Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
186 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın incelemesi değil kendi düşüncelerim
Bir inceleme yazısı için okumak istemeyeceğiniz kadar uzun arkadaşlar o yüzden hiç başlamamanızı tavsiye ederim. Yaşadığımız çağda her iki cenahta da gerek sosyal platformlar gerek sözlü müzakereler yoluyla tartışma değerini sürekli koruyan kadının çalışması konusunda müstakil olarak kaleme alınan kitap sayısı yok denecek kadar azdır. (Nefes
İslamda Kadının Çalışması ve Sosyal Güvenliği
İslamda Kadının Çalışması ve Sosyal GüvenliğiFaruk Beşer · Nun · 200921 okunma
NERGİSE, NİLÜFERE DÖNÜŞEN NARKİSSOS GERÇEKTEN BİR NARSİST MİYDİ?
Ezoterik bir gizemin çözülmesi... mitolojideki derinlik... Narkissos'un hikayesi çok ilginç aslında. Lakin birçok kişi Narkissos'un hikayesini bilmeden onu kötüler. Bilmezler ki Ekho diye yitip giden birisi var lakin bunda Narkissos'un bir suçu yok. Buna mukabil fırsat verilse birçok kişi Narkissos olmaktan imtina etmeyecektir de. Belki de Narkissos olmak içsel keşif yolcuğunun bir emaresi... belki de Narkissos bir öncü. Mesele sadece görüntüde de olmayabilir. Fazla metaforik bir anlamda belki de onun dimağı namütenahi fezası... Bütün bunlara karşın Narkissos, narsist sayılmış, narsisizmin meşalesini insanlarca taşır görünmüş, lakin bence öyle değil. Günlük hayatta elbette narsist bireylerden uzak yaşamak, hem karşı cinsle olan romantik bir ilişkide hem de normal arkadaşlık veya iş ilişkisinde de oldukça elzem. Zira huzur için de noksanlık şart elbette. Fakat aşırı özseverlik veya gerçek bencillik diyebileceğimiz şey, insanın kendini çok sevmesi veya kendi yararını çok fazla düşünmesi değildir. Nedir peki, bir başkasının zararına da olsa bile isteye, hatta onları hiç düşünmeksizin, empatik yaklaşımdan tamamen uzak bir şekilde hareket etmektir.
Reklam
64 syf.
10/10 puan verdi
Bir Kadın aslında her kadın...
Bir Kadın, ilk bakışta kadın, yaşam ve feminizmi konu alan bir kitap izlenimi bırakabilmektedir. Kitabın arka kapağına bakıldığında ise ölen bir kadının yaşamını konu aldığı anlaşılmaktadır. Ancak kitabın daha çok anne-kız ilişkilerini tüm çarpıcılığı ve gerçekliği ile ortaya koyan bir roman olduğu söylenebilir. Ernaux, anne-kız ilişkilerini
Bir Kadın
Bir KadınAnnie Ernaux · Can Yayınları · 20231,599 okunma
Karşındakini yargılamayı bırakırsan ‘bana zarar verdi’ yargısından kurtulursun. ‘Bana zarar verdi’ yargısından kurtulursan zarar dediğin şeyden de kurtulmuş olursun. İyi de ben güçlü filan değilim ki! Böyle vir vir vir konuştuğuma bakma. İnsan başka çaresi olmayınca öyleymiş gibi yapıyor.” “Bazen insan, konuştuğu kişi daha ağzını açmadan neler
dünyanın güncel haline ilişkin yaptığı çıkarımları..
Sonsuz güzellikteki gücün huzurlu bir bütün halinde tuttuğu karaların ve denizlerin, karadakilerin ve denizcilerin, göğün ve yerin, suyun ve havanın birbirine bağımlı sakinlerinin önüne serilip bir anda yitip giden yaşamın sarsılmaz düzenini, doğuşun ve yok oluşun, sonsuz bir uyanışın içinde sadece iki sarsıcı andan ibaret olduğunu ve tüm bunları idrak ettiği sırada karşısına çıkan şaşkın bakışın parıltısını görecek, - dağların, ormanların, nehirlerin ve vadilerin üzerine doğru çöken sıcaklığını hissedecek, insan hayatının gizemli sınırlarını keşfedecek, kendisini dünyaya bağlayan koparılamaz iplerin, bir hüküm ve kelepçe değil, yuvasına olan bağlılığına dair yok edilemez bir duyguya işaret ettiğini sonunda anlayacak ve bir şeylerin parçası olmanın paha biçilemez mutluluğunu, kendisini saran yağmurun, rüzgârın, güneşin ve karın, bir kuşun uçuşunun, bir meyvenin tadının, çimen kokusunun mutluluğunu tadacak, acılarının ve korkularının, geçmişinin canlı köklerinin ve geleceğinin sunduğu olanakların yükselen zeplinde - hantal yüklerden başka bir şey olmadığını fark edecek ve yaşadığımız her ânın, dönmekte olan Dünya'nın gündoğumları ve geceleri, dalgalanan kışları ve yazları boyunca, gezegenler ve yıldızlar arasında bir geçit töreni olduğunu da kavrayacaktı. .
Sayfa 118 - Can YayınlarıKitabı okudu
48 syf.
·
Puan vermedi
Mültecilik. Kendi toprağını, aileni bırakıp başka bir ülkeye göç etmek. Bugün biz de aynı noktadayız, ülkemize akın akın yabancılar geliyor. Suriyeli, Afgan, Pakistanlı, bütün bir kıta, Afrika! Türkiye’den bakarak defolun! Diyoruz. Onları sevmiyoruz. Haklıyız, buna diyecek bir şey yok. Ancak gelmek zorunda olanlar? Bir kelime bile Türkçe bilmeden yitip giden pek çok insan. Bir canın ölmesi, bu durum bu kadar basit mi? İşte Macaristan’dan kalkıp İsviçre’ye giden bir yazarın yaşam öyküsü. daha doğrusu oraya varınca “yazar” hissediyor . Bütün hayatını geride bırakmış. Ailesini, arkadaşlarını, ülkesini ve belki önemlisi:dilini. Konuşamıyor, zaten kitabın adı da buradan geliyor “okumaz yazmaz.” Adnan Gerger’in “tavhane çocukları” isimli eseriyle epey paralellik var. O kitap da mültecilik, göçmenlik kavramlarını işlemiş. Edebiyatımıza ister istemez yansıyor, çoktan. Bir yazarın gözünden kendi göçmenliği ise tabi çok daha başka olmuş. Çok beğendim, tavsiye ederim.
Okumaz Yazmaz
Okumaz YazmazAgota Kristof · Can Yayınları · 20231,163 okunma
Reklam
·
Puan vermedi
#SebastianFitzek #Noah 570 sy Bir adamın hafızası insanlığın kaderini değiştirebilir mi Günün birinde bir sahile bir milyon balık vurur. Sahilde olan küçük bir kız hala canlı olan balıkları hızla denize atmaya başlar. O sırada yanına yaklaşan yaşlı bir adam; +Burada bir milyon balık var. Tek tek hepsini kurtaramazsın? Bu kadar uğraşman ne
Noah
NoahSebastian Fitzek · Pegasus Yayınları · 2018239 okunma
#Herkes bu anı aynı şekilde deneyimlese de yok olup giden şey aynı değildir. Bu yüzden yitip giden sadece bir anmış gibi görünür. Çünkü insan ne geçmişi kaybedebilir ne de geleceği. Sahip olmadığı bir şeyi kim alabilir ki ondan?..
"Doğup da bir soluğun gölgesinden Dönüşüyoruz işte bir terk edilmişliğe Ve biziz sonsuzlukta yitip giden, Kurbanlar gibi, adandığını bilmeden neye. Tek şey yok bize uysun öyle dilenciler gibi, Biz çılgınlara o kapalı kapıda. Fısıltımızın yitip gittiği, Sessizliği dinliyoruz körler gibi orada. Yolcuyuz işte yok bizde hiçbir erek, Bulutuz, rüzgârla sürüklenen, Çiçeğiz, ölümün soğuk ikliminde titreyerek, Koparılmayı bekleyen."
Sayfa 47 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
50 syf.
·
Puan vermedi
İnsani görevi ve vatani görevi arasında gidip gelen Ferdinand ve dolaylı yoldan tüm bu yaşananlardan etkilenen eşi Paula. Kitap 50 sayfa fakat Zweig bu 50 sayfaya koca bir yaşamı, insanlık tarihinin en önemli vakalarından birini muazzam bir şekilde sığdırmış. Savaş... Esaret... Özgürlük... İnsanın kendi hırsları için yakıp yıktığı bir dünya,
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202161,9bin okunma
Reklam
Kendi sınırları dahilinde yaşayan ve zulüm gören halkı dahi Niko­la'ya olağanüstü saygı ve sevgi duyuyordu. Sanki bu insanlar mut­lak bir hükümdar istiyor; zalim yönetim, bütün milletin içine işle­miş teslimiyet arzusuna hitap ediyor gibiydi. Rus milletinin tarihi boyunca izleri görülen bu arzu, kimin hakimiyeti altında olurlarsa olsunlar
296 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.