"MUALLİM"
Varıp geldim meramımı diyeyim,
Dilim sürçtü, söz utandı muallim.
Dünya gözü ile yari göreyim,
Kirpik mahçup, göz utandı muallim.
Şer ateşi körüklerken nefsimi,
Biliyorum sana giden yollar kapalı
Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni
Ne kadar yakından ve arada uçurum;
İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi
Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
Yalnız seni, yalnız senin gözlerini
O zaman, kibritimi bir daha yakmadan gerisin geriye şehrin ışıklarına dönerken, felaket anlarında ölümü karşılamanın en mutlu yolunun bu olduğunu düşünerek uzak bir sevgiliye acıyla sesleneceğim: Canım, güzelim, kederlim, felaketler zamanı gelip çattı, gel bana, nerede olursan ol gel, ister sigara dumanıyla dolu bir yazıhanede, ister çamaşır kokan bir evin soğanlı mutfağında, ister dağınık mavi bir yatak odasında, nerede olursan ol, vakit tamam, gel bana; yaklaşan korkunç felaketi unutmak için perdeleri çekili yarı karanlık bir odanın sessizliğinde bütün gücümüzle birbirimize sarılarak ölümü beklemenin zamanı geldi artık.
„Merak ediyordum," dedi Vahşi, "niye yaptınız onları? O şişelerden her istediğinizi elde etmeniz mümkün. Bu aşamadayken niye herkesi Alfa Çift Artı yapmıyorsunuz?"
Mustafa Mond güldü. "Gırtlağımız kesilsin istemiyoruz da ondan," dedi. "Mutluluğa ve istikrara inanıyoruz. Alfalardan oluşan bir toplum, eninde sonunda istikrarsız ve sefil olmaya mahkûmdur. Çalışanlarını sadece Alfaların oluşturduğu bir fabrikayı düşünün - yani ayrı olan ve akrabalık bağları olmayan, iyi bir mirasa sahip, özgür (sınırlar dahilinde) iradesiyle seçim yapabilecek ve sorumluluk alabilecek bireylerden oluşsun. Bir düşünün!" diye tekrarladı.
„Vahşi düşünmeye çalıştı, ama pek başarılı olamadı.
"Abes bir durum olurdu. Alfa olarak şişeden alınmış, Alfa olarak şartlandırılmış bir insan, Epsilon Yarı Moronların işini yapmak zorunda kalsaydı çıldırırdı -çıldırır ya da her şeyi kırıp dökmeye başlardı. Alfalar, Alfa işi yaptırmak koşuluyla, tamamıyla sosyalleştirilebilirler. Epsilonlara özgü özverileri yalnızca Epsilonlardan bekleyebilirsiniz, çünkü Epsilonlar için bunlar özveri değil, en az direniş sınırıdır. Şartlandırması, koşması beklenen çizgiyi zaten çizmiştir. Elinde değildir, yazgısı önceden belirlenmiştir. Şişeden alındıktan sonra da şişede kalmaya devam eder -çocuksu ve embriyonik saplantılarla dolu görünmez bir şişede. “
Tutunamayanlar yüksek viskozite, düşük nem, karmaşık kimyasal tepkimeler içeren, postmodernizm laboratuvarında gerçekleşen bir deney çalışmasıdır. Uygun eldiven, gözlük, önlük ve yüksek psikolojik dayanıklılığınız yoksa lütfen içeriye girmeyiniz... Birçok kişi gerekli şartlara uymadığı için deneyi yarıda bırakmak durumunda kalmış, perperişan halde