Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bir sigara molasında gidip bakıyorum fon perdesinin arkasına, yarı aralık bir pencere var. Ortada puro muro yok! Demek ki kadın camdan atıyor, aşağıda bir amigo tutuyor. Kutusuna yerleştirip bize satıyor! Devrime ihanet etmiş bir puro kaçakçısı gibi, çantam purolarla dolu döndüm otele. Yüreğim sızlamadı değil. Ancak herkes bu yöntemle puro satın alırken, benim Küba devrimine saygımdan ötürü o puroları altıyüzkırk dolara satın almamın saçma olduğunu düşünerek huzura erdim. Peki, Fidel ülkesinde olup biteni bilmiyor mu? Elbette biliyor. Belki de, tüm vadettiklerini veremediği halkına göz yumuyor.
Telaşla koşturan insanlar. Uykusuz gözler. Yorgun bedenler. Kalabalık metro istasyonları. Tıka basa dolu otobüsler. Hızla gelip geçen dolmuşlar. Sarı taksiler. Birbirine karışan korna sesleri. Caddede eksilmeyen insan seli. Şehrin sonu gelmeyen koşturmacası, gürültüsü, yoğunluğu. Üst üste kutu gibi yığılmış evler. Nefes alamayan binalar. Çirkin
Sayfa 16
Reklam
Yaşam belki de yarı yarıya düşle dolu olduğu için böylesine güzeldi.
"Tilkinin biri bir ormana dalar. Meğer bu ormanın içinde bir ağacın üzerinde asılı duran bir davul varmış. Rüzgar estikçe ağacın dalları davula çarpıyor, ortalığı müthiş bir ses kaplıyordu. Tilki sese bakarak bu tarafa doğru gider ve karşısında iri yarı bir şey görür. Bunun, mutlaka et ve yağ ile dolu olduğuna hükmederek davulu eline alır ve onu yarıncaya kadar uğraşır. Yardıktan sonra içinin bomboş olduğunu görünce, "anlaşılan, en yüksek sesli ve en iri gövdeli olanlar içi kof olan şeylerdir! der."
Yaşam Belki de yarı yarıya düşle dolu olduğu için böylesine güzeldi. Düşlerimiz, hepsi gerçekleşmediği sürece de değerini koruyordu.
Biliyorum sana giden yollar kapalı. Üstelik sen de hiçbir zaman sevmedin beni. Ne kadar yakından ve arada uçurum; İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi. Uyandım uyandım, hep seni düşündüm. Yalnız seni, yalnız senin gözlerini.
Reklam
Biliyorum sana giden yollar kapalı Üstelik sen de hiçbir zaman sevmedin beni Ne kadar yakından ve arada uçurum; İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi Uyandım uyandım, hep seni düşündüm Yalnız seni, yalnız senin gözlerini
Ben İstanbul baharının yarı hasta, havada, suda gizli ürpermeler, tereddüdlerle dolu başlangıcını severim.
Dünyada yaşadıklarını belli edecek türden bir iz bırakmayı hayal bile edemiyordu hiçbiri; bir şey yaratmayı, bir şeyi yok etmeyi, mutlu olmayı, içtenlikle mutsuz olmayı, tam tamına hayat dolu olmayı hatta düzgün bir gelir getirmeyi. Yarı soylu bir başarısızlık rüzgârına kapılmış gidiyorlardı. Orta-orta sınıflarda pek sık görülen, hiçbir şeyin olmadığı, insanın ruhunu karartan o ailelerden biriydiler.
Susebron duraksadı. “Üzgünüm,” yazdı. “Seni kızdırmak istemedim. Ben — ” Siri uzanıp onun koluna dokununca yazmayı bıraktı. “Hayır, hayır,” dedi Siri. “Kızmadım. Cilve yapıyordum sadece. Asıl ben üzgünüm.” “Cilve?” yazdı Susebron. “Hikâye kitabımda böyle bir kelime yoktu.” “Biliyorum,” dedi Siri. “O kitap ağaçlar ve diğer şeyler tarafından
Reklam
"İnsanlar büyümeye tenezzül etmiyor. Hepimiz yarı-yetişkinlerle dolu bir akvaryumda yüzen balıklarız." Robert Bly, .
Sayfa 173
ey hüzünle dolu talihsiz kadın sil aklından bir an olsun onun hatırasını senin hatan o huysuz âşığın kalbine yol açmaktı ne vakte dek arayacaksın o seni hiç düşünmeyeni son ver ,artık bu ağlayıp inlemelere son ver o bir başkasının yâri
Gözü YoldaKitabı okudu
Zamanının "Ay Tarihçesi"ni yapmış kral...
İlk kavimler bu erkek eli değmemiş tanrıçaya özel bir saygıyla tapmışlardır. Mısırlılar ona İsis adını vermiş; Frigyalılar Astarte diye anmış; Eski Yunanlılar Phoebe adıyla tapınmış, Latona ile Jüpiter'in kızı saymış, kararmalarını Diana'nın yakışıklı Endymion'a yaptığı giz dolu kaçamaklarla açıklamışlardır. Mitolojideki efsaneye
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Yarı dolu bu maskeleri istemem ben, kuklayı tercih ederim.Onun içi doludur. Katlanırım kılıfına,tellerine ve görüntüden ibaret yüzüne.
193∞
Ah, işte duyuyorum mesut günler içinden, Sana "Sevimli yüzün asla solmasın" diyen, Bütün adınla dolu o coşkun şarkıları... - Sen öldüğün için mi şimdi bayraklar yarı! Görüyorum, ilk defa seni gördüğüm günü: Altından, alkışlarla geçiyorsun bir takın. O gün bana gelmiştin babamdan daha yakın. Meğer duyacakmışım bir sabah öldüğünü! Meğer görecekmişiz bir sabah gidişini. İstanbul'un önünden son defa geçişini... Bizler seninle nasıl, ne kadar beraberdik, Bizler ki az sıkılsak, "O başımızda," derdik. Nasıl yok bileceğiz o güzel güneş yüzü? Ana, baba, değil bu, bizler Ata öksüzü... Tatmadık, bilmiyoruz bu bambaşka yarayı, Öğret bize, ya Rabbim, ah "O"nsuz yaşamayı...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.