Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sonsöz-Gündüz Vassaf
Yaz boyunca Suç ve Ceza’nın beşinci bölümü üzerinde çalışan Dostoyevski, planını gerçekleştiremez. Kumarbaz’ı teslim etmesine bir ay kala, daha tek bir satırı yazılmamıştır. Kontratın gereğini yerine getiremezse, yayıncısı eski yeni bütün eserlerini kendisine bir kuruş ödemeden tekrar yayınlama hakkını elde edecektir. Bir arkadaşının yardımıyla kendisine sekreterlik okulunun en iyi öğrencisi bulunur. Kitabını Anna Grigoryevna Snitkina’ya yirmi dokuz günde dikte edip son anda yetiştirir. Bir hafta sonra sekreterine yeni bir kitap yazmak istediğini söyleyip kahramanları hakkında bilgi veren Dostoyevski ile Anna Grigoryevna arasında şöyle bir konuşma geçer: “Kendini bir an için kadının yerine koy,” der Dostoyevski ve titrek bir sesle devam eder: “Farz edelim ki o sanatçı da (kitabın kahramanı) benim. Sana aşkımı ilan ediyor ve karım olmanı istiyorum. Söyle bana, cevabın ne olurdu?” Kendi günlüğünden aktardığına göre şöyle cevap verir Anna: “‘Hayatımın sonuna kadar seni seveceğim,’ diye cevap verirdim.” Ve evlenirler.
İletişim Yayınları
"Yaşamın temel özelliklerine dair hiçbir şey bilmeden yaşam hakkında yazmak istedin. Dünya senin için bir Çin bulmacasından öte bir şey değilken ve tüm yazabileceklerin varoluşun, yaşamın düzeniyle ilgili bilmediklerinden ibaretken dünya ve varoluş düzeniyle ilgili yazmak istedin. Fakat moralini bozma, neşelen evladım Martin. Sonunda yazacaksın . Çok az şey biliyorsun ve şimdi daha çok bilmek için doğru yoldasın."
Reklam
"...Ve yazmak istedin! Tam da bir şeyler yazmak için kafana bir şeyler sokmanın eşiğindesin. Güzellik yaratmak istedin fakat güzelliğin doğasıyla ilgili hiçbir şey bilmeden bunu nasıl başarabilirsin?"
Sayfa 139Kitabı okudu
10/10 puan verdi
Tabii bir biçimde Umut abi hakkında başlayacak bir yorumlama, sitem ile başlamalıdır. Her ne kadar kendisine itibar eden kimselere borç takıp gidebilecek bir sırtlan olduğunu bilsek de, tabi yine onun affına sığınarak. Yirmi yıl sonra çıkıp "sizin İstanbul trafiğinden haberiniz var mı?" diyebilecek bir karizmaya sahip olduğunu da biliriz. İcabında yazmak ve çizmekten sıkıldı ise, bize yazmayı öğretip yaz desin, emir telakki edelim. Döve döve nasıl çizilir göstersin, biz çizelim. Amelelik, ırgatlık, hamallık işlerini biz yapalım. Bakkalına gidip birasını biz alalım. Şahsi fikrimce Türkiye nin en komik şahsiyeti kendisidir. Tabi bu komiklik sadece bir komiklik değil, derin bir komikliktir, yanlış anlaşılmasın. Güldürür iken düşündürebilen bir kimse var ise, o da Umut Sarıkaya beyefendidir.
Benim de Söyleyeceklerim Var!
Benim de Söyleyeceklerim Var!Umut Sarıkaya · Mürekkep Basım Yayın · 20051,222 okunma
Eve gitmenin bir çok yolu vardır: bir çoğu dünyevidir, bazıları ise kutsal. Hastalarım bana, bu dünyevi çabaların onlar için bir eve dönüş olduğunu söylerler… Yine de sizi uyarırım, eve giden çıkışın tam yeri zamandan zamana değişir, bu nedenle konumu bu ay, bir önceki aydakinden farklı olabilir: Bunlara değinen şiirleri ve kitap pasajlarını yeniden okumak. Bir nehrin, bir derenin, bir koyun yanında birkaç dakika olsun zaman geçirmek. Yıldızlı bir gecede yere uzanmak. Etrafta çocuklar olmadan sevdiğinle birlikte olmak. Bir şey soyarak, örerek, kazıyarak revakta oturmak. Bir saat süreyle herhangi bir yöne doğru yürümek ya da araba sürmek, sonra geri dönmek. Gidilen yeri bilmeden herhangi bir otobüse binmek. Müzik dinlerken tempo tutmak. Gün doğumunu selamlamak. Şehir ışıklarının geceleyin gökyüzünü perdelememediği bir bir yere gitmek.. İbadet etmek. Özel bir arkadaş. Ayaklarınızı sarkıtarak bir köprünün üstünde oturmak. Bir bebeği kucaklamak. Bir kafede pencere kenarına oturup yazı yazmak. Ağaçlardan oluşma bir halkanın ortasında oturmak. Güneşte saçları kurutmak. Yağmur suyu dolu bir fıçıya ellerini sokmak. Saksılara bitkiler dikmek ve bu arada ellerin çok kirlendiğine emin olmak. Güzelliği, letafeti, insanların dokunaklı zayıflıklarını gözlemek. Öyleyse, eve gitmek için karadan çetin bir yolculuk şart değildir; yine de bunu basitmiş gibi göstermek istemem, çünkü ister kolay, ister isterse zor olsun, eve geri dönmenin karşısına dikilen çok sayıda direnç vardır.
"Mektup yazmak, yüreğiniz dışında hiçbir şeyi götürmeden başka bir yere gitmektir." Theroux
Reklam
176 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap, iki kısımdan oluşmakta. Birinci kısım güzele dair, ikinci kısım ise yürümeye dair. Ben özellikle ilk kısmı çok beğendim. Yazar güzellik anlatımı çok güzel bir şekilde aktarmış. İkinci kısımda ise kitap biraz faklılaşıyor Yürümek, okumak, yazmak, şehirde gezinmek ve şehrin esintilerini izlemek gibi konular yer alıyor. Aslında iki ayrı kitap var diyebilirim kitabın içinde. Yazar, oldukça güzel ve estetik bir dille bilgelerini ve düşüncelerini aktarıyor. Keyif aldığım bir kitaptı, özellikle ilk kısmı.
Güzelin Serzenişi
Güzelin SerzenişiHatice Ebrar Akbulut · Büyüyen Ay Yayınları · 0105 okunma
Ne zaman şiir yazmak istediysem Seni yazdım, senden öteye gidemedim.
– Bir tarihe sahip olan her şeyin “ertelenmiş” olması gerektiği o kadar açıktır ki, Spinozacı tarzda bir “duygular tarihi” yazmayı planlasak müziğin irade olarak tarihini (Schopenhauer) yazmak zorunda kalabiliriz... Akıl da ertelendikçe diyalektik bir karakter kazanır gerçekten (Hegel)... Ve Nietzsche’nin fark ettiği şey, ertelenmesi mümkün olmayan şeydi: Yani Hayat...
1.000 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.