ve aheste geçen bir yolculuk bitti. Hayırlı bir yolculuk... Gözlerimi açtım, camın buğusunu sildim gördüm ki bulutlar yere inmiş alabildiğine bir mavilik ve omzumda uyuyan tatlı bir serinlik.
Radyoda karadeniz dalgaları... ⚓
Ve içimde bir yerde o nahif telaffuzu ile
Atilla İlhan mırıldandı:
"İkimiz otobüsle uzak bir şehre gidiyormuşuz
Kars’a mı desek
Ardahan’a mı desek
yollarda kar bulut mavisi dağlar duman
derin bir uykusuzluğa sarkmış
uykusuzluğa sarkmış yolcular
bir uçuruma sarkar gibi
tedirgin, ürkek
gizli böcek çıtırtıları şoförün radyosundan
camlar buğulandı
sabah oluyor
omuzumda uyuyorsunuz."
Cümle halk ehl-i sefer dünyâ misâfirhânedir
Bir mukîm âdem bulunmaz ne aceb kâşânedir
hizliresim.com/XME7Mo
Linkte ki fotoğrafı görür görmez kendi kendime "ne ibretlik bir fotoğraf" dedim ve sizlerle de paylaşmak istedim. Fotoğrafdaki insanlar, bir tren yolculuğu esnâsında kendilerinden geçerek derin bir uykuya
18 Nisan 1912 gecesi Kaptan Arthur Roston'un yönetimindeki küçük Carpathia gemisi, New York Limanı'na girdi. Çan, düdük ve sirenlerini çalan belediye başkanının römorkörü ve irili ufaklı tekneler tarafından karşılandı. Rıhtımda yolcular borda iskelesinden inerken, hemen üzerlerine üşüşen kalabalık bir gazeteci grubu dahil, kırk binden fazla insan
Bir tren yolculuğu öyküsüyle başlıyor, insanoğlunun ruhunun derinliklerinde uyuyan şiddete, kıskançlığa, zavallılığa uzanıyor. Trende başlayan bir söyleşi sırasında yolcular arasında bulunan, kitabın baş kahramanı Pozdnişev, nasıl olup da böyle çöktüğünü, bezginleştiğini anlatır.
Kreutzer SonatıLev Tolstoy · Oda Yayınları · 200810,7bin okunma
_Uyuyan Kahin Cayge : Neden Rüya Görürüz?_
_Rüyaların çeşitli işlevleri vardır. Günlük yaşamdaki sorunlara çözümler getirmek, gizli güçlerin ortaya çıkışını hızlandırmak, gelecekteki olayları işaret etmek, gerginlikleri yatıştırmak, duyular üstü algıları geliştirmek, sağlığı korumak ve yaşam için içgörü kazanmak gibi.
_Rüyalar, uyanık haldekinden
YOKSULLUKTAN ANNESİNİN AYAKKABILARINI GİYEN ÇOCUK: CHARLIE CHAPLIN – SUNAY AKIN
Mevsimin ilk kar taneleri Londra köprüsünün kulelerinde birikirken, Oakley Sokağı’ndaki tek odalı bir evde iki erkek çocuk, kırmızı kadife ceketini terzi makasıyla kesen annelerini seyretmektedir. Kadının, büyük oğlu Sydney’e ceketini bozarak diktiği palto ortaya