Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir insana tavsiyeler
1. Utanç bir prangadır. Kendini azat et. 2. Yeteneklerin hakkında endişelenme. Sevme yeteneğin var. Bu yeter. 3. Diğer insanlara karşı nazik ol. Evrensel boyutta onlar sensin. 4. İnsanlığı teknoloji kurtarmayacak. İnsanlar kurtaracak. 5. Gül. Sana yakışıyor. 6. Meraklı ol. Her şeyi sorgula. Şimdinin gerçeği gelecekte bir hikaye olacak sadece. 7.
Sayfa 261Kitabı okudu
Şimdi neden en değerli şeydir? Birincisi, çünkü o tek şeydir. O var olan her şeydir. Ebedi şimdiki an, içinde tüm yaşamınızın geliştiği yerdir, o değişmez tek etkendir. Yaşam şimdidir. Yaşamımızın şimdi olmadığı bir zaman asla olmamıştır ve olmayacaktır. İkincisi, Şimdi sizi zihnin sınırlarının ötesine götürebilecek tek noktadır. O sizin sonsuz ve form'suz Var'lık âlemine tek giriş noktanızdır.
Reklam
Ölüm ve Yaşam
Fakat bütün bunlara rağmen aslında durum hiç de böyle değilmiş gibi her şey her zaman orada ve yerli yerindedir. Sanki hiçbir şey yok olmazmış gibi bitki daima gelişir ve çiçek açar, böcekler vızıldarlar, hayvanlar ve insanlar her dem taze ve gelişirler ve binlerce kez tatmış olduğunuz kirazlar her yaz yine önümüzde buluruz. Her ne kadar zaman zaman adlarını değiştirseler de uluslar da tıpkı ölümsüz bireyler gibi var olurlar. Hatta her ne kadar tarih daima farklı bir şeyler anlatıyormuş gibi davransa da eylemleri yaptıkları ve kendilerine yapılan şeyler bile her zaman aynıdır; çünkü tıpkı her döndürüşünde bize yeni bir şekil yeni bir biçimlenim gösteren bir çiçek dürbününe benzer. Halbuki gerçekten gözlerimizin önünde duran daima aynı şeydir.
Schopenhauer da şöyle der: "Evreni oluşturan en derindeki özün 'irade' olduğunu ve evrendeki bütün olguların - doğanın belirsiz güçlerinin bilinçsizce işleyişinden tutun da insanoğlunun tamamen bilinçli eylemlerine kadar - bu iradenin sadece somut karşılığı olduğunu kabul ettiğimizde, şu sonuca varmamız kaçınılmazdır. O iradenin kendi isteğiyle var oluşu terk etmesi ve kendi kendisini ortadan kaldırrnasıyla birlikte bütün o olgular, evrenin içinde var olduğu o nesnelliğin bütün aşamalarında amaçsızca ve dur durak demeden gerçekleştirilen o aralıksız çaba ve uğraş da ortadan kalkar; arkadan gelen yaşam biçimlerinin çeşitliliği, bu biçimlerle birlikte iradenin bütün göstergeleri, en evrensel biçimleri, uzay ve zaman ve nihayetinde de iradenin en temel biçimleri olan özne ve nesne de ortadan kalkacaktır. İrade olmaksızın hiçbir kavram ve evren var olamaz. Gözlerimizin önünde kesinlikle hiçbir şey kalmaz. Ancak bu yok oluşa doğru gidişe, doğamıza karşı koyan gene sadece o aynı yaşama isteğidir. Wille zum Leben. Bu, bizi ve evreni var eden şeydir. Yok oluştan bu denli korkmamız, ya da bir başka deyişle yaşamak için bu kadar büyük bir istek duymamız şu anlama gelir: Bizler bu yaşama arzumuz dışında hiçbir şeyiz ve ondan başka bir şey de tanımayız. Böyle olunca iradenin tamamen yok oluşundan geriye kalan, bizler bu iradeyle dopdolu olduğumuz için, tabii ki hiçbir şeydir. Ama öte yandan, içindeki bu irade dönüşerek kendi kendisinden vazgeçenler için de bu bizim öylesine gerçek olan evrenimiz sahip olduğu bütün o güneşleri ve samanyoluna rağmen hiçbir şeydir."
syf.154-157
Emek sürecinde insan doğal bir varlık olarak kalırken, hem dışsal nesneleri hem de (bunu yaparken) bizzat kendi "doğal" bedeninin dönüştürür; (kendi sinir sistemi ve bu sistemin merkezi olan beyni dahil) doğal maddeyi biçimlendirir ve kendi ereksel yaşam etkinliğinin "aracına" ve "organına" dönüştürür. Bu nedenle de
Sayfa 154 - Yordam KitapKitabı okudu
"O halde, ikimiz de zenginliğe sahip olmayı istiyorsak, benim gibi bir budala ile bilge arasında ne fark var?" Büyük bir fark var. Zenginlik bilgeye göre köle, budalaya göre efendi konumundadır. Bilge zenginliğe hiç önem vermez, sizin içinse zenginlik her şeydir; zenginliğe, sanki biri size, ona ebediyen sahip olacağınıza dair söz vermiş gibi, davranıyor ve bağlanıyorsunuz, bilge ise fakirliği en çok, zenginliğin tam ortasında dururken düşünür. Bir komutan kendisini, henüz başlamamış olsa bile, ilan edilmiş savaşa hazırlamayan barışa asla güvenmez. Güzel bir ev, asla yanamayacak ve yıkılamayacakmışçasına şımartıyor sizi, zenginliğiniz de her tür tehlikeden uzakmış ve talih onu yıkmaya yetecek olan tüm gücünü yitirmişçesine sersemletiyor. Ablukaya alındıklarında, savaş araçlarından bihaber, kendilerini kuşatanların teşebbüslerini kayıtsızca izleyen ve uzaklarda dikilen yapıların amaçlarına dair tahmin yürütmeyen barbarlar gibi, hiçbir işle uğraşmayıp zenginliğinizle oynuyor ve onun karşılaşabileceği tehlikeleri öngörmüyorsunuz. Aynısı başınıza geliyor, sahip olduğunuz şeylerin içinde aylaklık ediyor, sizi birçok yönden ne çok şeyin tehdit ettiğini ve yakında tüm değerli mallarınızın yağmalanacağını düşünmüyorsunuz. Oysa bilge, birisi zenginliğini elinden alırsa, her şeyini ona bırakacaktır, zira bilge mevcut durumda sahip olduğu şeylerle mutlu yaşar ve geleceğe güvenle bakar.
Reklam
Sokretes'in savunması
Sokrates, digerlerinin senin için yarattığı yoldan gidemeyeceğini söylüyordu.Yürümelisin ve YOLUNU YÜRÜYEREK OLUŞTURMALISIN. Sokrates kabul edilmeyi talep etmiyor." Lütfen beni yalnız bırakın, benim sizi yalnız bıraktığım gibi.Lütfen benim özgürlüğüme izin verin.Ben sizin hayatınıza tecavüz etmiyorum siz de benim hayatıma tecavüz
Sayfa 37
Reklam anlamaya, öğrenmeye değil, umut etmeye yol açtığı ölçüde kehanet sözüdür. Reklamın söyledikleri önceden var olan hakikati (nesnenin kullanım değerinin hakikatini) değil, yaydığı kehanet göstergesinin gerçekliği aracılığıyla sonradan gelecek bir doğrulamayı varsayar. İşte bu reklamın etkili olma tarzıdır. Reklam, tüketicinin reklamın söylenmini benimsemesi yoluyla, günlük yaşamın gerçek olayı haline gelecek olan nesneyi bir sözde-olaya dönüştürür. Burada doğru ve yanlışın kavranılamaz olduğu görülüyor, tıpkı seçimin yoklamaları gibi, bu yoklamalarda gerçek oyun kamuoyu yoklamasını mı izlediği (ki bu durumda oy artık gerçek bir olay değil, ipuçlarına dayalı tahmin modelleri olmaktan çıkıp gerçekliği belirleyen etmenler haline gelmiş yoklamaların yerine geçen şeydir) yoksa yoklamanın kamuoyunu mu yansıttığı bilinmez. Burada içinden çıkılamaz bir ilişki söz konusudur. Tıpkı doğanın sanatı taklit etmesinde olduğu gibi, günlük yaşam da modelin kopyası olur.
Sayfa 148Kitabı okudu
Simgelerin (bilim dahil, insan eylemlerinin birçok alanı için onlarsız olunmayacağı gibi) din için de temel nitelikte olduğu görüşünde Geertz'le ay- nı fikirdeyim; bu demektir ki, din ancak dilin ortaya çıkmasıyla olanaklı hale gelir.19 "Şempanze ruhsallığı" kavramında içerilen dil-öncesi din fikri bana inanılmaz geliyor; ama
Konfüçyüs, dünyayı seven bir adam olmakta Sokrates gibiyse, metafizikle ilgilenmemekte de Gotoma gibiydi (teolojik gevezeliği her zaman karşı çıktı). Aksine, insanların göğün suskunluğuna öykünmeleri ve saygılı bir sessizlik içinde kalmaları gerektiği görüşünü benimsedi. Öteki dünya hakkında yersiz endişe duymanın gerekmediği kanısındaydı: Asıl önemli olan, insanların burada, aşağıda iyi olmayı öğrenmeleridi. Onun ve öğrencilerinin temel kaygısı, Gök değil, Yol’du, bir yere ya da bir kişiye doğru değil, aşkın bir iyilik durumuna dikkatle yol almakta. Ritüeller, insanları rotaya sokacak olan yol haritasıydı. Konfüçyüs, insanların çok daha eksiksiz şekilde kendilerinin ve yaşamlarının bilincine varabileceklerini, kendi kendine yetiştirmenin yaşamda her şeyden önemli bir süreç olduğunu ve karşılıklı nitelik taşıdığını düşünüyordu. İnsan kendini büyütmek için, başkalarını büyütmeye çalışmalıydı. Yol, başkalarının mutluluğunu beslemek için var gücünüzle aralıksız çabalamaktan başka bir şey değildir. Bu eşitlikçiliği de ima ediyordu. Konfüçyüsçülüğe kadar yalnızca aristokrası Li’nin gereklerini yerine getiriyordu. Konfüçyus yolun artık isteyen herkese açık olduğunu ısrarla belirtti. Konfüçyus’un yaklaşımı, Siyasal olduğu kadar psikolojik ve bireyciydi de. Yaşamın merkezinde onur, Soyluluk ve bulunmasını istiyordu, bunu ise ancak günlük mücadeleyle başarılabileceği kanısındaydı. Amaç, güçlenmiş insanlıktır, zorla ve baskıyla başarılamayacak bir şeydir. Aksine, şefkatli, empatili bir yaşam sürmek, kendinizi aşmanızı sağlardı.
Sayfa 409 - SAYKitabı okudu
Reklam
_Her şey algıdır. Herhangi bir şeyi itici ya da çekici kılan tamamen senin zihnindir. Karar veren faktör sensin. _Zihin, aldatıcıdır. Gerçekte ikilem yoktur. Gerçekte sorun yoktur. Hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır. Zihinde sorunlar vardır ve sen gerçekliğe zihnin aracılığıyla bakarsın. Böylece gerçeklik sorunlu olur. _Sağlıksız bir zihinle ne
Zaman, yani geçmiş ve gelecek, sizin zihninizin içinde olan ve zihninizin ürünü olan sahte benliğin, yani egonun, varlığını sürdürmek için ihtiyaç duyduğu bir şeydir. "Oralarda bir yerlerde" nesnel bir yaşam süren bir şey değildir. Zaman, duyusal algılar için ihtiyaç duyulan, pratik amaçlar için gerekli olan zihinsel bir yapıdır, ama aynı zamanda da insanın kendisini tanımasını engelleyen en önemli ayak bağını oluşturur. Zaman, hayatın yatay boyutu ve gerçeğin yüzey tabakasıdır. Ayrıca bir de derinlik dediğimiz dikey boyut vardır. Bu boyuta ancak ve ancak şimdiki an'ın kapısından geçerek girebilirsiniz.
Sayfa 210 - Diyojen YayıncılıkKitabı okudu
Dakiklik her zaman kasvetli bir şeydir, dünyanın varoluş süresini önceden saptayan takvimler ise hiçbir şekilde engellenemeyecek bir sınavı andırır. Tabii, kozmik bir mucit tarafından gerçekleştirilmiş olan bu katı düzenlemenin de yatıştırıcı ve keyifli bir yanı var. Dünyanın tekdüzeliği arada bir dahinin kitabı, bir komet, bir suç ve hatta yalnızca uykusuz geçen bir gece yüzünden bozulduğunda nasıl da muhteşemleşir yaşam.
Sayfa 134 - La VenezianaKitabı okudu
_UYUYORSUN! Rüyadasın. Gece gündüz demeden rüya görüyorsun. Bazen açık bazen de kapalı gözlerle. Hakikat değilsin. Rüya gören bir zihin, hakikati göremez ve hakikati de bir hayale dönüştürür. Gerçekle yüzleşirsen gerçek, hakikate dönüşür; kaçarsan yalanlar içerisinde yaşarsın. Uyan! Uyanık ol. Uyanık olmak hedeftir. Sessizlik içinde düşünerek
_Hayat, sürprizlerle dolu bir kumardır ve hayatın ne olduğunu sadece kumarbazlar bilir. _Eğer cesur değilsen samimi olamazsın, sevemezsin, güvenemezsin, gerçeğin peşine düşemezsin. O yüzden önce cesaret gelir. Ve diğer her şey onu izler. _Risk al. Belirsizlik deme; merak de. Güvencesizlik deme; özgürlük de. Bu güvencesizlik, hayatın
379 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.