Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
144 syf.
·
Puan vermedi
·
36 günde okudu
Özellikle okumak ve düşünmek üzerine çoğumuzun aklındaki sorulara yanıt vermiş
Arthur Schopenhauer
Arthur Schopenhauer
Kitap 4 bölümden oluşuyor, kitaptaki temel düşünceleri özetleyelim: 1.İnsan Mutluluğunun İki Temel Düşmanı: Istırap ve Can Sıkıntısı Schopenhauer bazı kitaplarında bu iki düşmana değinir. Özellikle can sıkıntısına. “ihtiyaç içerisinde bulunmak ve yoksunluk
Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine
Okumak, Yazmak ve Yaşamak ÜzerineArthur Schopenhauer · Say Yayınları · 20133,655 okunma
%4 (10/238)
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Uzun İhsan Efendi’nin Düşü
Bir süredir inceleme yazmıyordum. Bunun sosyal, siyasal ve ekonomik sebeplerine girmeden önce inceleme yazmak isteyen fakat eli bir türlü kaleme gitmeyen birini düşledim. Kitap okuma ve inceleme amacıyla bir araya gelen bir toplulukta neden eskisi kadar inceleme yazılmadığını, içerikten görselliğe doğru gidişi ve rüzgârın nereden estiğini anlamaya
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,1bin okunma
Reklam
İkinci kitabı yazmaya tam manasıyla karar verdim. Onlarca kitap, fikir olarak zaten defterlerimde hazır fakat kitabın başına oturmak farklı. Kaç gündür -özellikle dün- içinde bulunduğum yazamama durumu buhran filan demeyeceğim beni mahvetti. Dün biraz olsun kitap hakkında bir şeyleri oturtmak hayata geri dönmemi sağladı. Yazmak yaşamak gibi derken bu denli beni etkileyeceğini düşünmüyordum. İlk kitabımda fazlasıyla heyecanlıydım bu heyecan diğer duyguları bastırmıştı yahut ben yazar psikolojisi içerisinde değildim. Belki bu kez yazarlık uğruna göze aldıklarım üzerimde ister istemez bir baskı oluşturuyor yine de benim yolum bu. Daha fazlasını da göze alacağım...
687 syf.
10/10 puan verdi
·
39 günde okudu
Olmak istediğimiz kişi ile olduğumuz kişi arasındaki mücadele..
Yaşamının her evresini sefaletle geçiren yazarın kumar sorunu vardı ve biriken borçlarını kapatmak için kitap yazmak zorundaydı. Toplumsal olaylar konusunda sessiz kalmak istemez, reform isteyen halkın yanında olmayı tercih ederdi. Bunun üzerine Rusya'nın Avrupa ülkelerine nazaran hiç gelişmediğini düşünen bir grup aydın yeni bir reform
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022158,9bin okunma
23 Nisan kutlamaları Türk Genci adayı olma yolunda yetiştirilen çocuklarımızın çehresinin nasıl olduğunu bizlere gösterdi. Malum olduğu üzere 23 Nisan sözüm ona çocuklara armağan edilen bir bayram olarak literatürde. Gazze’de 7 Ekimden bu yana öldürülen çocuk sayısı kaynaklarda geçtiği kısmıyla 12,300. Yazmak ne kadar kolay, acıyı yaşamak bir o kadar zor. Dünya da açlık ve kötü beslenme sebebi ile yaklaşık 6 milyon çocuğun da öldüğü bilinmekte. Tüm bu gerçeklikler ekseninde ülke genelinde bayram kutlamalarına bakınca, kültürümüze sonradan adapte edilen; müzik eşliğinde danslar, kız ve erkek çocuklarımızın bir araya getirilerek dans ettirildiğini yine gördük. Peki ne görmeliydik? Vicdan, merhamet ve hüzün görmeliydik. Çocuk hüzünlendirilir mi? Evet ve de hayır. Hüzünlendirilemez, merhametten yoksun bırakılarak. Hüzünlendirilir, merhamet aşılayarak. Bizim her bayramımız yanında hüznü, merhameti, hatırlamayı taşımak zorundadır. Seküler bayramlar, vicdan ve merhamet duygularını silir süpürür. Ve böylelikle merhametten uzak, akraba bilmez, komşu bilmez, din kardeşi bilmez, insanlık vicdanı bilmez çocuklar büyür yetişir ve bu gençlere ne oluyor deriz. Fıtrata ve duygulara hitap eden bayramlarda çocuklarımıza dokunma bilincine ermek duasıyla.
Gençlik nedir sahi? Kaybettiğimiz koca bir ömrün sonu, özlenen çocukluğunun hasretiyle geçen demler arasında biten umutların mı ? Ben gençliği yaşayamadım ki anlayayım. Yıllarca anlamamıştım yaşadığım hayatın sebebini bir şeyler tükezliyordu beni hissediyordu kalbim. Kendimi tanıdığımda ömrümün 14 yılı bitmişti anlamıştım neyi kaybettiğimi . Çocukluğunu dahi yaşayamadan ömrünü sonlandıran bir kız çocuğuyum işte. Alıştım, bedenimden önce kalbim büyümek zorunda kaldı. Yüreğim çocukluğuma hasret. Ben sevdim kendimi herkesin eksik gördüğü yanımla en çok ben kendimi sevdim.Sonra küçük bir çocuk sevinciyle hayaller kurmaya başladım yaşayamadım hiçbir hayalimi, hep eksiklerimle savaşmak istedim her şeye ve herkese rağmen sevdim kendimi. Kaderin önüne geçilmiyor ama yaşamak ve yaşatmak bizim elimizde. Kursağımda bırakıldı her şey. Sonra mı? kendime bir dünya yarattım işte kitaplar en yakınım. Artık en büyük hayalim, Odamda radyodan çalan eski bir şarkı ve daktiloma kahramanı olduğum bir hikayenin sonunu yazmak. Bende herkes gibi bir kulum işte fazlası gibi eksiği de bulunmayan bir kul
Reklam
İyi bir hayat hikayesi yazmak, bir hayat yaşamak kadar zordur.
80 syf.
·
Puan vermedi
Aşk mı saplantı mı ?
Öncelikle merhaba sevgili 1K ailesi bu benim ilk incelemem, kötü yazmış isem mazur görün artık. Bu kitabı 2. Okuyuşum ve istemsizce yazmak istedim ve İçimden geldiğince fikirlerimi belirtmek istiyorum. Stefan Zweig kitapları bence kısa ve fazlasıyla derin içerikler barındırıyor. Bence iyi bir yazar. Ve kitaplarını okumakta zevkli bu öznel yargılarımdı kitaba geçecek olur isek… Bilinmeyen bir kadının mektubu ergenlik döneminden itibaren yaşça büyük olan R’ye karşılıksız duyulan aşkı konu alıyor. Ve yazarın erkek olmasına rağmen kadın hissiyatlarını bu kadar iyi betimleye bilmesi açıkçası beni mest etti. Bu kitapla alakalı bir yoruma denk gelmiştim kitaptaki kadın karakter için bunun bir saplantı ve psikolojik bir sorun olduğunu yazmıştı. Niyeyse bu yorum beni üzdü… Ben açıkçası öyle düşünmüyorum. Saf bir şekilde bence aşkı anlatıyor. Ergenlik dönemlerinde hepimiz yaşça büyük birine aşk veya hayranlık duymuşuzdur ve bu saf hissiyatlarımızdı burdada aslında karşılıksız koşulsuz şartsız kadının duyduğu aşkı anlatıyor nedense iliklerime kadar hissediyorum. Ergenlik döneminde bende tam olarak bu kadar olmasa da benzer bir platonik aşk yaşadım. Sanırım bazı kitapları da anlamak için yaşamak gerekiyor. Belki de o yorumu yapan ablamız hiç birini sevmemiş ya da sevme stili farklı. Onu bunu es geçelim bence okunmalı ve karakterleri hissederek empati kurarak okunmalı.. Harika bir eser. Okuyun okutun :) aşk mı saplantılı mı? Bu konuda fikri olan yorum yapabilir… bana sorarsanız Aşk.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Ren Kitap · 2017223,7bin okunma
Yazmak da yaşamak gibiydi. Geçmişe takılıp kalmak, yeni adımlar atmanın önünü kesiyordu.
"Bir insan ne kadar kendi kendisine yeterse, başka insanlara o denli az gereksinim duyacaktır. Yüksek bir zihin düzeyinin bir insanı toplum dışına itebilmesinin nedeni budur."
Reklam
Okumak üzerine -- Katılmayan var mıdır bu tespitlere?
Okurken bir başka kimse bizim için düşünür. Biz sadece onun zihin sürecini takip etmekle yetiniriz. Okurken zihnimiz aslında başka birisinin düşüncelerinin oyun alanından başka bir şey değildir. Bu nedenle düşünmeksizin sürekli okuyan insan düşünme yeteneğini kaybeder. Bu nedenle okumak bir çok eğitimli insanı ahmaklaştırır. Okunan şeyler ancak derin düşünmeyle hazmedilebilir. Eğer bir kimse daha sonra üzerinde durup düşünmeden sürekli okursa okudukları kök salmaz büyük bölümü itibariyle kaybolur.
❀•• Schopenhauer, kötü kitapların zihin için zehir mesabesinde olduğunu ve aklı harap edeceğini söyler. "İyi olanı okumak için kötü olanı hiçbir zaman okumamayı insan kendisine düstur edinmeli: Çünkü hayat kısa ve hem zaman hem dinçlik insan için sınırlı." diye yazar Okumak, Yazmak ve Yaşamak adlı kitabında. ❍ Rastgele okumalardan ziyade niyete ve maksada uygun kitapları bulabilmeliyiz. Amacımız sayı üstünlüğüne ulaşmak değil, gelişmek ve tekamüle ermektir. Bu nedenle nitelikli eserleri, iyi yazarları arayıp bulmalıyız. Kendimize yakın bulduğumuz, sevdiğimiz, beğendiğimiz, benim yazarım diyebileceğimiz üç beş yazarımız olmalı. Onları gerekirse dönüp dönüp okumalıyız. Bir dosta gider gibi varmalıyız yanlarına. Düşünerek, tefekkür ederek mütalaa etmeliyiz kitaplarını. Tekrar tekrar. İnşa böyle gerçekleşir. O zaman açarlar bize kapılarını. Kapı bir kez açıldığında artık bambaşka bir hayat başlar bizim için. Öyle değil mi? "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?"✨ •| Diyanet Aylık Dergi / Nisan 2024 Sayı: 400 🌙
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.