Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Mobbing Bank Diyor ki;
İnsan aslında çok çaresiz bir varlık. Günümüzde insanın biyolojik yapısına aşırı yük yüklendiği için varlık ve yokluk arasında nerede olduğunun bile farkında olmayan milyarlarca insan arasında yaşam savaşı veriyoruz. Çoğu insan o kadar temkinli bir mesafe de duruyor ki doğruya, iyiye, güzele yaklaşmaya korkuyor. Çünkü bugüne kadar aldatılmış olmanın iç burukluğu ile bilinci tahrip olmuş insanların hiç olmak gibi bir beklentileri yok. Hiç olmaya gelmediyse insanı diğer canlılardan ayıran ne ola? Us/duyunç bağlantı duvarları çökertilmiş insanlığı yerinden hangi ahlak ve kim nasıl kaldıracak? İnsanlığın kendisi kendisinden vazgeçmiş iken bu nasıl olacak? Önder Karaçay
Dostoyevski'nin Anna Karenina incelemesi!
Başlangıçta çok beğendim; başımı kaldıramıyordum; ayrıntılarına kadar bayağı hoşlanmıştım; ancak bütününde ilgim azaldı. Bunu bir yerlerde okumuşum gibi gelmişti bana, evet, hâlâ belleklerde tazeliğini koruyan, Kont Tolstoy'un Çocukluk ve Delikanlılık, Savaş ve Barış adlı yapıtlarında da aynı hava vardı. Konusu farklı olmakla birlikte Rus
Sayfa 701 - 702, 703, 704, 705, 706, 707, 708, 709, 710, 711, 712 Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Kurtuluş Savaşı acımasız bir mücadelenin, Türk'ün ve Türk ülkesinin varlık davasının destanıdır.
Sayfa 306 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Medeniyet İlerleme ve Çöküş
Toynbee ve çağdaşlarının Batı medeniyetine ve ilerleme fikrine olan inancını derinden sarsan eser, Oswald Spengler'in Batı nın Çöküşü kitabıdır. Batı medeniyetinin kendi içinden yıkılmakta olduğunu haber verir ve geniş bir 'düşüş' ve 'çöküş' literatürünün ortaya çıkmasına öncülük eder. Tipik bir Alman olarak Spengler,
Sayfa 65 - İnsan YayınlarıKitabı okuyor
Giderek insan, Sartre'ın deyişiyle "nedensiz, zorunsuz, anlamsız bir varlık" haline giriyor. Geçmişsiz, desteksiz, yapayalnız bir varlık."Tarih denen arabaya hayvanca koşulmuş, savaşı ve ölümü bekleyen bir varlık..."
Varlık adını verdiği boşlukta yok olup gitmişti.
Sayfa 234 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sonlu ile sonsuz arasındaki fark neydi? Yalnızca varlık ve yokluk vardı. Zaman gerçek değildi.
Sayfa 190 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Bir kısım, varlıklarını korumak için, varlık nedenleri olan düzeni, düzenin yasalarını, gelenek ve göreneklerini, kurumlarını korumak ve sürekliliğini sağlamak için çalışırlar. Bunlar her ülkede azınlıktır, çoğunluğu ezerek, sömürerek yaşarlar... Üretim araçlarının özel mülkiyetine, binlerce yıllık yönetim deneyine, ideolojik, siyasi, toplumsal, askeri, kültürel baskı kurumlarına sahiptirler.. Bir kısım da, düzenin değişmesinde görürler çıkarlarını. Artık eskisi gibi yaşamak ve yönetilmek istemezler. Onları harekete getiren düşünce de kaynağını işten alır. Ve biraz araştırırsak görürüz ki, toplumların gelişmesinin temelinde üretim mücadelesi ve sınıfların savaşı yatar... Bir yanda dünyanın bütün zenginliklerini yaratanlar, diğer yanda bu zenginlikleri sömüren, bu zenginlikleri gerçek yaratıcılarına karşı baskı ve zulüm aracı olarak kullananlar... İşte dikkat etmemiz ve hiç akıldan çıkarmamamız gereken sorun budur. Farklı gelecek için... savaş... SINIFLAR ARASI SAVAŞ...
Sayfa 57 - Güney Filmcilik Yayınları, “Hücrem”den…(sayfa 57-58)Kitabı okudu
Devlet kapitalizmi başlıklı makale
1)Devlet Kapitalizmi kapitalist üretimin tarihsel eğilimi mi? Marx kapitalizmin yasalarını değiştirmeden özel sermaye gibi işleyen bir devlet sermayesinin varlığından söz etse de (Kapital II, 90), görünüşe bakılırsa, Kapital devlet kapitalizmine doğrudan göndermede bulunmuyor gibiydi. Bununla birlikte Marx'ın ve Engels'in devlet
Yordam KitapKitabı okudu
Her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten bir varlık hayal edip diğer dinlere inanan herkesi düşman olarak görmek Homo sapienlerde yaygın bir özellikti. İnsanlar başkalarının dost ya da düşman olduğuna sadece ten renklerine ya da konuştukları dile göre değil, inandıkları Tanrı'ya bakarak da karar verirdi.
Reklam
Kültür Sorunu İnsanlığın Sorunudur
Felsefe sorunumuzun tarihsel açıdan görünüşü de vardığım sonucu destekler niteliktedir. Meksika Devrimi, düşünce tarihimizde kopukluk yarattı. Devrimci hareket gösterdi ki, geçmişte bizim olan, bizi destekler gibi görünen nice düşünceler ya ölmüştür ya da artık bizim varlık koşullarımıza uymuyor! Ayrıca, atalarımızı ancak dolaylı olarak
Sayfa 189-190
Benliğin içine alınan ve kutsallaştırılan Öz kavramı
Bir değişiklik olsun diye, bizim dışımızdaki "Tanrısal olanı" kendi içimize yerleştirsek, acaba ne kazanırız? İçimizde olan Biz miyiz? Dışımızdaki olmadığımız gibi, içimizdeki de değiliz. Ben nasıl yüreğim değilsem, yüreğimin sevgilisi olan "öteki Ben" de değilim. İçimizde barınan tin olmadığımızdandır ki, tini dışımızda bir yere koymamız gerekti: Bu nedenle tinin, bizimle aynı şey olmayıp, bizimle birlikte tek varlık hâline gelmediğini ve bizim dışımızda, ötemizde, öbür dünyada varolduğunu düşündük. Feuerbach, çaresizliğin verdiği güçle Hıristiyanlığın tüm içeriğine sarlır: Ama onu kaldırıp atmak için değil, hayır, onu kendine çekmek, o özleneni, daima uzaklarda duranı son bir gayretle gökyüzünden çekip alarak sonsuza dek kendi yanında tutmak için.... Bu, çaresiz bir insanın son gayreti, ölüm kalım savaşı değil midir? Aynı zamanda da bir Hıristiyan'ın öbür dünyaya duyduğu arzu ve özlem değil midir? Kahraman, öbür dünyaya geçeceğine, öbür dünyayı kendine çekmek ve dünyevileşmeye zorlamak istiyor! O günden beri de bütün dünva -az va da çok bilinçli olarak- aslolan "bu dünyadır" ve cennet yeryüzüne insin, burada yaşansın diye haykırıp durmuyor mu?
450 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.