Kitabın tamamında hamaset, şovenizm mevcut. Bütün uluslar ezik, eksik iken Türk sütten çıkmış ak kaşık. Ne kadar kötü özellik varsa diğer milletlere verilmiş, ne kadar iyi özellik varsa Türklere verilmiş. Tabi buradaki Türk etnik bir milliyet değil. Buradaki Türk İsmet Özel'in Türk tanımıyla birebir uyuşuyor. Yani İslamiyet'le harmanlanmış Türk.
Tarihsel özellikler taşıması hasebiyle bazı bilgileri teyit amaçlı bakındım. Gerçekten Osmanlı İstanbul ve batısına (Avrupa'ya) önem vermiş, yatırım yapmış.
Bahsedilen Macar kenti İstolni-Belgrad yapılan camiler, körüler, hanlar, hamamlar... Bir dönem tipik bir müslüman şehri olmuş hatta. Deseler Antep'te, Urfa'da, Konya'da, Mardin'de, Aksaray'da vs.. yani taşrada bir Osmanlı eseri göster deseniz zorlarsanız birkaç eser bulabilirsiniz. Anadolu'da hatrı sayılır bir Osmanlı inşası yok. Macar'a, Sırp'a, Rum'a imtiyaz, yatırım, adalet Anadolu'ya ceza, eziyet, ayak işleri... Kitapta bunu görebilirsiniz.
Osmanlı fetihçi yönetimi yeri geldiğinde kardeşlerini el kadar bebekleri dahi öldürmesi bir yana kitapta Sultan'ın kardeşi gönüllü olarak Uç kalesinde fetih işini yönetiyor. Oysa bunun böyle olmadığı 3. Mehmet'in 19 tane erkek kardeşini boğdurtup Topkapı önüne tabut yığdırdığını cümle alem biliyor. Fatih'ten sonra Padişah kardeşleri ya öldürülmüştür, ya da ürkek ürkek bir köşede ölüm korkusuyla göz hapsinde tutulmuştur.
Kitap'ta çok fazla kişi var. Takibi zorlaştırıyor.