Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Annem her gece ‘’anne’’ diye bağırıyordu, insan her yaşında annesini özlermiş, o zaman anladım.
«Hiç şüphesiz, bu benim dosdoğru yolumdur, hep birlikte bunu takip ediniz. Yan yollara sapmayınız ki, O'nun dosdoğru yolundan sizi ayırmasınlar. Allah bunları size, kötülükten sakınasınız diye emretmekte-dir (53). Âyeti okuduktan sonra, Peygamber'imiz (S.A.S.) bize şeytanın yollarının çokluğu hakkında açıklama yaptı. Peygamber'imizden naklen
Çelik yayıneviKitabı okudu
Reklam
Uzun ama lütfen okuyun
Bakıyoruz da gönlümüze, kırık. Sevgimiz kime neye belli değil, bölük pörçük. Yazdığımız aşk mektupları sefil. Arzuhalcilerin kapısında bekleşir gibi, şöhrete, servete, güvenceye, eşyaya, dünyaya götürecek vasıtaların şefaati için bekleşip durmaktayız. Ulvi ve süfli âlemdeki her şeyden var içimizde.Fakat akıl arınıyor.Onunla, hayır ve şerri birbirinden ayırmak üzere mükellef kılındık.Ve kalp marifet ve hakikatin aynası olmak yolunda.Vesvese veren şeytan rezil, kaçıyor.Sırtlan gibi tebelleş olan nefis yorulup bitab düşüyor.
Kış devam etti, annemin gidişiyle hava, zaman, yıldızlar, her şey dondu sanki, hepimiz bembeyaz karların altında soluksuz kaldık.
vesvese
Senisevmiyorsevseydi sen kitap okurken sırtını çevirip uyumazdı; senisevmiyorsevseydi sen o filmi anlatırken, ceketinin dışına çıkan gömlek yakasını düzeltmezdi; senisevmiyordusevseydilerin bütün çeşitlemelerini uygularlarmış.
Sayfa 92 - ALBAY HÜSAMETTİN BEYKitabı okudu
‘’Hepimizin içinde bir yılan yaşarmış,’’ derdi annem, son nefesimizi verdikten sonra yılan ağzımızdan çıkar, bizden topladığı hikayeleri kovuğundan içeri fısıldarmış. Karıncalar sözcükleri tek tek kovuklardan daha derine taşırmış, çıyanlar hikayelerin kişilerini, kırkayaklar sevincini, böcekler hüznünü, akrepler öfkesini, fareler korkusunu taşır, örümcekler de hepsini birbirine örermiş. Toprağın altı hikaye ağları ile örülüymüş, kimsenin hikayesi unutulmazmış bu sayede.
Reklam
Gazel
"Her gece gönlümün masalını okuyorsun Ertesi gün beni bir masal gibi unutuyorsun" H. A. Saye Sesime taşlar gibi kulak veriyorsun taştansın ve duymaksızın unutuyorsun ilkyaz sağanağı gibisin ve pencerenin uykusunu vesvese darbeleriyle darmadağın ediyorsun okşayışın yeşil dalı elimi ölü yaprakların kucağına atıyorsun şarabın ruhundan daha sapkınsın ve gözü aleve kesip kendinden geçiriyorsun ey kanımın bataklığının altın balığı sarhoşluğun hoş olsun beni içiyorsun zira sen gurubun menekşe rengi vadisisin ve gündüzü göğsüne bastırıp söndürüyorsun senin Furuğ'un gölgelerde kaldı soldu onu neden Saye ile (gölgeyle) karartıyorsun.
Vesvese denen bir hastalık var, daha önce duymuş muydunuz?
Kalbin kapıları vardı. Korunması kolaydı. Ama vesvese, kapıları bir bir aşarak girmiyor, kalpte doğuyordu...
Sayfa 102Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.