Eternity and a day(theodoros Angelopoulos)
The seven seal(ingmar bergman)
Seven samurai(akira krusowa)
Close-up(abbas Kiarostami)
Bir zamanlar anadoluda(nuri bilge ceylan)
Ulysses gaze(theodoros Angelopoulos)
There will be blood(paul thomas anderson)
Ahlat ağacı (nuri bilge ceylan)
Rashomon(akira krusowa)
The 400 blows(françois truffaut)
Bilimin, aşkın,maceranın çok iyi bir kurgu ile bir araya getirildiği; sürekleyici, etkiliyici bir kitap ile tanıştım Serkan KARAİSMAİLOĞLU ile..Ve iyi ki tanıştım...
Okudukça duygulandırdı, meraklandırdı, düşündürdü. Satır aralarına serptiği bilimsel açıklamalar ile öğretti..
"Eğer yumurta içeriden kırılırsa hayat başlar. Yok, eğer yumurta dışarıdan kırılırsa işte ozaman hayat son bulur.Karar senin." dedi yazar. Ve kabuğumuzu içten kırarak kendi hikâyemizi kendimiz başlatmalı kendi kararlarımız ile devamettirmeliyizi vurguladı...
Beynin zamanla imtihanından bahsetti..
" Zamanın çok hızlı geçtiğini düşünüyorsan, bir su ısıtıcıya su koy ve başında kaynamasını bekle." dedi. Zamanın beklentimizle değişen algısını ne güzel izah etti.
Ama beni en çok bu satırlarda yakaladı;
"Meselâ zigomatik kaslar sayesinde dudaklarınızda bir gülümseme oluşturabiliyorsunuz. Ama gözünüzün de gülmesi için gözün etrafındaki orbicularis oculi kaslarınında kasılması gerekir."
Benim en çok kullandığım kaslar..✌✌✌
Deneyimlemenizi ben çok isterim...
Pia MaterSerkan Karaismailoğlu · Elma Yayınevi · 201914,5bin okunma
“İnsan üretmeden tüketen tek varlıktır. Süt vermez, yumurta yumurtlamaz , sabanı çekecek gücü yoktur ,tavşan yakalayacak kadar hızlı koşamaz.Gene de tüm hayvanların efendisidir.”
Hayvan Çiftliği, Stalin dönemi için yazılmış bir kitap olsa da benim için çok daha fazlasını ifade ediyor. Zarar gören, eziyet edilen hayvanlar daha iyi bir yaşam için devrim yapıyorlar. İyi niyetle başlayan bu devrim, zamanla amacından sapıyor ve başlangıçta karşı geldikleri zulmün ta kendisi haline geliyorlar. Sovyet Rusya’nın kapitalist dünyaya verdiği ilk tavizlerden olan ticari ilişkilerin başlatılması da komşu çiftliklerle kereste ticareti ve şehirdekilerle yumurta ticareti olarak eserde yer almaktadır. Bunu sadece Stalin devriyle sınırlandırmamak gerektiğini düşünüyorum. Hukuk kurallarının dejenere edilmesi, cahil grupların kim konuşuyorsa ona inanması, halkın cahil bırakılması, karar alma mekanizmalarının işlevsiz hale getirilmesi, her eleştiri girişimini düşmanla korkutma ve bastırma, liderin zaaf ve ikiyüzlülüğünün taktik olarak nitelendirilmesi, istatistiklerle halkın kandırılması, duruma göre düşmanın değişmesi, “yanılmışız” klasiği ve liderin tanrılaştırılması gibi otoriter rejimlerin kullandığı pek çok yönteme eserde rastlanmaktadır. Siyasi, sosyal, ekonomik vb. insanın olduğu her toplulukta buna benzer örneklerle karşılaşabiliriz. Gücü elde etmek isteyen, bu uğurda her yolu mübah gören insanlar var oldukça Hayvan Çiftliği de popülerliğini koruyacaktır. İyi okumalar dilerim.
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2019246bin okunma
"Kişioğlu, ister fukara olsun, ister zampara, ister avara...Yeter ki madara olmasın, mert olsun!" der Kemal Tahir. Ve ömrü boyunca karşılaştığı en mert insanların, dava ve dam arkadaşları olduğunu da sözlerine ekler...
Yaşamı boyunca Kemalist ve demokrat bir duruş sergileyen Kemal Tahir, bu duruşuna bir de sosyalist dünya görüşünü
“İnsan, üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez, yumurta yumurtlamaz, sabahı çekecek gücü yoktur, tavşan yakalayacak kadar hızlı koşamaz. Genede tüm hayvanların efendisidir.”
#27324883
Bu incelememde yazan her şey, buradaki için de geçerlidir. Hatta başlangıç kısmı budur. Yeni bir şekilde deneyemezdim. Denemezdim. Düşündüm. Çok düşündüm ve düşünmeye devam edeceğim. Ancak size söyleyemem. İstesem de yapamam. Birazdan okuyacaklarınızın ne olduğunu ben de bilmiyorum. Gerçeğe yakın değillerse
Bugün size çok güzel ve anlamlı bir kitap tavsiyesinde bulunacağım.
Günay Kore yazarı olan Sun-Mi Hwang yazmış olduğu 'Uçabileceğini Hayal Eden Tavuk' fabl türü bir eserdir. Fabl türü olarak 'Hayvan Çiftliği'ni bilmeyeniz yoktur, işte bu eser onu anımsatacak size. Bu yüzden' Hayvan Çiftliği'ni sevdiğiniz gibi bu eseri de seveceksiniz diye
Tolstoy bende baya etki bıraktı bu eseri ile...
Etkilerinden şöyle bahsetmek isterim:
Başta kadın olmak... Geçmişte ve günümüzde hatta bu zihniyet iyileşmedikçe gelecekte de, dünyanın neresinde olursan ol, küçümsenecek, hor görülecek, dalga geçilip aşağılanacak insanlarız biz. Açık giyiniriz, güleriz; böylece göze batar, erkeklerin aklına girip,
İnsan üretmeden tüketen tek varlıktır. Süt vermez, yumurta yumurtlamaz, sabanı çekecek gücü yoktur, tavşan yakalayacak kadar hızlı koşamaz. Yine de hayvanların efendisidir.
¶¶İnsan aslında neydi, ne oldu, önce bunu bilmemiz gerek. Çünkü insan,
her zaman bugünkü gibi değil, bir başka türlüydü. İnsan soyu ilkin üç çeşitti.
Şimdiki gibi erkek, dişi diye ikiye ayrılmıyordu, her ikisini içine alan bir
üçüncü çeşit daha vardı. Bu çeşidin kendi kayboldu, sadece adı kaldı:
Androgynos denilen bu çeşidin adı gibi biçimi de hem
YouTube kitap kanalımda kesinlikle okumanız gereken yazarlar ve kitaplar hakkında içerikler üretiyorum: youtube.com/c/alintilarlaya...
"Her şey size anlamsız göründüğünde
evdeki tuvalet kağıtlarını sayın.
Ne kadar çoksa, o kadar umutlusunuzdur." (s. 34)
Büyük Yunan yazar Nilgün Bodur
Binlerce kişi tarafından satın
Daha birkaç gün önce bu platformda bir cemaat liderinin ölmesine üzülen, salya sümük ağlayan kitlenin bugün aynı platformda Demokrasi Bayramını kutlaması bana hiç samimi gelmiyor :)) Kümeste vaaz veren tilkiye benzettim ben bu durumu. Hiç mi yaşananlardan ders almazsınız yahu . Daha ne olması gerekiyor cemaatlerden ,tarikatlardan insanlığa tavuğun götünden çıkan yumurta kadar bile faydası olmadığını anlamanız için?
Demokrasi bayramımız kutlu olsun, umarım gereken ders geçte olsa artık alınır!...
"kadınların narin yaratıklar olduğu; çiçek, yumurta, bir anlık dikkatsizlikle ezilebilecek şeyler olduğu söylenir hep. buna eskiden inanmış olsam bile, artık inanmıyordum."