Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gülizar Taşcı Göksu

Gülizar Taşcı Göksu
@yecguliz
Sosyal Hizmet Uzmanı
Lisans
Łódź
İstanbul, 24 Eylül 1995
21 okur puanı
Temmuz 2022 tarihinde katıldı
Ama tırmanmak zordur ve yüksek yerlerden düşmek kolaydır.
Reklam
Siz de çaresiz bir halde, asla yaşayamadığınız bir hayatın yasını tutmuyor musunuz?
Sayfa 348Kitabı okudu
Benim kendimi anlatmamın, çalışmamızın özünü oluşturacağına, kendisinin de rahatça konuşabileceğine ve bunun bizi daha "insan" yapacağına beni ikna etmeye çabalıyor; sanki insan olmak, çamurlarda beraberce debelenmek demek! Ona, hakikat aşıklarının fırtınalı ya da çamurlu sulardan korkmayacağını öğretmeye çalışıyorum. Asıl korkulması gereken sığ sulardır!
Sayfa 260Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
-şimdi artık benim için yalnız sen varsın dünyada, yalnızca sen, benimle ilgili hiçbir şey bilmeyen sen, bu arada hiçbir şeyden haberi olmayanı oynayan veya her şeyi ve herkesi alaya alan sen. Evet, yalnızca sen, beni asla tanımamış olan ve hep sevdiğim sen.
Soğukkanlılıkla yatışmamı bekledi, sonra da tüm acıların dünyanın ve Türkiye'nin içinde bulunduğu politikaya bağlı olduğunu söyledi.
Reklam
Bu aşkın öncesini, başlamakla başlamamak arasında kararsız, o en lezzetli anlarını, en hülyalı safhasını hatırlamaktan hep kaçtı. Aslında unutmak istemekte haklıydı. Hatırladıkça hayatının nasıl yatak değiştirdiğini, ağır bir yanılgının yükünün altında nasıl ezildiğini de hatırlıyordu.
"...Başınızı dik tutun, yumruklarınızı da indirin. Kim size ne derse desin, sinirlerinize hakim olun. Değişiklik olsun diye, aklınızla mücadele verin... Öğrenmeye dirense de kafa denen şey iyi bir şeydir." "Atticus, davayı kazanacak mıyız?" "Hayır, tatlım." "O zaman neden..." "Daha başlamadan yüzyıl önce davayı kaybetmiş olmamız demek kazanmaya çalışmayacağız anlamına gelmez," dedi Atticus.
Sayfa 103Kitabı okudu
Dünyanın öbür ucundaki dostları düşünüyorum, öbür ucundaki ırmakları Bir kız sessizce ölüyor Vietnam'da Ağlayarak bir yürek resmi çiziyorum havaya Uyanıyorum ağlayarak, bir gün mutlaka yeneceğiz! Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey ithalatçılar, ey ihracatçılar, ey şeyhülislâm! Bir gün mutlaka yeneceğiz! Bir gün mutlaka yeneceğiz Bunu söyleyeceğiz bin defa! Sonra bin defa daha, sonra bin defa daha, çoğaltacağız marşlarla Ben ve sevgilim ve arkadaşlar yürüyeceğiz bulvarda Yürüyeceğiz yeniden yaratılmanın coşkusuyla Yürüyeceğiz çoğala çoğala...
Doğrum yok benim. Her yarım şey gibi. Ne kederli, ne de mutlu. Hiç hikayen yok mu senin. Ama dinliyorum. Biliyorum ki, yarısı ölen bir kadının son isteğini yerine getirirsin. Hadi, tek bir hikaye... Ama sen de bir bok değilsin işte.
gözlerime bak düşüyorum. Öyle çok bavulumu toplayıp kaçtım ki kalbimden; şimdi parçalarım mı geride bıraktıklarım yoksa kaçık çoraplarım mı bilemiyorum...
Reklam
Dışarıyı anlatmamı istiyorsun. Dışarıda da, içeride de bizi acıtan şeyler hep aynı. Aynı betondan, aynı demirden yapılmış evlerimiz. Sadece "daha masumuz" diye sokaklar boyunca dolaşabiliyoruz. Ya da başka beton evlere gidip demir balkonlardan sarkıyoruz. Sarkıyoruz ama düşmüyoruz. Bize balkonlardan sadece rüyalarda düşüldüğü öğretildi.
"İyileştirici söz değil, iyileştirici davranış esastır."
Kederli bir mazisi oldu. Burnu havada, başı dikti hep. Başka türlü yaşamayı beceremediyse de, o gece Haliç'in kirli sularına bakarken anladı ki aslında hep öyle sanmış. Oysa şiddetle yanılmış. Ve yine anladı ki hayatı zaten tümüyle bir yanılgıymış.
Yapıştırsam da parçalarını hayatımın Su sızdırıyor çatlaklarından.
'Biz artık gitmeliyiz dağımıza anneciğim Yorgun geldim savaşmadım ama Bir ceset gibi ayaklarının dibindeyim'
93 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.