Dün ben bu kitabı okumaya başlarken bir arkadaşım 'Ben bunu yarım bıraktım, yoksa intihar ederdim' dedi, ben de karşılık olarak 'anlarsam intihar edeceğim, anlamayacağıma göre sorun yok' dedim... Kitap özetle böyle bir şey... anlayan pişman, anlamayan bin pişman.
Kitabı çoğunlukla anlamadım... hatta hiç anlamadım desem yeridir.
...Maaş ile ilgili bu muhabbet, öbür maaş alıncaya dek sürer ve her ay güncellenir. Biri de çıkıp demez ki "ablacım, senin maaş zaten senin yapman gereken işleri yapan kişilere gidiyor, yorulduğun yanına kâr kalıyor"
Ben çalışıyorum çocuğa bakıcı baksın=para.
Ben çalışıyorum, evi yardımcı temizlesin=para.
Ben çalışıyorum güzel giyinmem gere =para.
Ben çalışıyorum, biriken stresi atmak için sosyal faaliyetl yapmam gerek=para.
Ben çalışıyorum, hafta içi çocukları
görmüyorum, hafta sonu gezip tozmak istiyorlar=para.
E ablacım, hani sen "kendi ayaklarının üstünde durabilmek" için çekmiştin onca çileyi! Etrafında tonla protez ayak var, hala durmakta zorlanıyorsun? Sence de bu işte bir terslik yok mu?
Hayatımız gören gözlere göre planlanmış. En temel ihtiyaçlarımızı bile gözlerimiz olmadan karşılayamayız. Çevremizde kimsenin göremediği, ihtiyaçlarını karşılayamadığı, birbirine yardım edemediği ve hayatta kalmak için her türlü kaosun olduğu bir dünya düşünebilir miyiz?
Kitap, kırmızı ışıkta arabasında bekleyen bir adamın
Her zaman önyargılı yaklaştığım Oshonu ilk kez okuyayım dedim, belki beğenirim diye düşündüm fakat olmadı. Sürekli insanlara Seks partileri düzenleyen, Amerikadan ömürlük kovulan, Budaya 29 yaşında seksden ve paradan bıkmış diye imrenen biri bize ne akıl verebilecek diye düşündüm hep. Bu kitabıyla da Osho sayfasını tümden bıraktık artık. Wooow değilecek bir tarafı yok