İnsan ruhsal yapısından ötürü, kendisine aşan ve kendisinden sonra yaşamayı sürdürecek olan bir nesneye bağlanmazsa yaşayamayacağını yazanlar olmuştur. Bu zorunluluğu da büsbütün yok olmama yolunda duyduğumuz gereksinimle açıklarlar. Yaşam, derler, ancak bir var olma nedeni görüyorsak, bir amacı varsa, zahmete değiyorsa çekilir. Birey, tek başına, kendi etkinliği için bir amaç değildir. Birey pek küçük bir şeydir. Yalnız uzamla değil, aynı zamanda zamanla da sınırlıdır.
Sayfa 204 - Pozitif yayıneviKitabı okudu
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun. _İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir. _Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur. _İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz. _Yanlış anlayanlar tarafından
Reklam
Başkalarından zaman dilenen ve kendilerinden rica edilen bu şeyi vermeye gönülden razı olan insanlar görünce hep şaşırırım, iki taraf da zaman istenmesine odaklanır ama ikisi de zamanın kendisine odaklanmaz, sanki hiçbir şey istenmiyor veya hiçbir şey verilmiyor. Yaşamdaki en değerli şeyle alay ediliyor, ancak ona karşı körler, zira o tahayyül edilemediği için görünmeyen bir şeydir, dolayı­sıyla en değersiz şey sanılıyor, hatta onlara göre zamanın neredeyse hiçbir değeri yoktur. İnsanlar yıllık gelirlere ve armağanlara aşırı değer veriyor, tüm çaba, emek ve dikkatleriyle onlara odaklanıyor. Kimse zamana değer vermiyor, onu bedavaymış gibi, müsrifçe kullanıyorlar. Oysa aynı kişilere hastalandıkları zaman bak, ölüm tehlikesi yanlarına kadar gelince hekimlerin dizlerine yapışıyor, ölüm cezasın­dan korkunca, yaşayabilmek için, hazırlığını yaptıkları her şeyi bırakıyorlar. Onların duygularında çok büyük bir uyumsuzluk var. Ancak geçen yıllar gibi gelecekteki yıllar da gözlerinin önüne serilebilse ne kadar az yılları kaldığını gördüklerinde nasıl korkuya kapılır ve nasıl da çekinirler! Kaldı ki, sınırları belli, ayrıca az miktarda olan bir şeyi idareli kullanman kolaydır, ne zaman tükeneceğini bilmediğin bir şeyi daha dikkatli koruman gerekir.
"Şimdi" neden en değerli şeydir? Birincisi, çünkü o tek şeydir. O var olan her şeydir. Ebedi şimdiki an, içinde tüm yaşamınızın geliştiği yerdir, o değişmez tek etkendir. Yaşam şimdidir. Yaşamınızın şimdi olmadığı bir zaman asla olmamıştır ve olmayacaktır. İkincisi, "Şimdi" sizi zihnin sınırlarının ötesine götürebilecek tek noktadır. O sizin sonsuz ve form'suz Var'lık âlemine tek giriş noktanızdır. "Hiçbir Şey Şimdi'nin Dışında Varolamaz."
Nietzsche haklı; tüm yaşam deneyimini o küçük cümlenin içine sıkıştırmış. O erdemlerinden çekti.. İtalyan rahip vaazında cinsellik ve ahlaktan bahsediyordu. "Cinsellik pis bir şeydir" diye bağırdı. "Bu gün burada yalnızca iyi kızlar görmek istiyorum. Kilisedeki tüm bakire kızların ayağa kalkmasını istiyorum." Hiç kimse yerinden kıpırdamadı. Uzun bir aradan sonra seksi bir sarışın kucağında bir bebekle ayağa kalktı. "Bakire istiyorum dedim" diye bağırdı öfkeli rahip. "Peder," diye sordu kadın. "İki aylık bir bebeğin kendi başına ayağa kalkmasını mı bekliyorsunuz?" Ben Yunanistan'dayken sannyasinlerimden biri, yardımcım Amrito, Ortodoks Yunan Kilisesinin vurguladığı en önemli niteliklerden birinin bekâret olduğunu söyledi. "Peki Yunanistan'da bakire olan var mı?" diye sordum. "O başka bir mesele" diye yanıt verdi. "Ben hiç rastlamadım." Bir öğreti olarak güzel olsa da gerçekte bekâret bir erdem değildir, doğaya karşı geliştir. Gerçekte zeki hiçbir erkek bir bakireyle evlenmemelidir; biraz deneyim beklemek gerekir." Birini işe alırken, "Niteliklerin nedir? Tüm sertifikalarını getir" dersin. Bir kadınla bütün hayatını birlikte geçirmek üzere evleneceksin ve bakire olarak kalmışsa en azından şimdiye kadar hiçbir erkeğin onu cazip bulmadığını akıl edebilmelisin, peki sen niye bu aptallığa düşesin ki? Önce ona kaç kişiye âşık olmuş olduğunu sor. Ne kadar deneyimi varsa o kadar iyi bir refakatçi olacaktır çünkü deneyim her zaman değerlidir. Deneyim her alanda bir erdemdir!
Allah kainatı ve insanları niçin yarattı? Kainat ve insanlar neden var?
Bu sorunun biri Allah’a, diğeri insanlara dönük iki yönlü cevabı vardır. Rabbimiz açısından düşündüğümüzde şunları söyleyebiliriz. Allah hiçbir sıfatını sonradan kazanmış değildir. O’nun bütün sıfat ve özellikleri kendisiyle birlikte hep vardı ve var olmaya devam edecektir. Rabbimizin sıfatlarından biri “hâlık” yani “yaratıcı” olmasıdır. Allah
Reklam
247 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.