Tüm kitaplarını bir solukta okuduğum bu yazara hem çok yakın hem de bir o kadar uzak hissediyorum kendimi. Acı, yoksulluk, sefalet, aşağılanmayla geçen bir çocukluk, böyle güzel şeyler yazdırabiliyor insana ve ben kendi -neredeyse pürüzsüz, sorunsuz, hatırlamaya bile değmeyen sahnelerle dolu, sıradan- çocukluğumu düşünüp bu kaotik duygu yoğunluğunu, çeşitli şekillerde ortaya çıkan mücadeleyi ve acıyı kıskanıyorum.
İnsanı gelişmeye veya yerinde saymaya; dibe vurmaya veya kaçmaya; arayışa veya kabullenişe; yaşamaya veya yaşıyor gibi yapmaya, sonuçta hep bir seçime iten şey, 'acı' değil de nedir bilmiyorum.