Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
331 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Bulaşıcı Beyaz Körlük
Sizleri sıkmamak ve çok zamanınızı almamak adına incelememi kısa ve öz yazmak istiyorum,nitekim zaman çok değerli.Pandemiden önce bu kitabı okusam, bir hastalığın tüm dünyada bulaşıcı olabileceği bu kadar gerçekçi gelmeyebilirdi. Pandemide yaşadığımız acaba dünyanın sonumu geldi, kendimiz ve en sevdiklerimiz de hastalanacak mı, ölecek mi kaygısı bire bir aynıydı Körlük kitabıyla. Kitapta işkencelere, katliamlara, açlıklara, çocuk istismarlarına, kadın cinayetlerine, doğanın katledilmesine, savaşlara..... tüm kötülüklere nasıl da tüm insanlığın, bana dokunmayan yılan bin yaşasın dercesine körleştiğini anlatıyor aslında. Ama unuttuğumız şeyse,bu körlüğümüzün içinde yaşadığımız dünyamızı yok ettiği duyarsızlığımız ve hırslarımız yüzünden. İnsanın gören gözler olmadan nasıl da kötüleştiğini, kendine ve diğerlerine ne kadar saygısızlaştığını vurguluyor. Oysa kendine saygısı olan tüm dünyaya da saygılı....Ve tabi yaratıcının gördüğünü de unutmamak lazım... Kitabın en can alıcı tarafı ise bana göre doktorun karısının çektiği acının körlerden çok daha fazla olmasına rağmen (günümüzde de böyledir her şeyi görebilen, anlayabilen, hassas kalbi olan insanlara yüktür yaşamak) insanlara yardım etmekten bir an bile vazgeçmemesidir. Akıcı, esrarengiz ve güzel kurgusu sayesinde çok keyifli okuyabileceğiniz bir kitap. Okumayan herkese şiddetle tavsiye ediyorım, keyifli okumalar....
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022103,6bin okunma
Reklam
Bir ana sığan zamanın Şiirini yazmak isterim Ya da bir çağı sürükleyen duyguların...
Sayfa 110
Ölçü ile yazmak ozan olarak adlandırılmaya yetmez
Homeros ve Empedokles arasında ölçülü yazmaktan başka hiçbir ortak yan yoktur. Homeros, haklı olarak ozan diye adlandırılır. Fakat buna karşılık Empedokles'in daha çok doğa bilgini olarak adlandırılması gerekir.
Yazabilmek de huzurdur
Bir pınarın dağdan çıkması ve denize kavuşması gibidir yazmak.
Reklam
Işığın kendini yeniden yarattığı karanlık tutul­ malarım oluyor.
Yalnız, demek ki kitapsız kaldığım anda vasat birine dönüşüyorum: Derinliğim azalıyor.
Deli değilim. Bilmeyen, bilmek isteyen biriyim. Her zaman şaşkın, her an sudan çıkmış balığa dönen biriyim.
Ölüm korkusu insana yaşamın tümü olan ça­lışmayı sevdiriyor.
Reklam
Yazmak hayatın merkezine dalmaktı. Yitirişi tersine çevirmek. Hayata ortasından dalmadıkça insan içindeki boşluktan kurtulamıyordu.
Ama gene de ona yazmak , hep onun için yazmak , ona durmadan anlatmak , nerede olduğumu bildirmek istiyorum.
Sayfa 196Kitabı okudu
Bu gece ağlamak ve şiir yazmak yok. Dışarıya çok az çıkıyorum. Bazen yeni cd,lere bakmak için, bazense umutlandığım bir film için. Sokakta hiçbir gerçek tek başına dolaşacak kadar cesur değil. Sokaklar ne dediği anlaşılmayan hayallerle dolu. Varacakları hiçbir yer yok. Zaten bir yer aramıyorlar. O yüzden eğildikleri bir alın yok. Ağlamaya utanacakları bir şiir yok.
Altıkırkbeş Yayın
Cesaret
Bugün yaşadığım bir meseleyi anlatmak istiyorum. Derin derin düşünürken Allah'ın işidir işte denk getiriyor. Baba oğul birine denk geldim ve çocuğa sordum "babanı seviyor musun?" diye. Evet anlamında başını salladı. Sonra çocuğa babamın dün durduk yere bana karşı yaptığı hürmeti anlattım. Babası bana "bunda neye şaşırdın ki?
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.