Annesi Vietnamlı öğretmen Pham Thi Khang babası ise Fransız diplomat Raymond Vergès'dir. Annesini çok küçük yaşta kaybetmiştir. Henüz 12 yaşındayken siyasete ilgi duymaya başlamıştır. Henüz çok genç yaşta, İkinci Dünya Savaşı'nda direnişçiler arasında yer almıştır. Ayrıca Fransız siyasetçi Paul Vergès'nin ikiz kardeşidir.
1945 yılında Fransız Komünist Partisi'ne üye oldu itirazlara karşın 1950'de, Prag'da, üye olduğu Uluslararası Öğrenci Birliği Kongresi yönetimine seçildi ve 2 sene sonra da sekreterliğe seçildi 1962 yılında Cezayir'in bağımsızlığının ardından başkent Cezayir'e yerleşir ve Dışişleri Bakanlığı'nda üst düzey yönetici oldu.
Devlet güçlüyken adalet Devlet meselesidir gerçekten; ama buhran içine düşmeye görsün, yeniden büyük harfle donanan Adalet'e hesap vermek zorunda kalır. Artık hükmedecek gücü kalmadığı için, kudretli döneminde koyduğu kuralların bu kez karşısına dikildiğini görür. Oysaki adalet ister ilah gibi süslensin, ister paçavralara bürünsün, yönetici sınıfların emrindeki bu işlevi hiç değişmez: yasanın çiğnenmesiyle ortaya çıkan toplumsal çelişkileri o sınıfların lehine çözmek.
“Size söylüyorum yargıçlar, beni öldürtmüş olacaksınız ama kendi cezanız benim mahvımı takip edecek ve Zeus üzerine yemin ediyorum ki bu ceza beni çarptırdığınız ölümden çok daha korkunç olacak. Hayatınızın hesabını verme ödevinden kaçmak için böyle davrandınız.”
“İnsanları öldürerek size yaşamayı bilmediğinizi haykıracak birini engelleyebileceğinizi mi sanıyorsunuz? Hesabınız çok yanlış: Böyle bir paçayı kurtarma biçiminin ne yararı vardır ne güzelliği.”
Bir senenin daha sonuna geldik. Bu yıl benim için okuma anlamında verimli bir yıl oldu. 88 kitap 16 dergi okudum. Benim için yeterli, haftada iki kitap. Okuduklarımdan kendi beğenime göre bir top 10 listesi yaptım. Sizin de bu kitaplardan okuduğunuz ya da okumak istediğiniz varsa soru ve yorumlarınızı beklerim.
10-
“Benim tutkum savunmak. Suçu değil suçu işleyeni savunuyorum” Verges şeytanın avukati olarak da anilan davaları uyum ve kopuş davaları olarak gruplandıran avukat. Kitabinin dili ağır ceviriden kaynakli olabilir. Konuya hakim bir okuma için bahsi geçen davalarin ve kişilerinin bilinmesinde fayda var. İçerisinde beni en cok etkileyen dava Jeanne D'ARC davasıydı cunku iddianameyi hazırlayanlar da sanıklar da ölmüştü.
Hayatı filmlere konu olabilecek (ki neden hala olmamışsa) bir ceza hukukçusu Jacques Vergès, çoğusu onu Şeytanın avukatı olarak bilir. Ceza davasını bir sanat olarak gören Verges, uyum davaları ve kopuş olarak ikiye ayırdığı davaları anlatıyor bu kitabında ki ceza davalarıyla ilgili yapılmış en iyi tasnifdir bence. Uyum davalarının, tüm davaların
Şeytanın avukatı olarak tanınan , hukuku bir sanat olarak gören Jacques Vergès'in ceza davalarını, uyum davaları ve kopuş davaları diye iki katagoriye ayırarak anlattığı, tarih içerisinde iz bırakmış dava örnekleri üzerinden savunma tekniklerini barındıran bir eser. Ben sevdim sende sevmelisin demiyorum ama adalet anlayışına ilgin varsa okuyabileciğin bir kitap diyebilirim. Okumalarınız ve iç huzurunuz bol olsun ;)