Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Biray

Biray
@xbibi
Okuyorum.
Öğrenci
Samsun/Atakum
3 okur puanı
Aralık 2019 tarihinde katıldı
%98 (412/420)
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë
8.1/10 · 42,1bin okunma
Reklam
Kendisiyle baş başa kalan adam, fal taşı gibi açık gözlerini gecenin sonsuz boşluğuna dikmişti. Yanında, karanlığın içinde bir şey yatıyor ve derin derin nefes alıyordu; bunun kendisiyle aynı odanın aynı havasını içine çeken, genç ve yakıcı haliyle tanıdığı, ona bir çocuk veren beden olduğunu hatırlamaya çalışıyordu, ona kanın en derin sırrıyla bağlı bir beden; yanında yatan, elini uzatsa dokunacağı sıcaklığın ve yumuşaklığın bir zamanlar kendi hayatının içinde bir hayat olduğunu düşünmeye çabalayıp duruyordu. Ama tuhaf bir biçimde bu anılar artık içinde hiçbir duygu uyandırmıyordu. Ve bu nefes sesleri onun için, sahildeki çakıltaşlarına şıpır şıpır vuran, mırıltılı küçük dalgaların açık pencereden gelen sesinden farksızdı. Bütün bunlar uzak ve anlamsızdı, kıyıda köşede kalmış, tesadüfi ve yabancı bir şeyden ibaretti: Geçip gitmişti, geri gelmemek üzere gitmişti.
Sayfa 42
VII. Apansız Bir Şaşkınlık
"Orada durmuş, insanoğlunun bu aşırı kusursuz zaferi üstüne derin düşüncelere dalmışken, kuzeydoğudan akıp gelen gümüşsü bir ışığın arasından, sapsarı ve şişkin dolunay belirdi. Küçük parlak bedenler aşağılarda dolanmaz oldular, bir baykuş yanımdan sessizce geçip gitti, gecenin serinliğinde ürperdim. Bunun üzerine aşağıya inmeye ve uyuyabileceğim bir yer bulmaya karar verdim. Bildiğim o yapıya bakındım. Sonra, bakışlarım, yükselen ay ışıdıkça tunç kaidesinin üstünde silikleşen Beyaz Sfenks yontusuna uzandı. Karşısındaki gümüş rengi huş ağacını görebiliyordum.
Sayfa 37

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Siyam ikizlerinin hikâyesini bilir misin, kardeşim? İkizlerden birinin adı Chang, ötekinin adı ise Eng imiş." Sır verir gibi anlatıyordu Dane. "Önce Chang ölmüş. Eng, yapışık ikizinin ölü bedenini yanında sürüklemiş. Hayatta kalanın kanı, ölen kardeşin kanına karışmış. Kalbi, iki beden için birden atmış. Eng, nereye gitse ölen ikizi Chang'i beraberinde götürmüş. Ve bu düzeni bozuk dünyadan geçerken haykırmış: " 'Siyam ikizlerinin hikâyesini bilir misin,kardeşim?' "
Sayfa 471
YENİSİ
TAHATTUR Alnımdaki bıçak yarası Senin yüzünden, Tabakam senin yadigârın. "İki elin kanda olsa gel" diyor Telgrafın. Nasıl unuturum seni ben, Vesikalı yârim! Temmuz 1940 (Küllük, 1.9.1940)
Sayfa 93
Reklam
Tarladaki buğdaylar sapından sararmış. Kızgın güneşin altında boyunları bükmüş yanarlarken erkekler karılarını, kızanlarını tarlalara bırakmış, kendiler kumar ve fitne peşinde gezer olmuş. En kıymetli kıymetli vakitler bu çatının altına ziyan olup gitmiş. Tavla ve iskambil kağıdına, kadehlerdeki akıl durduran zehirlere hayat bağlamış, böyle bir milletin sonu esarettir. Bunun için de sen, büyük bir vebal altında bulunmaktasın. Bu vebal taşınamayacak kadar büyük.
Sayfa 213
1970'li yıllarda göçmen bir Rus tarafından kurulan bu restoran Seattle'daki en iyi omletleri ve Benedict usülü yumurtaları yapıyordu. Her cuma, Mel pencerenin önünde, köşedeki masaya otururdu. Gazetesini okumayı ve martıların pencere pervazındaki yemleri didiklemelerini izlemeyi severdi.
Sayfa 162
Ne manzara ama! Hele benim gibi günün sonunda Avranche'a varanlar için. Kent bir tepe üzerine kurulmuş. Beni kentin ucundaki bir parka götürdüler. Şaşkınlıktan bir çığlık koptu ağzımdan. Önümde iki tepe arasında gayet geniş bir koy uzanıyordu ve bu sapsarı koyun ortasında, kumlar arasında garip bir tepe yükseliyordu. Güneş henüz batmıştı ve hâlâ alev alev olan gökyüzünün altında, o garip kayanın üstünde müthiş bir anıt vardı.
Sayfa 82
Genç adam, bunun ilk çizgilerini kendi içinde sezer gibi oluyor, fakat, muhayyelesi, bütün bir plana vücut verecek vuzuha bir türlü eremiyordu. O akşam, bir nevi buluğa eriş buhranını andıran bir tedirginlik içinde yattı. Döşeği üstünde, sağdan sola, soldan sağa dönüyor, bir türlü uyuyamıyordu. Karanlık bir hahos onu aman vermez kasırgası içine almıştı ve bunun ortasında, Selma Hanım'ın bakışları, Selma Hanım'ın gülüşleri birer şimşek gibi çakıp sönüyor, sönüp çakıyordu
Sayfa 139
Hafızam ve hafıza duygum oldukça ben aynı insan olamam; zira çocukluğumda, bedenimin en ufak bir parçası bana ait değilken ve o yaşta beni etkileyen fikirlerle ilgili en ufak bir hatıram yokken, Konfüçyüs ya da Zerdüşt olamayacağım gibi, o aynı çocuk da olamayacağım aşikârdır.
Sayfa 62
Reklam
288 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Mai ve Siyah
Mai ve SiyahHalid Ziya Uşaklıgil
7.9/10 · 26,7bin okunma
Biray
@xbibi·Bir kitabı okumayı düşünüyor
Fareler ve İnsanlar
Fareler ve İnsanlarJohn Steinbeck
8.6/10 · 171,8bin okunma
Biray
@xbibi·Bir kitabı yarım bıraktı
%80 (582/724)
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay
8.9/10 · 61,7bin okunma
38 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.