Üzerine yazılan onca şeyden sonra (kitap,makale,tez, vs.),bu kitap için bir şeyler yazmak oldukça zor. Orhan Pamuk’un belki de en çok ses getiren kitabıdır Kara Kitap. Bunun sebebini kitabı bitirmeden de anlamak mümkün aslında. Okuduğum en yoğun içerikli kitaplardan biriydi çünkü..
Kullandığı dil ve üslup çok fazla eleştirilmiş. Öyle ki Orhan Pamuk’un Türkçe bilmediğini söyleyecek kadar ileri giden eleştiriler bile var. Cümlelerin yapısı karmaşık ve uzun, bu benim çok sevdiğim bir tarz. En çok da bu konuda eleştiri almış yazar. Açıkçası okuyup da anlamadığım tek bir cümle yoktu kitapta. Bu kadar yerden yere vurulmasının sebebi Orhan Pamuk’un dili kullanımı değil elbette! Bunu artık biliyoruz…
Kitabın en sevdiğim taraflarından biri Celal’in köşe yazılarıydı. Her biri dolu dolu yazılar. İğneleyici, bazı kesimlerin canını sıkacak tarzda cesurca yazılmış yazılar. Kitabı okurken birçok not alacaksınız bu yazılar sayesinde. Okurda merak uyandırıyor hepsi.
Galip, Celal’le o kadar özdeşleşmiş ki, onun yerine yazı yazabilecek, konuşabilecek hale gelmiş. Zaman zaman Galip’in bir hayalin içinde olduğunu düşünmeme neden oldu bu durum. Belki de amaç budur. Bu kadar özdeşleştiği bir yazarın yazılarından yola çıkarak, eşini bulma çabası da duygusal anlamda bir zenginlik katmış kitaba.
Yazılan onca şeye rağmen oldukça keyif alarak okudum kitabı. Çok akıcı veya kolay anlaşılır bir kitaptı demiyorum ama okurken her satırın titizlikle yazıldığını anlayacaksınız. Ve bunun bir okur için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Keşke daha güzel bir inceleme yazabilseydim ama zaten fazlasıyla yazılan şey var. Ben okuyun derim :)