BEYAZ LÂLE
Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
İnferis ve Sahte Sultan'dan sonra yine bir solukta biten bir roman daha. Her otobüs yolcuğumda yanıma bir kitap mutlaka alırım ancak molalar filan derken genelde az okunur. Bu kitap aksine bütün molaları unutturdu, bir bakmışım 6 saatlik yol bitmiş :)
Jules Verne'in Balonla Beş Hafta eserinde Doktor Ferguson'ın arkadaşları ile o zaman çok nadir bilinen balon ile Nil Nehrinin kaynaklarına doğru yapılan yolculuğunu anlatmaktadır.
1892 yılında 14 Ocak gününde Londra'nın Kraliyet Coğrafya Cemiyetinin toplantısında büyük bir kalabalık vardır. Sir Francis M... meslektaşlarına Dr.
İçimde cesetler var, hangi ruha ait olduğu bilinemeyen. Kalbimin kanadığı ama sabaha kadar çıkaramadığım bir ceset var.
Yaşadığım süre zarfı boyunca içimdeki sessiz çığlıkları susturamadım.
Cam gibi parçalandım. Kırıldım.
-Neyi bekliyorsun?
"Ölmek istemiyorum."dan daha çaresizce olan söz nedir bilir misin? "Yaşamak istiyorum."
Bana bir şey olmasını bekliyorum.
-Daima başarılıydın. Ama başarılı olmak istediğinden değil. Başarısız olmaktan korktuğun için. Büyüklüğüne tam engel olan da buydu işte. Kibir ve korku en basit ve en önemli dersi almana engel oluyor. Her şey seninle ilgili değil. Sevilmeyen bir insanın kalbine nasıl bir kaya gibi oturduğunu biliyorum. Sevilmeyen insan mazlum değil zalim oluyor bazen, biliyorum. Ama şunu aklından çıkarma. Güneşin bile buz tuttuğu yerde her zaman bir ışık vardır.
Pişmanlıklarımdan kurtulmayı bir türlü beceremedim. Onlarla hep yan yana yürüdük... ama bak, bundan hiç pişman değilim işte. Ne kadar yağarsa yağsın yağmur. İçimin ovasını sel basmıyor burada. Ve burada en tehlikeli öfke, iyi kalpli birinin içinden doğar. Artık ne mutlu ne de mutsuzum.
-Oyun bitene kadar hiçbir şey bitmiş değildir... hiçbir piyon, piyondan ibaret değildir. Bütün piyonlar, kozadan çıkmayı bekleyen birer vezirdir. Birçok insanın hayattaki tek amacı; etrafındaki dünyaya uyum sağlamak. Bu bir hata. Ne kadar kaybolmuş hissetsen de, kendine sadık kalırsan, yol seni daima tekrar bulacaktır.
Kaybolmanın en iyi yanı yeniden başlayabilmeyi mümkün kılmasıdır. Unutma.
İçinde insanın ve hayatın anlamı üzerinde derin bir sembolizm barındıran, bu anlamda bir "Postmodernizm eleştirisi" de sayılabilecek çok değerli bir roman okuduk.
Güray Süngü kitabında insanın psikolojisini ontolojik bir eleştiriye tabi tutmuş. Bunu yaparken dinî referansları kurgusunun temeline yerleştirmiş. Bunu o kadar başarılı bir
Yol uzaklara çıkar
İçinde hasret var
Sevenler ayrı diyarlarda
Özlem dilsiz olmuş
Yürekler susuyor
Mürekkep bitmiş
Kağıtlar ıslak
Gözümde yaş var
Yollar bana tuzak
Uzaklar çok uzaklar
Adına hasret ediliyor
Uzaklar yollarda geçer
Yollar yüreklerde
Acılar filizlenmiş yüreklere
Bitsin yollar
Ayrılık olmasın güneşin doğduğu topraklardan
Bulutlar mavi gözler kara olur
Yürekler samimi
İnsan güneş gibi ısıtır
Gel yüreğim gel yollarda kavuşma vakti şimdi
Bahar gelsin yollar da çiçekler açsın
Açılsın çiçekler
Kavuşsun sevenler
Yollar umut olsun aşk diyarlarında...
"Bir kişi için bitmiş olan, başkası için bitmiş olmayabilir. Bu denli basit. Bunun ötesinde yol, iki ayrı yöne gider."
İlk hangi Murakami kitabını okumam gerekiyor acaba diye düşünüp internette gezinirken bir yerde bu kitap tavsiye ediliyordu Murakami okumayı düşünenlere. Ben de hemen kitabı temin edip okumaya başladım ama sanırım yeterince araştırmadan karar vermişim tanışma okumasına. Bir kere zaten #faredörtlemesi adlı serinin üçüncü kitabından başlamışım okumaya O yüzden kitap bittiğinde, ben ne okudum şimdi diye düşünmeden edemedim. Gerçek miydi rüya mıydı anlatılanlar; ona ne oldu, buna ne oldu, nereye kayboldular diye sorgulayıp olay örgüsünü bir türlü yakalayamadığım yorucu ve çok uzun soluklu bir okuma oldu benim için... En kısa zamanda serinin ilki olan #rüzgarınşarkısınıdinle kitabı ile okuma serüvenine baştan başlamak istiyorum...
Kitaplarla ve sevgiyle kalınız, keyifli okumalarımız olsun...
Sandım ki yolculuğumun sonuna gelmişim
Kıyısındaymışım sınırımın
Önümdeki yol kapalıymış
Erzakım bitmiş
Vakti gelmiş sığınacak yer bulmamın
Sessiz karanlığın ortasında
Derken keşfetmişim ki
Arzun hâlâ canlıymış
Yorgun dilim eski sözcükleri unuttuğunda
Yeni ezgiler filizleniyormuş yüreğimde
Eski yolların bittiği yerde
Yeni bir dünya çıkıyormuş ortaya
-Rabindranath Tagore
Garip bir yolcuyum dostum, gerçekten garip.
Yük olarak sadece anılar varsa, gümrük vergisi ödenir mi? Oysa bugün her birimiz, köşe bucakta, yol kenannda bitmiş
ağaçlar gibi yalnızlığımızla yaşıyoruz.
Sürece güven.
Bazen bir anda karabulutlar yolunu kaplar, görmek güç olabilir.
Attığın adımları sorgulayacak hale gelir yolunu kaybettiğini düşünebilirsin.
Ama sonra karabulutlar ortadan kalkar ve görürsün ki yol bitmiş.
Yıl 1984.
Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanlık makamında rahmetli Turgut Özal var. Aynı dönemin Milli Eğitim Bakanı ise Sayın Vehbi Dinçerler. Ülkesinin geleceği adına çözüm yolları araştıran Turgut Özal, eğitim konusunda da Japon pedagoglara bir araştırma yaptırmak ister ve ülkemize davet eder. Eğitim konusunda uzman bu heyet, Türk gençleri
Trendeki Yabancılar
PATRICIA HIGHSMITH
Seviye 4
Michael Nation tarafından yeniden anlatıldı
Seri Editörleri: Andy Hopkins ve Jocelyn Potter
Pearson Education Limited
Edinburgh Gate, Harlow,
Essex CM20 2JE, İngiltere
ve dünya çapında Bağlı Şirketler.
ISBN 0 582 41812 7
Trendeki Yabancılar telif hakkı 1950 Patricia Highsmith Bu
uyarlama ilk olarak