Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"İlk kez denize çıkışımı hatırlıyorum, Belisaria henüz belli bir şekli benimsememişti, o kadar gençtim yani, yunus olmak hoşuna gidiyordu. O şekli benimseyecek diye korkuyordum. İlk gemimde, cini yunus șeklini benimsediği ve asla sudan ayrılamadığı için asla karaya çıkmayan yaşlı bir gemici vardı. Harikulade bir gemiciydi; görup göreceğin en
Sayfa 183 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
"Hastayım ama hastalığımın ne olduğunu bilmiyorum. Canım acıyor ama yaralı değilim. Üzüntü içindeyim ama hiçbir koyunumu kaybetmedim. Boynuz yediğim oldu ama asla ağlamadım. Arılar soktu beni ama asla yakınmadım. Ama bu her neyse, hepsinden beter dokunuyor yüreğime. Evet, Daphnis çok güzel ama çiçekler de öyle. Kavalından çok güzel sesler çıkıyor ama bülbüllerden de güzel sesler çıkar. Oysa bütün bunlarla ilgili tek kelime düşünemiyorum. Keşke kavalı olsaydım da gün boyunca üfleseydi içime. Ah, bir keçi olsaydım da dikkatli bakışları üstümden ayrılmasaydı. Ah, hain sular, yalnızca Daphnis'i güzelleştirdiniz. Ben de yıkanıyorum içinizde, hiçbir şey olmuyor. Ben kaybolup gittim, sevgili nympha'lar ve siz yanı başınızda büyüyen bu kızcağızı kurtarmak için hiçbir şey yapmıyorsunuz. Yok olup gidersem kim taçlar örecek size? Zavallı kuzulara kim göz kulak olacak? Vızıltısıyla beni uyutsun diye yakalamak için onca uğraştığım ağustosböceğine kim bakacak? Şimdi uyanığım, öylece yatıyorum ve ağustosböceğinin şarkısı hiçbir işe yaramıyor."
Reklam
Kelimeler duyguların dilidir , büyülü bir yanı vardır ..
Ebu Ubeyde b. Cerrah (ra)
Halife Ömer, Faruk lakabının sahibi ve lakabının gereği derin bir anlayışa sahip olan büyük insan, hiç kimsenin fark edemediği çok ince bir ayrıntıyı fark ederek dedi ki: "Ey Hâlid! Vallahi, ben seni yanlış bir şey yaptığından ya da hatalı bir olaya sebep olduğundan dolayı azletmiş değilim. Seni görevden alışımın tek nedeni vardı. O da sizler Allah'ın yardımı ve lütfu ile zaferler kazanıyordunuz. Halk bu kazanılan zaferleri senin şahsına bağlamaya başladı. Halk arasında öyle sözler dolaşıyordu ki ben senin bir efsaneye dönüşmenden korktum. Sen de ben de biliyoruz ki bize zaferler bahşeden sadece Allah'tır. Allah'a ait bu alanın bir beşere hasredilmesine meydan veremezdim. İşte ey Seyfullah/Allah'ın Kılıcı! Seni bunun için azlettim." Hâlid, Halife Ömer'in bu haklı endişesini duyunca sevindi ve halifenin emrine itaat edeceğini belirterek yeniden olması gereken yere, yani cepheye döndü.
Sayfa 183
"Hayatımın en güzel akşamı... Biliyorsunuz ben alışık değilim... böyle şeylere." Umutsuzca baktı kıza. "Yani böyle insanlara... böyle evlere. Benim için çok yenk bunlar. Ama hoşuma gitti."
Sayfa 28 - Martin Eden, Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
...Geçenlerde, üç gün içinde iki erkek sevgililerini öldürdü. Bu Avrupa ilânı aşk usûlünün bizde de moda olması, garba doğru çok hızlı gittiğimizin delillerinden biridir, fakat en kötüsü. Avrupa’da jüri heyetleri, aşk ihtirası yüzünden yapılan cinayetleri ekseriya affederler; bunun için, orada, sevgilisine çiçek yerine kurşun atanlar çoğalmıştır.
Reklam
1/20 .. %5.. Ahh..
Öldüğü yıl da kendisine ilk kez yazdığı Bayan N.’ye şöyle diyordu: “Yazar olarak birçok kusurlarım olduğu­ nu biliyorum, kendimden en başta ben hoşnut değilim çünkü. İnanın ki kendimi şöyle bir yokladığım zamanlar istediğimin yirmide birini dahi tam anlamıyla anlatma­ dığımı, hattâ belki anlatamadığımı, sık sık görüyorum. Beni kurtaran, hep beslemekte olduğum şu umut: Günün birinde Tanrı bana öyle bir güç ve ilham ihsan edecek ki, düşündüklerimi daha tam olarak anlatacağım; yani kısa­ cası, gönlümde ve hayalimde sakladığım ne varsa anlata­ bileceğim.”
Sayfa 17
vuruldun seni bir karanlığa gömdüler adını sordular söylemedim münevver üstümü aradılar yok altımı aradılar yok boynu hayli bükülmüş bir tuzaktan baktılar cesedini gösterdiler sana çok benziyordu anlamak istediler hep uzaktan baktılar nasıl yaşatıldıysan öyle öldürülmüştün çekinmedim ağladım anlamadılar ben bir sokak lambasına vurulmuşum münevver
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.