Germinal
Farklı coğrafyalarda yaşanan, benzer çaresizliklere şahit olmak sarsıcıdır.
Bana gelirsek ben şehirleri sabah severim. Genç kız gibi uyanır şehir yeni güne, ışıl ışıl bir cilt, tebessümle bakar kendisiyle her temas edene. Gün yaşandıkça, on çocuklu bir anneye döner o şehir, gözlerinde umutsuzluk, yılmışlık, çaresizlikle.
Keyifli okumalar...
Eski bahçeler, eski sevgiler... Eski aşklar, sevişmeler, eski sevgiler... Kentler, cafeler, sokaklar, evler, otel odaları... Anılar, hüzünler, sevinçler, düşler, heyecanlar, kalp kırıklıkları... Bulamayışlar, yalnızlıklar, acılar, korkular, intihar düşünceleri... Evet, Tezer Özlü kitabının ismini "Eski Bahçe Eski Sevgi" koymuş olabilir;
Her şeyi planlamak ilerisini görmek çok da iyi bir şey değilmiş hani..neymiş biliyor musunuz birinin size ait olamayacağını bilmek duyguların en kötüsüymüş..düşünsenize bir geleceğinizin olmayacağını bile bile sevmek..yanılıyorumdur kaygısı ile hala umut beklemek..çaresizlik işte böyle bir şeydi..yoktan medet ummak böyle bir şey..bazen o keşkelerin hatasına düşmek istersin, hayırlısını dilerken değilse bile dersin gönlümde olması ne hoş olurdu..acizlik, yılmışlık, bu raddeye getiren yıpranmışlık..uçurumun kıyısında bile bile gözü kapalı yürümek değil de nedir?
Hepimiz yahut çoğumuz çoğunluğumuz kurtarılmayı,kurtuluşu bekliyoruz fakat hiç birimiz bir kurtarıcı olmak o sorumluluğa bürünmek istemiyor.Aramızdan bir kaç kişi ben cesurum diyecektir kendimizi kandırmayalım sen cesur olduğunu söylüyor ama cesurca olan her şeyden korkuyorsun en önemlisi de sorumluktan .Zaten kimse kimsenin kurtarıcısı da
Merhaba.
Bir çocuk edebiyatı eseriyle karşınızdayım. Yazacaklarımı inceleme yapmaktan çok kitabı okuyacaklara, okutacaklara bilgilendirme yapmak adına yazıyorum. Örneğin öğrencilerime kitap seçerken buradaki yorumları da dikkate alıyorum fakat istediğimi bulamıyorum. Sitede çocuk edebiyatı eserlerinin okunma, incelenme gibi yönlerden geri planda
Şiir kitaplarına inceleme yazılamaz diye düşünüyorum. Ancak şairi tanıyabilir veya şiir dilini değerlendirebilirizi. Çünkü şiirlerin hissettirdikleri herkes için farklıdır, şiir ruh durumuna göre değişir diye düşünüyorum
Yalnızlık paylaşılmaz.. Paylaşılsa yalnızlık olmaz.
Kitaptan. (s:478)
Yorgunluk, yılmışlık, insanlardan kaçış, aşk, sevda ve özlemeyi öğretir, bu şiirler,
Yorgunluk, yılmışlık, insanlardan kaçış, aşk, sevda ve özlemeyi öğretir, bu şiirler, bu sözler...
Sevgilerin özlemlerin kaçışların yalnızlığın şairi
Özdemir Asaf
Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia.
Okuyun sizde kendinizden birşeyler mutlaka bulacağınız duygulara denk gelıceksınz
Buyurun.
Çiçek SenfonisiÖzdemir Asaf · Yapı Kredi Yayınları · 20216,9bin okunma
Yorgunluk, yılmışlık, insanlardan kaçış, aşk, sevda ve özlemeyi öğretir, bu şiirler, bu sözler...
Özdemir Asaf’ın en sevdiğim eserlerinden birisidir, kimi zaman bir satırlık ufak sözü bile, anlatılamayan binlerce hissi barındırıyor..
Mesela Ben de mi Sezar’da : “O merdivenleri bir çıkışım vardı, sanki aranızdan kaçıyordum”
Gerçekten muazzam şiirler ve sözler barındıran bu kitapta kendini suçlamalar var, toplumun bazı sorunları var.. Aşk ve özlem içeren bir kitap. Akıcı bir kitap bir de. Şiirin verdiği özgürlüğü bize fazlasıyla göstermiş Özdemir Asaf.. Kitaptaki en sevdiğim şiir ise Çiçek senfonisi oldu: içindeki metaforlar ve mana derinlikleri beni çok etkiledi.
Çiçek SenfonisiÖzdemir Asaf · Yapı Kredi Yayınları · 20216,9bin okunma
Hiç iyi bir etkiyle başlamadım kitaba.
Gerek konuşma dili olsun, gerek baş karakterin herşeyden böyle keskin nefreti olsun bana acayip itici gelmişti. En fazla iki günde okunabilecek bu kitabı bir türlü bitiremedim bu yüzden.
Artık fikrimin değişmeyeceğinden emin olarak sonlara geldim derken herşey değişti.
Bu nefret neden anlıyorsunuz..
Bu
"Bir yılmışlık var üzerinizde çok açık" dedi kendinden emin bir ifadeyle. "Bu kadar belli miydi bu hâlim?" diye düşündü. Yapmaktan belki başka zaman olsa bir an durmadan kaçacağı şeyleri zorla veyahut istemeye istemeye yapması içinde bir şeyleri kırmıştı. Evet hüzünlüydü. Belki kendi abartıyordu sadece onun üstesinden gelememesinden kaynaklanıyordu. Ama bu böyle değildi çevresindekiler de ondan halliceydi. Derin bir nefes alıp kafasını kaldırdı. Bir bulut olmayı istemek çok mu acınasıydı? İçinde olduğu durumdan ne bir çıkış yolu görebiliyordu ne de içinde bir düzeltme isteği her şey bu kadardı. Yolun sonuna gelmişti belki de... Bu döngüye tekrar girmekten bir adım hatta belki birkaç adım geri duruyordu. Çünkü kendi de yorulmuştu anlatmaktan ve hiçbir çözüm bulunamaması bir yana tekrar ve tekrar anlatmaktan. Bunun yerine anlaşılmamayı tercih ederdi. "Bir şeyim yok. Sen nasıl göründüğüme bakma, iyiyim ben." dedi usulca.
Selamün aleyküm
Öncelikle Hüseyin Rahmi Gürpınar'dan okuduğum ikinci kitap olaraktan, yazarın tarzını bir hayli sevdim. Yazarın | Gulyabani isimli okuduğum ilk kitabının incelemesi de profilimde mevcut.
Kitabımız Fikriye adlı kahramanımızın evlilik konusu ile başlıyor. Yengesi ona ballandıra ballandıra anlattığı ve çok evlenmesini istediği