Yazgımızın, primatlar da dahil bütün hayvanların yazgısından çok farklı olduğu apaçık; diğer hayvanlara boyun eğdirdik, onları ehlileştirdik, soylarını tükettik, sürdük, kafesledik veya korumaya aldık. Biz ise, kendimize taştan ve çelikten kentler inşa ettik, makineler icat ettik, şiirler, senfoniler yarattık, uzayda seyehat ettik. Doğadan gelmekle ve doğa dışı ve hatta doğaüstü olduğumuza inanmamamız mümkün mü? (...) Diğer yandan, bütün insanlar aynı türden gelmelerine, homo sapiens olmalarına rağmen, yabancı ülkelerdeki benzerlerini tanımazdan gelen veya ondan insanlık sıfatını esirgeyen insan, bu ortak doğa paydasını yadsır durmadan.
"Herkesin katlanamayacağı elem ve hasret dolu günler..İnsanların bir belleğe sahip olmasına şükrediyor.Eğer insanlar istemedikleri bir hatırlama yetkisine sahip olmasaydı. Tarih değiştirmek nasıl mümkün olurdu?"
Reklam
Sabahleyin bakışım öylesine yitik ve davranışlarım öylesine ölgün olurdu ki, rastladığım insanlar belki de görmezlerdi beni.
Ah çözümsüz döngülerin engelinde yitik beklentiler,bitik insanlar doğururlar.
Sayfa 13 - İnkilapKitabı okudu
Şeytan serhoş olduğunda, ateşten bir top hep taca çıkar. Alevlerin elleri bu dünyanın yalancı krallarının tâcını, titreterek oyar. Şeytan serhoş yani başı hoş olduğunda; insanların sağını, solunu, önünü, arkasını birbirine karıştırır. İnsan hikâyeleri, şeytanın başını insana secde için döndürür. Eva, Vera’ya dönüşür. Max, Sigmund’a. Angela yitik babasına... İnsanlar tanışırlar, ancak birbirlerini tanımaları, birbirlerine dönüştüklerinde mümkün olur…
İnsan kalabalıkları birbirlerine dolanıyor, gidip geliyorlar. Bunca insan! Her türden. Ne yapar bu insanlar, ne düşünürler, neyle meşgul olurlar? Ne olurlarsa olsunlar, sonuçta eşit değiller mi sanki? Aşkın, sevginin ne olduğunu bilmiyorlar mı? Acizliğin, perişanlığın, kederin, acının ne olduğunu bilmiyorlar mı? Evet, biliyorlar. Her insan bunları bilir. İnsanlar duyguların ustalarıdırlar. Duygu ve nefs insanlar içindir. O halde?.. O halde insanlar eşittir. Her türlü düşmanlık ve farklılığa rağmen eşittirler. O zaman insanlar kardeşlik ve insanlık davası gütmeliler. Nerede olurlarsa olsunlar, ne yaparlarsa yapsınlar, ne düşünürlerse düşünsünler, aynı şeyi hisseder ve yaşarlar. O halde neden bu yıkım, ayrımcılık, zulüm ve katliamlar?
Sayfa 60 - İthaki yayınları
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.