Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
ah be nevzat :D
Nevzat'ın bilgili, aydın bir insan olmasını istiyorum. Çünkü bu yoksul ülkenin bilgili, kültürlü insanlara ihtiyacı var. Ama galiba olmayacak, ne yazık ki oğlumuz biraz hercai bir çocuk. Deli dolu, ne bilimle ilgilenmek istiyor, ne de sanatla. Teşvik etmeye çalıştım, olmadı. İnatlaşırsak daha da kötü olacak. Ne yapalım, demek ki insanın her istediği olmuyormuş. Nevzat bizim oğlumuz olmasına rağmen, ne benim gibi tarihe, ne babası gibi edebiyata ilgi duyuyor. Hayalimiz bu değildi ama belki de hatalı olan biziz. Yanlış olan bizim böyle bir beklenti içinde olmamız. Nevzat, bize benzemek zorunda değil, o tamamen farklı bir insan, bağımsız bir kişilik. Ve şu da bir gerçek: Amacınız ne kadar yüce olursa olsun, kendi öz çocuğunuza bile zorla hiçbir şey yaptıramazsınız.
Sayfa 420 - Nevzat'ın annesinin günlüğünden.Kitabı okuyor
Mekke#
Var elbet bizim de bir hayalimiz🙏🙃
Reklam
616 syf.
·
Puan vermedi
youtu.be/PPjazi4mQSQ?si=... Kitaptan bir müzik önerisi ile başlamak istiyorum. Kitap beyaz perdeye aktarılsa ve tanıtımı yapılsa arka fonda bu şarkı iyi giderdi. “Nasıl bu kadar kalpsiz olabilirsin?” Nakarat kısmının can alıcı sözü bu. Kitapta insanlığı sorguluyor. Ve tam da bu soruyu soruyor. Kendi gezegenine, türdeşine
Aeden
AedenAkilah Azra Kohen · Destek Yayınları · 201612,7bin okunma
Çok fazla insanla tanıştım, çok insan hayatıma girmek istedi ancak fark ettim ki henüz “beni anlamak için zaman harcayabilen” biriyle tanışmadım. Anlaşılma ihtiyacım bâki kaldı, henüz karşılığı verilmeyen bir ihtiyacım olarak kaldı. Sizi bilmiyorum ama benim genelde karşılaştığım insanlar, ya çok hızlılar ya da çok keskin. Benden hızlı bir cevap, ya da bir geri dönüş bekliyorlar. Aslında kafalarındaki şeye odaklanıyorlar; bana değil. İnsanlar bizi görmüyorlar, bize bakmıyorlar; bir projeye, bir hayale bakıyorlar günümüzde. Ben artık ne hızlıyım, ne de keskin taraflarım var. Kimseye bir hız borcumuz yok diye düşünüyorum; kimsenin hızına da ayak uydurmak zorunda değiliz. Yavaşsak, hemen kendimizi açamıyorsak; bu, biziz. Kimsenin kafasındaki idealize ettiği şeye veya gereksinime tam olarak uyamayız. Kimse de “tam” olarak bizim hayalimize uymayacak; bunu öğrenmek zorundayız. İnsanlar, hayallerini yaşayacaklarını zannediyorlar. Oysa genelde hayalimizi yaşarken bile hayalimiz değişir, hayalimiz mutlaka zihnimizdekinden değişik bir zeminde yaşarız; bunu bilmiyorlar. İnsanların çoğu, hızlıca kendimi açmamdan ya da hiç açamamamdan şikayetçi. Kendimi açtığımda bu onlara ağır geliyor; açmazsam da duvarlarım olduğunu düşünüyorlar. Tüm bunlar, benimle alakalı değil. Bu, sistemin sıkıştırması; sistemin ilişkileri nasıl kodladığıyla ilişkili. Böyle bir hız çağında yalnız olabilmekten ötürü acı duyuyorum ama bunun da gerekli olduğunu düşünüyorum. Kendimizi başkalarından korumak zorundayız; bu güvensizlik değil, aksine kendine güvenmek, yaslanmak, kendinde olmak demek. /Arda Erel/
_Şeytanla anlaşmak, yani Nevrotik kişinin kendi benliğinden vazgeçmesi, ruhunu satmasına karşılık gelmektedir. Psikiyatride bunu "kişinin kendine yabancılaşması" olarak adlandırıyoruz. Tıpkı bellek kaybı ve kişiliksizleşmede olduğu gibi kişi, kimlik duygusunu yitirmiş, kendine aidiyeti kalmamıştır. Sanki bir sis bulutu icindeymiş gibi
Bizim de bir hayalimiz var! "Ahir zamanda başını secdeye koyan gençlere ellerimle su içireceğim" Hadis-i Şerif
Reklam
136 syf.
9/10 puan verdi
·
19 günde okudu
Hiçbir zaman mücadele etmekten vazgeçmeyin!
Merhaba değerli okurlar. Bugün açıkçası severek okuduğum ve beklentilerimin üstünde çıkan ama dil ve anlatımının basitliğiyle de beni şaşırtan, kişisel gelişim kitabı sanılan ama olmayan "Avcunuzdaki Kelebek" kitabının incelemesini yapacağım. İlk olarak kitabın adı neden Avcunuzdaki Kelebek? Yazar cevabını kitapta sayfa 122'de yer
Avcunuzdaki Kelebek
Avcunuzdaki KelebekAhmet Şerif İzgören · Elma Yayınevi · 202210,6bin okunma
Geçmişimizi sırtımızda ağır bir çantayı taşır gibi taşıyoruz. ‘Taşı bunu!’ denilmiş taşıyoruz. Neden taşıdığımızı bilmiyoruz. Hiç sormamışız. Hiç sormadığımız o kadar çok soru var ki, cevabı bekleme salonunda hazır nazır bekleyen. Taşı babam taşı. Boyun ağrılarımız, sırt ağrılarımız, koşamayışımız hep ondan. Çocuklar ondan hafif belki. Kuş gibi
_İnsanIar, kuşIar gibi uçmayı, baIıkIar gibi yüzmeyi öğrenmişIer ama insan gibi yaşamayı öğrenememişIer. _Görmek isteyenler için ışık, istemeyenler için karanlık vardır. _Hiçbir şeyi kendisi kadar sevmeyen insan, sevdiği varlıkla, kendi kendisiyle baş başa kalmaktan çok hiçbir şeyden korkmaz. Her şeyi kendi için arar ama en çok kendinden kaçar.
“Hep böyle. Hepsi hayal; hayalimiz dışında var olan bir şey yok. Konuşmamız, yalan söylememizdir; kendimizle her konuşmamız, yani şuurlu olarak her düşünmemiz, kendimize yalan söylememizdir. Başka gerçek yok; tek gerçek fizyoloji. Söz denen sosyal ürün, yalan için yaratıldı. Bizim filozoflardan birinin; gerçek de söz gibi herkesin inandığı sosyal bir üründür; insanlar birbirleriyle, buna inanara anlaşırlar, dediğini duydum. O hade yalan da sosyal bi’üründür.”
Sayfa 125 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Açıktır ki barış çok büyük bir güç; ayık olmak, maddi güç, iletişim, eğitim, dürüstlük ve çoğu hayalperestin ideallerinin olduğu gibi. Bu güçlerin üzerinde eskilerin olduğundan daha fa zla kontrole sahibiz. Ve belki de çoğunun yapabileceğinden biraz daha iyisini yapabiliriz. Ama şaşkın başarılarımızla kar­ şılaştırıldığında yapabilecekmiş gibi
"Nevzat'ın bilgili, aydın bir insan olmasını istiyorum. Çünkü bu yoksul ülkenin bilgili, kültürlü insanlara ihtiyacı var. Ama galiba olmayacak, ne yazık ki oğlumuz biraz hercai bir çocuk. Deli dolu, ne bilimle ilgilenmek istiyor, ne de sanatla. Teşvik etmeye çalıştım, olmadı. İnatlaşırsak daha da kötü olacak. Ne yapalım, demek ki insanın her istediği olmuyormuş. Nevzat bizim oğlumuz olmasına rağmen, ne benim gibi tarihe, ne babası gibi edebiyata ilgi duyuyor. Hayalimiz bu değildi ama belki de hatalı olan biziz. Yanlış olan bizim böyle bir beklenti içinde olmamız. Nevzat, bize benzemek zorunda değil, o tamamen farklı bir insan, bağımsız bir kişilik. Ve şu da bir gerçek: Amacınız ne kadar yüce olursa olsun, kendi öz çocuğunuza bile zorla hiçbir şey yaptıramazsınız."
98 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.