Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Günün birinde Amr, ayrılmaz dostu Yahudi hekimle beraber, adamlarının başında batıya, yeni fetihlere yelken açtı. Fener'in ölümsüz ışığından ilham alarak, mimarlarına bu muhteşem anıta benzer camiler inşa etmelerini emretti. İşte o tarihten itibaren müezzinler yolunu yitirmiş ruhlara, ilahi inancın ışığına kadar kılavuzluk ettiler ve inananları namaza çağırdılar. Çünkü XXIV. Sure der ki "Allah göklerin ve yerin nurudur. Onun nuru içinde lamba olan bir kandile benzer. Lamba bir kristalin içindedir. O kristal de inciye benzer bir yıldız gibidir." İslamın minareleri binlerce ışıkla süslendi.
Avlanma içgüdüsünün kökeni türümüzün evriminde çok eskilere dayanır.Avlanma ve dövüşme içgüdüleri çeşitli görünümlerde birleşir. (.....) Kana susamışlık insanoğlunun öylesine ilkel bir parçasıdır ki yok edilmesi çok zordur. Özellikle de dövüş ya da av, eğlencenin bir parçası olarak sunuluyorsa... William James Psikoloji, XXIV (1890)
Reklam
Avlanma içgüdüsünün kökeni türümüzün evriminde çok eskilere dayanır. Avlanma ve dövüşme içgüdüleri çeşitli görünümlerde birleşir . ... Kana susamışlık insanoğlunun öylesine ilkel bir parçasıdır ki yok edilmesi çok zordur. Özellikle de dövüş ya da av, eğlencenin bir parçası olarak sunuluyorsa... -William James Psikoloji, XXIV (1890)
Sayfa 35
Peygamberimiz, “Evin kötü olması nedir?” diye soran Esmâ bnt. Umeys"e, “Alanının dar, komşusunun kötü olmasıdır.” (17) şeklindeki cevabıyla, mesken tercihinde önemli bir noktaya daha dikkat çekmiştir. İyi insanlarla komşu olma imkânı olan evde oturmayı tercih etmek, insanın kendini, rahat, güvenli ve huzurlu hissedebilmesi için oldukça önemlidir. 17 MK20983 Taberânî, el-Mu’cemü’l-kebîr, XXIV, 153.
Sayfa 397Kitabı okudu
Troya ve Hisarlık * Hisarlık Tepsi'ne çıktığınız zaman karşınızda iri gümüşi taşlarla örülmüş bir duvar görürsünüz. Bu duvar bir iki saatte dolaşabileceğiniz bir höyüğü çevreler: Koca Troya kenti bu mudur demekten alamazsınız kendinizi. Bu kuşkucu tavrı sizden önce birçok insan takınmış, ama bugün Hisarlık Tepesi'ndeki dokuz katlı oturma yerinin Homeros destanlarının anlattığı Troya olduğuna hiçbir kuşku kalmamıştır. Bu sonuca varıncaya dek ne kavgalar oldu, ne çok mürekkep döküldü, ne çok mürekkep yalandı.! Troya'nın savaş dolu alınyazısı bir otuz yüzyıl sonra bilim dünyasında kopan kavgayla bir daha canlandı sanki. Homeros'un Troya'sı efsanelik bir kenttir gerçi; Homeros destanlarını yazdığı zaman Troya beş yüzyıldan beri yıkılıp gitmişti. Ama ozan bu kenti İda, yani Kazdağı'nın eteğinde, Skamandros ya da Ksanthos (Küçük Menderes) ile Simoeis (Dümrek) Çayı'nın sınırladıkları ve bir yanı Ege Denizi'ne, bir yanı Boğaz'a bakan üçgen biçimli ovaya egemen yüksekçe bir kale olarak öylesine yerleştirir ki Troya'yı Hisarlık'ta elinizle koymuş gibi bulursunuz. Ne var ki Homeros Troya'sının bir gerçek olabileceğini geçen yüzyılın ortasına kadar kimse aklından bile geçirmemişti. Büyük buluşlar âşıkların işidir. * (Sayfa: XXIV) Azra Erhat
406 öğeden 261 ile 270 arasındakiler gösteriliyor.