Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
TARİHLER VE OLAYLAR (1960-1975) 13 Ocak 1960: Atsız, Falih Rıfkı Atay'a yayın yolu ile hakaretten İstanbul Toplu Basın Mahkemesi'nde yargılanıyor. 27 Mayıs 1960: İhtilal. 38 subay ve general iktidara el koyuyor. İhtilal bildirisini, 27 Mayıs sabahı 04:36'da, 1944 sanıklarından Alparslan Türkeş okuyor. Cemal Gürsel Devlet Başkanı,
Atsız'ın Dostları ve Ziyaretçileri: Türk milliyetçiliğinin "uyutulma dönemi"nde Atsız'ın da faaliyetleri sınırlıdır. Günleri, yollarda ve Süleymaniye Kütüphanesi'nde geçmektedir. Tanıdıkların, kendisini merak eden Türkçülerin ziyaretlerinin de ardı arkası kesilmemektedir. Ya bilhassa öğle tatillerinde kütüphanede, ya da
Reklam
Atsız ve Arkadaşları Eylemde: Fatih'in Türbesini Temizliyorlar: Atsız yine Süleymaniye Kütüphanesi'ndeydi. Oradaki tasnif işine devam ediyordu. 1952 yazının bir tatil gününde öğrencileri Altan Deliorman ve Erk Yurtsever ile Divanyolu'ndaki bir kıraathanede buluşmuştu. Sonra birlikte Fatih'in türbesine gittiler. "Türbeye
Freud’u ziyaret
Yıldönümü kutlamaları, dedi, mevlitlere çok benziyor, ölümü çok hatırlatıyor.
82. Örneğin “Papa, bazilikanın inşası gibi oldukça önemsiz bir gerekçeyle, kirli bir para karşılığında sonsuz sayıda ruhun günahını bağışlayabiliyorsa, niçin oldukça haklı bir gerekçeyle, kutsal sevgi ve ruhların nihaî ihtiyacını gidermek uğruna Araf”ı boşaltmıyor?” 83. Yine, “Günahları bağışlanmış olanlar için dua etmek yanlışsa, niçin ölenler için yapılan bağışlar geri ödenmiyor ve geri ödenmesine izin verilmiyor da, cenaze ve ölüm yıldönümü ayinleri yapılıyor?” 86. Yine, “Niçin serveti, zengin Crassus'un servetinden” daha büyük olan Papa, biricik Aziz Petrus Bazilikası'nı kendi parasıyla değil de, inançlı fakirlerin parasıyla inşa ediyor?”
'900üncü Yıldönümü'
"1940 sonlarında, Türkiye'nin kuruluşunun 900'üncü yıldönümünü kutlamak ve bunu Türk milletine hatırlatmak için '900üncü Yıldönümü' adiyle 28 sahifelik bir kitap yayınlamıştım. Bu kitap, 2 Ocak 1941'de, başbakanlıktan telefonla gelen emir üzerine polis tarafından toplatıldı. Bununla beraber polisin eline ancak beş on tanesi geçti. Kalanı dağıtılıp satıldı. Fakat mühim olan bu toplatma değil, onun sebebi idi. Çünkü kitapta Bulgarların aleyhinde bir iki kelime vardı." (Atsız 1992: 252).
Reklam
"...Bu arada çevrende insan kalabalığının canlı girdabının nasıl kükreyip dönendiğini duyarsın, duyarsın, görürsün nasıl yaşıyor insanlar – gerçeklikte yaşıyorlar, görürsün, yaşam onlar için ödünç alınmış değil, yaşamları uyku gibi, hayal gibi uçup gitmiyor, yaşamları sonsuza dek yenileniyor, sonsuzca gençler ve bir saatleri diğerine benzemiyor; o zaman nasıl da neşesiz ve sıradanlık ölçüsünde tekdüze oluyor korkak fantezi, gölgenin, fikrin kölesi oluyor, beklenmedik biçimde güneşi örten ve böylece güneşine çok değer veren, gerçek bir Petersburg'lunun kalbini sıkıntıya boğan ilk bulutun kölesi oluyor – o sıkıntıyla da nasıl bir fantezi doğuyor artık! Hissedersin sonunda yorulduğunu, sonsuz çabada yorulduğunu bu yorulmaz fantezinin, çünkü sonuçta olgunlaşırsın, önceki ideallerini geride bırakırsın: Küle kalıntıya dönüşürler; eğer başka bir hayat yoksa, onu bu kalıntılardan inşa etmek gerekecektir. Bu arada ruh hep başka bir şey diler ve ister! Ve hayalperest boş yere, külleri karıştırır gibi eski hayallerini karıştırır, o küllerde bir kıvılcım olsun bulmaya çabalar; onu üflemek, soğuyan kalbini canlanan ateşle ısıtmak ve ondan daha önceden tatlı tatlı gelmiş, ruhu huzursuz etmiş, kanı kaynatmış, gözlerinden yaşlar akıtmış ve kendisini görkemli biçimde kandırmış olan şeyi tekrar diriltmek için! Biliyor musunuz, Nastenka, nereye vardım? Biliyor musunuz artık kendi duygularımın yıldönümünü kutlamaya, daha önce hoş gelmiş, aslında hiç olmamamış bir şeyin yıldönümünü kutlamaya kadar varırdım – çünkü bu yıldönümü bütün o boş, amaçsız hayaller için kutlanıyor..."
‘ Ölüm yıldönümü, biriyle yaşanabilme ihtimali sonlandırılmış geleceğinizdir.’
"Hayatta en büyük marifet söyleyeceklerini doğru zamanda söylemektir."
Birinin doğum günü, diğerinin ölüm yıldönümü..
Reklam
Bundan böyle sizi asla göremeyeceğim, asla... ancak ruhum görebilecek sizi; bunun için de aynı anda birbirimizi düşünmemiz gerekir. Ben canınız isterse girebilesiniz diye ruhumun daima size açık olması için hep sizi düşüneceğim. Oysa davetli öyle gecikecek ki! Kasım yağmurları mezarımdaki çiçekleri çürütmüş, haziran güneşi yakmış olacak, ruhum her an sabırsızlıkla ağlayacak. Ah! Umarım bir gün bir yadigârın görüntüsü, bir yıldönümü, düşüncelerinizin akışı hafızanızı benim sevgimin yakınına götürür; o zaman sizi duymuş, görmüş gibi olurum, gelişinizi kutlamak için bütün çiçekler büyüyle açar.
Vicdanı rahat ve masum olanlar böyledir.. tek talep adaletin uygulanmasıdır
Eski hukukçu, o yılın Romanov Hanedanı'nın üçyüzüncü yıldönümü olduğunu, bunu kutlamak üzere de Çar'ın bazı suçlular için genel af ilan edeceğini söyledi. Yakov'un adı da bu suçluların arasında yer alacaktı. Affedilip kasabasına dönecekti. Duvara zincirli tutuklunun ise konuşacak hali yoktu. Gücünü toparladığı zaman, SUÇLU OLARAK MI AFFEDİLECEĞİNİ, YOKSA MASUM OLDUĞUNUN MU KABUL EDİLECEĞİNİ sordu. Eski hukukçu terslendi. Hapisten çıkacak olduktan sonra bunun ne fark edeceğini sordu. Yakov AFFEDİLMEYİ DEĞİL, ADİL BİR DURUŞMA İSTEDİĞİNİ SÖYLEDİ !!
Papa Eftimin Oğlu Selçuk Erenerolun Ermeni Kilisesinden Çıkarılması
Ermeni Patriği: "O Adamın Oğlunun Burada İşi Ne?" Kadıköy'de bulunan Surp Takavor Ermeni Kilisesi Mütevelli Heyeti Başkanı, kilise korosunun 27. kuruluş yıldönümü dolayısıyla 9 Mayıs 1965 Pazar günü yapılacak olan bir törene eskiden beri dost olduklarını Papa Eftim'in oğlu Selçuk Erenerol'u da davet etmiştir. Selçuk
Sayfa 225Kitabı okudu
YERLİ MİLLİ DESTAN : 15 TEMMUZ !!
2017'de 15 Temmuz'un birinci yıldönümü için hazırlanan afişlerde, Türk bayrağı taşıyan coşkun halkın karşısında başı elleri arasında, gözyaşları içinde bir "Türk askeri " resmedilmişti. Çok geçmeden, afişlerde "Türk askeri " diye gösterilen askerin aslında bir " Amerikan askeri " olduğu ortaya çıktı. Fotoğraf, 1991 'de Körfez Savaşı sırasında David C. Turnlcy tarafından çekilmiş ve Detroit Free Press'te yayımlanmış ödüllü bir fotoğraftı. Oradaki Amerikan askeri, fotomontajla "Türk askeri " yapılıp 15 Temmuz afişlerine konulmuştu. Afişlerde, bilinçli veya bir bilinçaltının yansıması olarak Türk milleti ile Türk ordusu karşı karşıya getirilip Türk askeri aciz gösterilmiş, bunun adına da "15 Temmuz Destanı" denilmişti.
Sayfa 349 - İnkılalp Yayınevi 2. Baskı 2018Kitabı okudu
Böylece bir yıl geçti. Bu eve geldiğimden beri tam bir yıl olmuştu. O zaman da şimdiki gibi yağmurdan bir tül örtüyordu pencereleri, o zaman da huş ağaçlarının son sarı yaprakları düşüyordu hüzünle. Etrafta değişen hiçbir şey yoktu sanki, fakat ben çok değişmiştim. Yıldönümü kutlamamı anılarımla baş başa yapacağım.
1.472 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.