Okumanın onları zihinsel bir konfor yahut tembelliğe sevk etmek yerine daha fazla zorlamayı, yormayı, tahrik terlemeyi huşu olmayı rabtı kalp olmayı…
Okur ile yazar arasındaki ilişki, aşık ile maşukun ki gibi olma mertebesi…
Bir kitabı kaleme alırken, bir eseri ortaya koyarken nasıl bir emek ortaya koyuyorsa okuyucular olarak takdir eden, izleyen, takip eden insanlar olarak bizlerin de benzer bir entelektüel çabayı ortaya koyması gerekir. Yani ben bir yazarı okuduğum zaman ortaya koyduğu emeği dikkate alarak aynı hassasiyet, ciddiyet derinlik içerisinde onu anlamaya kavramaya çalışıyorum. Çünkü bütün zihnini, bütün fikir dünyasını, fikir çilesini getirip oraya koymuş. Onu okurken de, ona en asgari borcumun bir kere bu çabayı karşılıksız bırakmayacak bir gayret göstermek olduğunu düşünürüm.
O yüzden, yazar okur ilişkisi sağlıklı oldukça istifade üst seviyede oluşur kendi seviyeme indirmek yerine kendimi onun seviyesine çıkartmaya çalışmak en uygunudur iki taraf için…
Kalıcı eserleri okurken, eski tabirle muhallet eserleri okurken insan dönüp dönüp bunun için okuma ihtiyacı hissediyor olması, eserin kalitesi ve derinliğinin işaretidir…