Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bugün 3-5 arası son iki dersimiz Genetik. Hoca geldi işte içeri mavi önlüğü, yeşil fosforlu spor ayakkabılarıyla. İlk kez görüyoruz kendisini Hızlaca kendini tanıttı etti falan. ”Dersimde konuşmayın ne ben sizi delirteyim ne siz beni, ve yoklamada başkasının yerine imza atmayın başka isteğim yok sizden”, dedi. Böyle hızlı hızlı konuşuyor, yerinde
128 syf.
·
Puan vermedi
Gidecek başka dünyamız yok .
Küreselleşme , iklim değişikliği , savaşlar , nükleer tehditler , tahminleri aşan aşırı nüfus , hastalıklar , beton yığınları ve daha bir sürü şey kaos’un gelişini müjdeliyor . Kısa bir manifesto niteliğinde bir kitap bu . Etrafımızda gözetleme kuleleri kuranlar , ormanı yok edip katlı rezidansa botanik bahçe yapanlar , plastik çiçek alıcıları , nicelik sarhoşları şunu duymaya hazır mısınız ? Bankadaki hesaplarınızın verdiği özgüvenle gerisin geri gerildiğiniz koltuklarınız altınızdan kaymak üzere . Yarattığınız Frankeyşteyn , size dönecek .  Ne yaparsanız yapın son sözü YABAN söyleyecektir . Mücadeleden vazgeçen ekolojistlere , komünal toplumculara kitap sesleniyor ; ‘’Halen de pek çok özgürlük ve yaban ihtimali mevcut . ‘’ Aleks süperberduşu hatırla .  O kendi seçimleriyle , gülümseyerek noktaladı serüveni . Betonlar arasında gregor samsa’ya dönüşmeyeceğiz . Tutkumuz , Pirimiz Henry David Thoreau’dur .  ‘’Açlık sınıf savaşının dilidir . ‘yabanîn etrafı çitlenerek çiftçiler zorla ücretli işçilere dönüştürülmüştür bir halk ne kadar göçebeyse o kadar bağımsız olması mümkündür biz yabani otlar , yabanı savunmak için neler yapabiliriz ? çok daha iyisini yapabiliriz ama önemli olan başlamak’’
Çöl
ÇölKolektif · Kaos Yayınları · 20167 okunma
Reklam
176 syf.
·
Puan vermedi
Anıları Korkutmayın
“Kalbin de kabrin de nakli mümkün ama aşkın nakli olmuyor.” (sayfa-65) Okuduğumuz şiirler, dinlediğimiz şarkılar, izlediğimiz filmler her geçen an biraz daha fazla incitir bizi. Hayat mutlulukları ne kadar çok tattırıyor sanıyorsak da koynumuzda en çok acılarımızdır taşıdığımız… Tuhaf bir değeri oluyor acılarımızın, incitmeden besliyor, daha da
Tarihi Hoşça Kal Lokantası
Tarihi Hoşça Kal LokantasıŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20175,4bin okunma
400 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
İki kız kardeşin aşkla olan imtihanını okuyoruz. Elinor (büyük olan) mantıklı, duygularını gizleyebilen, sakin yapılı. Marianne ise tam tersi duyguları ile hareket eden daha hassas bir yapıya sahip. Elinor "Akıl", Marianne "Tutku"yu temsil ediyor. Elinor'a hayran kaldım. Ama kendimi duygusal açıdan Marianne'ye daha yakın hissettim. Elinor ve Marianne çok farklı insanlar ve dünyaya çok farklı yönde bakıyorlar, her birinin değerleri ve hataları vardır. Aslında birbirlerini tamamlayan iki kız kardeş. Jane'in romanlarının en çekici yönü, zeki, güçlü iradeli kadın karakterlerinin olmasıdır. Ayrıca o dönemde çoğu insanın aradığı şey, duygu alemlerinden uzak sadece dertlerinin para olduğunu ele alması. Jane Austen'ın başka bir özelliği geniş bir toplum inşa etmesi. (bazen fazla karakter olmasından dolayı kafamız karışsada) ve İnşa ettiği toplumda her türlü karakter özelliğini bulundurması daha gerçekçi kılıyor. Karakter analizleri muhteşem. Karakterlerin birbiriyle etkileşimlerini okumayı seviyorum. Mutlu sonla biteceğini bilmeme rağmen kahramanlarımızın neler yaşayacağını merak ederek okudum. Hele iki tane "yok artık" dediğim yer oldu. Sözün kısası Jane Austen okumayı seviyorum. Bu kitabı da çok beğendim. Mutlaka okumalısınız.
Akıl ve Tutku
Akıl ve TutkuJane Austen · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20196,4bin okunma
Cemal Süreya, Üvercinka
Böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden En uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu kesmemeye Laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor Bütün kara parçalarında Afrika dahil... Aydınca
302 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Hiçbir fikrim olmadan okumaya başladığım ama sonrasında aklımda muhteşem bir iz bırakan kitaplardan oldu. Penguenler üzerinden toplumsal hayatın, devlet düzeninin, çeşitli ideolojilerin anlatıldığı kitap devlet kurumunun doğuşundan yok oluşuna, gelişmişliğin sonunda insanlığın yaşadığı sorunlara ışık tutuyor. Aynı zamanda şu an dünya olarak geldiğimiz noktanın sonunda daha neler yaşayacağımızı da gösteriyor bizlere. Her şeyin başlangıcını sorgulayan ve aynı zamanda "Ne olacak bu dünyanın hali?" merakını içerisinde barındıran herkese bu kitabı şiddetle tavsiye ediyorum. Şimdiden iyi okumalar :)
Penguenler Adası
Penguenler AdasıAnatole France · Araf Yayınevi · 2012216 okunma
Reklam
-- TÜYAP'ta Yaşadıklarım --
''İstanbul'da düzenlenen Tüyap kitap fuarında Hasan Ali TOPTAŞ ile yaptığım kısa ama tadına doyamadığım sohbetten, orada gördüğüm az da olsa güzel şeyler ve yaşadığım çokça can sıkıcı şeylerden bahsetmek istiyorum.'' + Bu yıl 37. si düzenlenen TÜYAP Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı'na katıldım. Az buz değil 100 küsür kilometre yolu (işten
Poyraz, düşünceye dalmış, büyünün daha neler olduğunu düşünüyor, kendi kendime büyülendim de yüreğimden haberim mi yok, diyordu.
Yoksulluk!
Ev sahibesi beni evden atmak üzere ve bana yemek vermeyi kabul etmiyor. Çizmelerim de çok kötü durumda, canım, düğmem bile yok... Daha neler neler eksik bende!
Sektör sattıran algoritmayı keşfetti: Kitap değil, kitap simülasyonu
2000’lerin başında çok satan bir kitap söz konusu edildiğinde iyi edebiyat olup olmadığı konuşuluyordu; şimdinin çok satanlarının edebiyat olup olmadığını tartışıyoruz… Ama sonuçta bu kitapların da çokça seveni, okuyanı var… Bunu gözardı edebilir miyiz, “edebiyat değil” diyerek geçebilir miyiz? Niye böyle oldu? Ve yeni tür yazın ve bu ekonomik
Reklam
Olduğu Yerde Okuyacak Bir Şey Bulamayanlara ;)
Beraberdik, birlikte yol aldığımızı sanıyordum. Öyle değilmiş oysa. Senin bir ajandan varmış, şu köşeyi dönünce sen bizi bırakacakmışsın. Biz ancak dönünce kavradık. Saflığımız ihanetleri ancak gerçekleştiğinde fark edecek kadar geçerli. Giderken kendini gerçekleştirdiğini bağırıyordun. Annenle, babanla, cümle geçmişinle, etrafındaki sayısız
16 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Derginin 24 Eylül 1943 tarihinde çıkan ikinci sayısı. Bu sayıda Necip Fazıl'ın yanı sıra, Sait Faik Abası Yanık'ı kısa öyküsüyle, İlhan Berk ve Ziya Osman Saba'yı da şiiriyle görüyoruz. İlginç gerçekten günümüz dergilerine bakıyorum bir de bu eski dergilere, dergiye bak Necip Fazıl yazıyor, Sait Faik yazıyor. Şimdi olsa yok satar heralde. Kafalara, Kafkaokurlara kaldık. Neyse başka neler var peki bu sayıda? Kumar, piyango ve Faiz üzerine çok güzel bir yazı var. Burhan Toprak ve Hikmet Barkın'ın yazısı var. Hadiselerin Bilançosu bölümünde yine devam etmekte olan 2. Dünya Savaşının gelişmeleri var. Homeros'un İlyada'sından bir bölüm var. Ziya Şakir'in Kahve yazısı var. Bulmaca, mizah ve okur köşesi bile var. Eee daha nolsun 16 sayfalık bir dergide.
Büyük Doğu - İbtidai Devre 2. Sayı
Büyük Doğu - İbtidai Devre 2. SayıBüyük Doğu · Büyük Doğu Yayınları · 194314 okunma
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.