Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
El falı: onyedinci yüzyıldan sonra çingenelerin geliştirdikleri bir fal şekli. Kadınlar için sol, erkekler için sağ el. 1. Ev-koç-baş parmak: ihtiras cesaret 2. Ev-boğa-venüs tepesi: (baş parmak hizasından elin bilekte bitimine kadar): aşk, dostluk. 3. Ev-ikizler-venüs tepesi: aşk, dostluk 4. Ev-yengeç-ay tepesi: (venüs tepesinin karşısında,
Gregor Samsa bir sabah kötü bir rüyadan uyandığında, kendini yatağında korkunç bir böceğe dönüşmüş olarak buldu.” Daha ilk cümlesiyle bile kitabın sonunu merak ettiren bir konu… Sayfalar ilerledikçe Gregor’un hayatına bir böcek olarak devam etmeye çalışmasına ve ailesinin, yakın çevresinin bu durum karşısındaki bocalamalarına tanık oluruz.
Reklam
Hiçbir yeni düşüncenin bu yurda girmesini istemiyor. Aman bu yasaklar gereksizdir, işe yaramaz, bizi öldürüyor. Siz bu vatanı sevmez misiniz, siz bu toprakların çocukları değil misiniz? Kim anlar, kim dinler... Kabile düzeniyle devlet idare edilir mi? Türkmen kabileleri çok uzakta kaldı. Etmeyin eylemeyin... Bizim atalarımız, diyorlar da bir şey demiyorlar... Var olsun, sağ olsun sizin şanlı atalarınız. Onlar iyiymişler, hasmışlar ya, bu çağda sökmezler... Adam anlamıyor, ya da anlamak işine gelmiyor, elinde ok yayla, yalın kılıçla Altaylara gidip atalara karışacağı üstüne destanlar düzüyor. Arkadaş, ok, yay, yalın kılıç atalarının zamanında kaldı. Şimdi atom var. Atalarının devrinin düşüncesi, atalarının kılıcıyla birlikte, kodu da gitti. Şimdi atom çağıdır. Ataların çağında elde kılıç gider, Altaylarda teke tek dövüşürsün... Dövüşmenin, adam öldürmenin kutsallığını da yayarsın. Şimdi adam öldürmek kutsaldır dersen, senden iğrenirler. Harbetmek güzeldir dersen seni kınarlar, yabanıl derler, kan içici derler. Savunma kutsal, ama saldırma değil. Atom çağının getirdiği barıştır, sevgidir. Başka çare de yok... Anlamazlar, anlatamazsın... Bunlar insan soyunun ahmakları...İyi olacak, iyi olacak...
KAVALA DESTANI
1 Töreyi penah bilmişiz Altay'ı dergah bilmişiz Bir geyik boynuzu bir bozkurt başı Gül Kam'ın elinde son "yada taşı" Sicim gibi gökten boşanan yağmur La ilahe illallahla inen nur Tekbirlenen palalarda od yanar Savrulanlar sanki birer zülfikar Sadaklar boşanır yaylar gerilir Her okun ucuna bir gül verilir Gül atarlar akıncılar
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
Sayfa 334 - Ötüken
Ana-Beyit mezarlığının bir efsanesi, Juan-Juanlar’ın bozkırı işgal ettikleri çağlara dayanan bir hikâyesi vardı: Sarı-Özek’i işgal eden Juan-Juanlar tutsaklara korkunç işkenceler yaparlarmış. Bazen de onları komşu ülkelere köle olarak satarlarmış. Satılanlar şanslı sayılırmış, çünkü bunlar bazen bir fırsatını bulup kaçar, ülkelerine dönerek
Sayfa 142 - Ötüken
Reklam
Günümüz Türkçesiyle.
Bir eşer var idi zâif ü nizâr Yük elinde katı şikeste vü zâr Zayıf bir eşek vardı Yük çekmekten anası ağlardı Gâh odunda vü gâh suda idi Dün ü gün kahr ile kısuda idi
135 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.