Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Birden başa düşen kar tanesi gibi çıkagelmişti yaşlılık ve bununla birlikte günbegün büyüyen, insanı yıpratan, gücünü tüketen ölüm korkusu... ve sonra dipsiz bir uçuruma yuvarlanmak! Yaşam böylece sonu eriverse gene iyiydi! Ama sona yaklaştıkça demir nasıl zamanla pas içinde kalıyorsa insan da zayıflıklar, acılar içinde kalıyordu. Yaşam denizini, şairlerin betimlediği gibi, dalgalı, fırtınalı olarak görmüyordu. Hayır! O kendi denizini sakin, durgun ve en karanlık yeri bile gözle görülebilecek kadar berrak hayal ediyordu. Hafifçe sallanan küçük bir kayıkta oturuyordu, karanlık, çamurlu dipteyse neredeyse çirkin canavarlara benzeyen iri balıklar yüzüyordu: günlük sıkıntılar, hastalıklar, acılar, çılgınlıklar, yoksulluklar, körlükler... O denizi izlerken karanlığın içinden bir canavar fırlıyor, gittikçe yükseliyor, gittikçe belirginleşiyor, belirginleştikçe iğrençleşiyordu. Bir dakika sonra kayığa alttan vurup alabora ediyordu onu. Sonra yine karanlık dibe çöküp gözden kayboluyor, kuyruğunu hafifçe sallayarak öylece kalıyordu. Ama günü gelince kayık yine eski halini alıyordu"
buruşmuş yumruğunla kaldır kapağını tabutun, otur içine, boğul. böylece ne yaşlılık derdi kalır, ne de tehlike korkusu...
Reklam
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
70 syf.
9/10 puan verdi
·
7 saatte okudu
Cicero'nun sevdiği arkadaşı ve büyüğü Cato'dan yola çıkarak söylediği yaşlılık hakkındaki düşüncelerinden oluşuyor. Yaşlılık üzerine belli başlı konuları bölümlere ayırarak fikirlerini aktarmış. Yaşlı olmanın aslında bunamış, tembel, ölüm korkusu dolu, daima hasta bir nesil yaratmadığını aksine, daha olgun, bilgili, alim ahlaklı bireyler ortaya koyduğunu düşünüyor. Yaşadığı yıllara rağmen ölüm ve ruh üzerine söylediği fikirler muazzam. Bunlara ermiş olması bence onu gerçekten de döneminin toplumu açısından bilge bir kişilik kılar. Ölümün bedende olduğunu, ruhun ölümsüz olduğunu, yaşlı kişilerin tecrübeli, olgun kişiler olduğunu, ülke yönetmeye daha muktedir olduklarını söylediği kısımlara katılıyorum. Okuru bu tarz konularda düşündürüyor. Sevdim.
Yaşlılık Üzerine
Yaşlılık ÜzerineMarcus Tullius Cicero · Kapra Yayıncılık · 20211,083 okunma
Yaşlılık
Sen de seksen yaşına gelirsen, göreceksin ki insan bu yaşta kendini eylül sonunda bir yaprak gibi hissediyor. Gün ışığı daha kısa sürüyor ve ağaç, besleyici maddeleri yavaş yavaş kendine doğru çekmeye başlıyor. Ağacın gövdesi azotu, klorofili, proteinleri emiyor ve böylece ne yeşillik kalıyor, ne canlılık. Hâlâ bir dala takılı kalıyorsun ama artık düşmen an meselesi oluyor. Yakınlardaki yapraklar birbiri ardına düşüyor, sen onların düşüşünü seyrediyorsun, rüzgâr çıkacak korkusu içinde yaşıyorsun..
Martı
•Ya felsefeden dem vurursunuz ya da para hakkında konuşursunuz. Size göre fakirlikten daha büyük bir mutsuzluk yok fakat bence paçavralar içinde dolanıp dilenmek bin kez daha kolay! Fakat anlamıyorsunuz. •Yaşayan insanlar! Hayatı olduğu gibi değil olması gerektiği gibi de değil rüyalarda göründüğü gibi tasvir etmek gerekir. •De gustibus aut bene ( Zevkler ya iyidir ya da hiçtir.) •Evrende sadece ruh, sabit ve değişmeden kalır. •Söyleyecek bir şey olmadığında hep " Ah, şu gençlik yok mu gençlik!" derler. •Peki neden? Çünkü çalışıyorum, hissediyorum, sürekli koşuşturma içindeyim, buna karşın hepiniz aynı yerde oturup duruyorsunuz, yaşamıyorsunuz. Benim bir kuralım var: Geleceğe bakma. Asla yaşlılık ya da ölüm hakkında düşünmem. Kaçınılmaması gereken şey geleni kabul etmektir. •Kusura bakmayın, sizi anlamayı reddediyorum.Siz başarı yüzünden kendinizi kaybetmişsiniz. •Bu tam anlamıyla kıskançlıktan başka bir şey değil. Yetenekli olmayan insanların gerçek yeteneklere yönelttikleri suçlayıcı iddialar dışında ellerinde hiçbir şey yoktur. •Bazen insanlar uyanıkken de uyurlar, burada seninle konuşuyorum ama aslında sanki uyuyorum ve rüyamda onu görüyorum... Tatlı muhteşem rüyalar sardı benliğimi... •Ölüm korkusu bütün canlıların korkusu...Onu bastırmak gerek.Sadece günahlarından dehşete düşen, ebedi yaşama inananlar, bilinçli bir şekilde ölümden korkarlar. •Binlerce yıl boyunca, dünya kendi üzerinde tek bir canlı varlık taşımıyorsa o zaman bu zavallı ay, boşu boşuna ışığını yakıyor.
Reklam
Torbama çürük domates dolduran pazarcı ile, fatura kuyruğunda sıramı kapan kadınla kıran kırana ağız dalaşından kaçmıyorum. Dünyanın bana düşman kesildiği korkusu, bu çocuksuluk yaşlılık sayılabilir. Henüz orada değilim. Odamda oturup büyük yolculuklara çıkabilirim hâlâ. Gözlerimle gördüklerinin ötesine geçebilir, bildiklerimin doğruluğundan kuşkuya düşebilir, yeni düşünceler ve alışkanlıklar edinebilirim. Alışkanlıklarından ve öğrendiklerinden nasıl olsa arınabilir insan. Sınırsız bir unutuluşla öte yana atlayabilir. Her yeni oluşum özümsenebilir zaman içinde.
Sayfa 14 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Ya ölmek, bir bilinmeyene gitmek, Soğuk bir ceset olup kara toprakta yatmak ve çürümek? .................................................................. Şu dünyadaki en aşağılık yaşam bile, Açlık, yaşlılık, hastalık, ıstırap ve mahpusluk Ölüm korkusu karşısında bir cennet sayılabilir.
Dehşet verici. Şu dünyadaki en aşağılık yaşam bile, Açlık, yaşlılık, hastalık, ıstırap ve mahpusluk, Ölüm korkusu karşısında bir cennet sayılabilir.
Bir tarafta capcanlı anıların ateşi, diğer tarafta ise yaşlılık korkusu olmasa mutlu bir kadın olacağım.
Reklam
430 syf.
10/10 puan verdi
Irvin D. Yalom, yahudi asıllı Amerikalı yazar. Aynı zamanda yaptığı çalışmalarla adını duyurmuş, ünlü bir psikiyatr. Sadece mesleği ve alanında yaptığı çalışmalarla kalmamış kitaplarıyla da gözleri kendine çevirmeyi başarmış. “Nietzsche Ağladığında” okuduğum ilk kitabı olsa da bundan iyisinin olup olmadığını bilmeyerek en iyi kitabıdır demek
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche AğladığındaIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 202352,2bin okunma
248 syf.
10/10 puan verdi
Sıradan Zaferler
———————————————————————— Sıradan Zaferler, yazarı Manu Larcenet ve renklendiren Patrice Larcenet tarafından 2003-2008 yılları arasında Dargaud tarafından albüm olarak yayınlanan bir Fransız çizgi roman dizisidir. İlk cilt olan Sıradan Zaferler, 2004 yılında Angoulême Uluslararası Çizgi Roman Festivali'nde ödülü kazanmıştır. Ülkemizde
Sıradan Zaferler
Sıradan ZaferlerManu Larcenet · Karakarga · 2016626 okunma
Yaşlanma Korkusu Üzerine Konuşuyoruz
Peki eğer yaşlılık bu kadar değerliyse niçin herkes, "Keşke yeniden gençlik yıllarıma dönebilseydim" diyor? Hiç kimse, "Keske altmış beş yaşımda olsaydım" diye söze başlamıyor. Gülümsedi. "Bu söz neyi yansıtıyor dersin? Tatmin olmamış kişiler. Layıkıyla yasanmamış hayatlar. Anlamı bulunamamış yaşamlar. Eğer hayatın anlamını bulduysan geriye gitmek istemezsin. İleriye gitmek istersin. Daha da yapmak, daha da görmek istersin. Altmış beş yaşına dek bekleyemezsin. "Dinle beni. Bir şeyi bilmelisin. Tüm genç insanlar tek bir şeyi bilmeli. Eğer sürekli yaşlanmaya karşı savaşırsan mutsuz olursun, çünkü nasılsa yaşlanmaktan kaçış yok.
Sanki.. şimdi kötü müydü?.. Kötü olan neydi? Ağutosböceğiysen, keyfine baksana, niçindi bu yaşlılık korkusu?.. Karınca gibi olmayı, her zaman bir aptallık saymadın mı sanki?..
205 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.