Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
DOĞU: HAYAL GÜCÜMÜZÜN UÇSUZ BUCAKSIZ KIRKAMBARI
Doğu bizim kafamızda. Bizim Batılı kafalarımızın dışında Doğu yok. Hatta Batı'nın kendisi de yok. Batı, karşıt terimiyle aynı nedenlerle içimizde var olan bir düşünce. Ama biz onu tanımlamaya hiç gerek duymayız: O bizim kendimizdir. Biz kimiz? Doğu'nun ön yüzü mü? Ötekinin ötekisi mi? Pozitif kutup mu, doğrulanmışlık mı? Ama kimi zaman da madalyonun öteki yüzü: pozitifin negatifi. Böylece eski simgeler su yüzüne çıkıyor: bir an için Doğu ışıktır, evrensel ruhtur, iç dünyamızın sihirli mıknatısıdır, beceriksiz modernliğimize karşı takınılan bir mesafeliliktir. Ama en küçük bir olayda, sıçrayan ilk kanda, ışık titreşir, söner: Doğu, bizim korkumuzun balçığı içine gömülür; unutulmuşluğa geri çekilir, sonra düş olarak geri döner. Yol dönemecindeki sahte parıltı. Süs. Serap
Sayfa 24 - Özel Sayı 26, ORYANTALİZM, Ketebe Kitap ve Dergi Yayıncılığı, Derin Tarih, Tarih Okuyan Şaşırmaz, Genel Yayın Yönetmeni Taha Kılınç, Turkuvaz Dağıtım Pazarlama Albayrak MedyaKitabı okuyor
"Güldüğüme bakma benim. Kalbim kırıktır benim. Her gülüşüm, gizli bir hıçkırıktır" diyor ya. İşte aynen öyle.. Öyle Güldüğüme bakmayın, benim de canımı yakan bir çok şey var. Herkesin olduğu gibi, bu dünyadaki herkesin canını yakan birşeyler olduğu gibi. Elbette benim de canımı yakan bir şeyler var. Ama pes etmiyorum sadece. Pes etmiyorum hiçbir şekilde. Çünkü pes edersem, yok olup gideceğim. Yok olup gitmek de en kolayı. Bunu yapmayacağım ben işte.. Emin Yılmaz
Reklam
Yazarken
Düşünüyor insan yazarken- gerçekten bunları benden başka okuyacak kimse var mı diye. Yani laedri olarak gönderebilirim tabii ki her daim dünyaya, ama benim altımda benimle alay etmeden okuyacak, benim yazdığımı bilecek... İşte burada duraksıyor insan. Etrafta başkaları da varken yazmak çok garip değil mi? Sanat sanat içinse yazmak da benim için
Bir kurtuluştur belki, kendini yok saymak. Ve hiçbir şeye aldırmadan ya da kolayca katlanarak her şeye; hep ha varmış, ha yokmuşçasına yaşamak bir kurtuluştur belki. Ama kişi kendini yok sayabilir mi? Yaşamak var olduğunu duymaktır. Kendini var bilmektir yaşamak. Ve insanlar, bildikleri bütün iyilikleri ve kötülükleri, yüreklerinde var olduklarını bir an duymak uğruna işemezler mi? Nasıl yok sayardı kendini? Bütün sıkıntı, bütün çaba varlığını ortaya koymak için değil miydi? Şu insanların, şu kendilerini bir şey sananların karşısında, "ben de varım" diye dikilmek değil miydi bütün çatışmanın kaynağı? Oysa insanlardan bir şey beklemek boşunadır. Bütün yüceliklerini bir kalın bencillik örtmüştür onların.
720 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
on üç'ü bağlamak.
Merhabalar yeniden, hemen incelemeye geçiyorum... Aşırı slowburn destekleyen biriyim ben, o yüzden 2000 sayfa olsa da okurum, sıkıntım yok sayfa sayısı ile alakalı. Birde ben aşırı duygusal bir insanımdır, tatlış sahnelere bile ağlarım ama bu kitapta gözlerimin şiştiği ana kadar ağlamayı beklerken sadece 2 sahnede gözlerim doldu + sonda bir iki gözyaşı döktüm. İlk 100 sayfası berbattı, 400tl boşuna mı verdim diye hallendim hep ama sonra gerçekten bu kitap mutlu etti beni. Yaş farkı rahatsız edici, kitabın arkasına uyarı koymaları da lazım. Ama hikaye güzeldi. 10 üzerinden 7.5 veya 8 verebilirim kitaba. SPOİLER Kitapta son sahnede çok kırıldım. O annenin yüzünü şeytan görsün. Çocuklarını seçmeyeceğinden eminim, o aptal adama gidecek yine! Son sayfalarda Johnny Shannon'a haksızlık etti. Kız onun yanında kalmak için babasının onu öldürmesini bile göze aldı ama Johnny ona lüzumsuz şekilde kaba davrandı. Neyse ki bunu sonradan fark etti. Ama Johnny ilaç etkisindeyken kızın sadece "Babam" dediğini hatırlaması çook sinir bozucu. Oğlum, az daha zorla hadiii! Hatırlaman lazım! Ama o ilaç etkisinde olduğu tüm bölümü güle güle okudum. Eğlendirdi beni. Ben kitapların sonunda hep en sevdiğim karakteri belirlerim. Bu kitapta ise en sevdiğim karakter(ler) Gibsie ve Shannon'du. Gibsie çok komik biri bence, güldürdü beni. Shannon ise "Keşke benim kızım olsaydı da ona çok iyi baksaydım" diyip durduğum bir ponçik oldu. Çok seviyorum, çook! Shannoncuğum… Güzeldi kitap, beğendim ben. Öneririm, ama kesinlikle 18+ unsurlar var, cinsellik olsun zorbalık olsun.
On Üç’ü Bağlamak
On Üç’ü Bağlamak
Chloe Walsh
Chloe Walsh
On Üç’ü Bağlamak
On Üç’ü BağlamakChloe Walsh · Martı Yayınları · 2024289 okunma
Bir insanın tüm hayatının nihayetinde, mutlu olduğu manzarasında olmak :)
"Look, I have no illusions. Okay, I know the life I live. I know how it's gonna end for me. Whatever, I'm okay with that. But I wanted you to know that: When I do picture myself happy it's with you and the kid." ~~~ "Bak kendimi kandırmıyorum tamam mı. Hayatı nasıl yaşadığımı ve benim için nasıl sonlanacağını anlıyorum. Ve bununla bir sorunum yok. Ama bilmeni istediğim bişey var: Kendimi mutlu hayal ettiğimde o manzarada seninle ve çocukla oluyorum."
Reklam
336 syf.
·
Puan vermedi
·
18 saatte okudu
BİRLİKTE YAŞAR, BİRLİKTE ÖLÜRÜZ
Selamlar, ben Leyla. Tüm seriyi okuduktan sonra dönüp ilk kitaba yorum yazmak benim için çok zor çünkü Adrian Volkov’a hakkıyla sövememekten korkuyorum. Ama diğer kitaplardan arınarak elimden geleni yapacağım, merak etmeyin. Eskinin balelerini mutlu kadını Winter, şimdinin evsizi ve alkoliğidir. Kaldırımlar yatağı, damarlarında dolaşan alkol
Yalanın Yemini
Yalanın YeminiRina Kent · Ren Kitap · 2023778 okunma
kimseyle konuşasım yok ama sana evdeki perdeleri bile anlatasım var
Babam delirdi, anam öldü, karım beni boşadı, dişlek baldız yüzünden abim de yok, ablamla kardeşimi de ben küstürdüm. Ama emlak zenginiyim. Biri deli olmak üzere iki tarlam var.
Sayfa 26 - Doğan KitapKitabı okuyor
312 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
"İnsan kaderin karşısındaki çaresizliğini gizlemek uğruna tesadüf diye bir kelime uydurdu. Asıl gizlemek istediği iradesinin zayıflığından doğan acıydı. Beklenmedik her karşılaşma insanı bir diğer büyük karşılaşmaya hazırlamak içindir belki de. Rastlantı gibi görünen bu çarpışmalar,kaderin büyük zincirinin halkalarıdır ve mühim olan insanı bekleyen o son yüzleşmeye hazır olmaktır." her şeyin bir nedeni var mı sizce? hep inanmak istediğim ama içimde zaman zaman sorguladığım bir soru bu. hayat öylesine akmıyor değil mi? Âşıklara Yer Yok, sorgulatıyor. Orhan'ın çektiği acıyı ellerinize veriyor. Orhan tesadüf sandığı hakikatine yürürken acılardan geçiyor,hayat ona kimi zaman Firdevs kimi zaman babası kılığında geliyor. yaşam hiç bir zaman umduğumuz doğrultuda ilerlemiyor. UMDUĞUMUZ ya bizim gerçek isteğimiz değilse ya hayat onu bize sunmak için sınavlara tabi tutuyorsa... Nefis bir kitaptı...
Âşıklara Yer Yok
Âşıklara Yer YokTarık Tufan · Doğan Kitap · 20231,651 okunma
Reklam
"Sen her zaman her şeyin en kötüsünü düşünmeye programlanmışsın. Ayarlarını değiştirmek lazım." "Değiştirsene," dedi Bahar. "Ben yapamıyorum. Olmuyor." "Öğreneceksin," dedi Ozan. "Birden olmaz, yavaş yavaş. Yapılmaz diye bir şey yok bu hayatta. Benim de yapamam dediğim çok şey vardı eskiden. Bir kısmını yaptım. Dönüp bakınca vay be dediğim şeyler var. Farkında olmuyorsun ama zamanla kırıyor insan zincirlerini."
Sayfa 272 - Pukka Yayınları, Bahar, OzanKitabı okuyor
Alper Tuğrul Amca'nın profiline girince, "Beğenme yanlışlıkla," dedi Sedef. "Sen beğenmişsin zaten baksana," dedi Alper terslenerek ve profili inceledi. Üç fotoğraftan birinde elinde rakı vardı Tuğrul Amca'nın; bunlardan birinin altında, "Biz içeriz bize yoktur vebali," yazıyordu. Fonunda Can Yücel olan bazı fotoğrafların üzerinde şaire atfedilen sözler yazılıydı. "Konuşmayı severim ama herkesle değil," demişti görünüşe göre şair. "Hayatta olsa bunların ağzına sıçan bir şiir de yazardı," diye düşündü Alper incelemeye devam ederken. "Sevdiklerinle geçen her gün bayramdır. Can Yücel" yazıyordu son paylaştığı fotoğrafta da. Yakından özensizce çekilmiş çiçek fotoğraflarını, muhalefet yapacağım derken ırkçılaşan paylaşımları hızlıca geçip telefonu Sedef'e geri verirken, "Yavşak! Kart zampara! Küba'ya gidenlerle devrime ucuz tükenmezkalem gönderen azgın teke..." diye alçak sesle öfke kustu Alper. Sedef yapay bir kahkaha attı. "Ya ne alâkası var?" "Resmen yazmış işte... Oha taşakları büzüşmüş hâlâ torunu yaşında kızlara yürüyor..." "Yok ya ayıp deme öyle. Annemin kuzeninin kocası..." diyerek adamı savunmaya geçti Sedef fısıltıyla.
Sayfa 188 - Sözler: Ağıtlar işlemiyor öyle bir kara büyüKitabı okudu
“Düşünceler kafanıza üşüşmeyi sürdürecektir, ama onları bir kenara itmeye çalışın. İki seçeneğiniz var: Ya zihninizi denetleyeceksiniz ya da zihninizin si­zi denetlemesine izin vereceksiniz. İkincisine alışkın­sınız zaten, korkular, nevrozlar, güvensizlikler içinde savrulup gidiyorsunuz, çünkü hepimizin kendi kendi­ni yok etme eğilimi var.
Alper, vapurda otobüste yanındakinin gazetesini okuyanlar gibi bakışını Sedef'in ekranına dikmişti. Sedef, "Tuğrul Amca ya," dedi telefonu rahat görmesi için Alper'e uzatıp. Profil fotoğrafından anlaşıldığı kadarıyla, kafasının yanlarında ve arkasında kalmış birkaç tutam kır saçı favorilerinden sakallarıyla birleştirip bir
Sayfa 188 - Sözler: Ağıtlar işlemiyor öyle bir kara büyüKitabı okudu
Coğrafyacı birden coştu “Sen çok uzaklardan geliyorsun kaşifsin artık gezegenini anlatırsın bana “ Ve kağıt defterini açarak kalemine yontu Keşiflerin anlattıklarini önce kurşun kalemle geçirirler deftere mürekkeple işlemeden önce kaşifin kanıtlarını sunması beklenir “Eee?” dedi coğrafyacı umutla “ Bizim orası o kadar ilginç değil. Küçücük bir yer. Üç yanardağım var bunlarda ikisi püskürür halde bir de sönmüş. Ama belli olmaz olmaz tabi” “ hiç belli olmaz” Bir de çiçeğim var. çiçekleri kaydetmiyoruz. Neden gezegendeki en güzel şey o çiçek Kaydetmiyoruz çünkü çiçekler bugün var yarın yok yani geçici
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.