Elveda Gülsarı
Yaşlı adam Tanabay at arabasını sürer, bozkıra doğru.. Araba tökezler o esnada, telaşlanır; ata bakmak için arabadan aşağı iner. N'oldu Gülsarı? Neden durdun? Takatin mi kesildi? Anlar ki Gülsarı ecel terleri dökmektedir.
Tanabay iç geçirir. Demek sen de yolun sonuna geldin, haa Gülsarı. Aklı gençlik yıllarına gider.
Askerden yeni gelmiştir. O sıralar yeni rejimin hararetli savunucularındandır. Partiye üye olmuş. Demirci ustalığı yapmaktadır.
Bir gün yakın arkadaşı Çora yanına gelir. Ona Yılkı atlarına bakmasını teklif eder. İşte Tanabay'ın Gülsarı ile karşılaşması tam o anda gerçekleşir. Teklifi kabul eder. Yılkı atlarının bakımını üstlenir.
Günlerini Gülsarı'yı yetiştirmekle geçirir. Binbir emek verir. Artık Gülsarı yetişmiş, yarışlara katılabilir hale gelmiştir. Bütün gözler onun üzerindedir, girdiği her yarışı kazanıp dikkatleri üzerine çekiyordur.
Çiftliğe yeni gelen yönetici ise bu sıralarda Gülsarı'nın methini duyar. Ona talip olur. Tanabay ilk zamanlar onu vermek istemez, ama gelgörelim eli mahkum. İstemeye istemeye atı yöneticiye vermeye razı olur.
Yılkıdan ayrılan Tanabay, bu kez parti aracılığıyla koyunların bakımını üstlenir. O zamanlar ağır kış şartları ve bakımsızlık yüzünden çoğu koyun telef olmuş, beklenilen verim alınamamıştır.
Olanları gören müfettiş hemen hesap sorar. Tanabay artık müfettişin pervasızlığına karşı dayanamayacak hale gelir ve zapt edilmeyen atlar gibi müfettişe isyan eder, partiden atılır.
Son olarak kitap, yaşlanan yılkı atı Gülsarı'nın hayata gözlerini kapamasıyla biter. Elveda Gülsarı..