Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Batı Anadolu da dahil, yerel direniş örgütlerinin Mustafa Kemal' in liderliğini tamamen kabul etmeleri ancak Meclis'in Ankara' da toplanmasının ardından gerçekleşecekti. Kongrede Yunan işgali şiddetle kınanmış ve Anadolu'yu terk edene kadar Yunanlarla kesinlikle müzakere edilmeyeceği ilan edilmiştir.
Yunan Başbakanı ve Yunan megalo-idea'sının (büyük ülkü) önderlerinden biri olan Venizelos, 30 Aralık 1918'de yani mütarekeden hemen iki ay sonra, barış konferansına sunduğu bir muhtırayla Meis adası ve Marmara çizgisinin batısında kalan Anadolu'nun Yunanistan'a bırakılmasını istedi. Bu hat, Güneybatı Anadolu'da ve Ege
Sayfa 65 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Reklam
Yunan İşgali
Yunan kralı Konstantin İzmir’e çıktığı zaman askerine yayınladığı bildirisinde, “İki bin sene size bakıyor” demiş, yine Venizelos’un oğlu Bursa’da Osman Gazi’nin sandukasına kılıçla vurarak, “Kalk ey Türk, bak bütün tarih nasıl devriliyor” deme küstahlığında bulunmuştu.
Yunan İşgali
Cepheleri gerileten düşmanın gücünden çok Damat Ferit Hükümetiyle olan ittifakıydı. Cephedeki kıtalar düşmanla baş ediyor, her türlü özveriyi gösteriyordu. Ancak düşman propagandası çok etkiliydi. Yunanlılar hiçbir şeye dokunmuyor, sadece Kuvayı Milliye reislerini arıyorlarmış, padişahın gönderdiği kuvvet sayılıyorlarmış türünden propagandalar cepheleri çökertmişti.
Serhas'ın ordusu Attika'ya doğru yola koyuldu ve Atinalılar, arkalarında yanarak bıraktıkları şehirlerini tahliye etmek zorunda kaldılar. Sonuç olarak, birleşmiş Yunan donanması, Salamis'in dar boğazlarında Perslere karşı ezici bir zafer kazandı. Platea'da karada ve Mykale'de denizde gerçekleşen savaşlar, Yunanların zaferiyle sonuçlandı ve işgali bitirdi. Tarihçiler, Batı medeniyetinin gelişimi büyük oranda Yunan felsefesi, sanatı ve politikasına dayalı olduğu için bu mücadelenin onlar için çok önemli olduğunu düşünür. Aksi halde Yunan felsefesi, sanatı ve politikası Pers baskısıyla mahvedilebilirdi. Tarihteki diğer askeri dönüm noktaları gibi, güçlerin dengesizliği muhtemelen abartılmıştı; fakat bu Yunan savaşları, Borodino Mücadelesi'nden önce Ruslar, 1940'ta İngilizler ve daha pek çokları tarafından kullanılan "medeniyeti kurtarmak için savaşmak" söyleminin ilk örneğidir.
Sayfa 96 - Yakamoz YayınlarıKitabı okudu
AVUSTRALYA TATARLARI
Avustralya Tatarların daha geç dönemlerde, bilhassa Doğu Türkistan (Şingcang Uygur Özer Bölgesi, ÇHC)'dan, göç ettikleri bir ada olmuştur. Dünya'nın yüzölçümü ile kıyaslandığında 6. büyük ülkesidir. Okyanusya kıtasındaki bu ülke 7.741.220 km2 olmasına rağmen ülkenin genelde doğu ve güney doğusu yaşamaya müsait olduğundan nüfusu ancak 23
Reklam
İlginçtir ki Eşref bu dönemde, Osmanlı Çerkeslerinin imza attığı büyük siyasi gelişmede bir rol oynamamış gibi görünmektedir. Kuzey Kafkasya’yla tarihî bağları olan toplulukların önde gelen liderleri 24 Kasım 1921’de, o vakit Yunan işgali altında olan İzmir’de bir araya geldi. Kendilerini, “Şark-ı Karib Çerkesleri Temin-i Hukuk Cemiyeti” (Yakın Doğu Çerkeslerinin Haklarını Sağlama Derneği) olarak adlandıran grup, Büyük Devletler’i kendi haklarını ve Yunan yönetimi altındaki otonomi isteklerini tanımaya çağıran bir bildiri yayınladı. Eşref’in Adapazarı’ndaki destekçisi olan Maan Şirin de Ethem ve Reşid gibi bu bildiride yer aldı.Fakat bildiride Eşref’in adı bulunmamaktadır. Eşref’in bu bildiride neden yer almadığını bilmek belki de imkânsızdır: Efe, kendisinin bildiriye katılmamasının Çerkes toplumsal sınıf sistemiyle alakalı olup olmadığını irdelese de Eşref genel olarak politik söylemlere angaje olan biri değildi. Kendisi doğrudan eylemi ve fait accompli’yi [oldu bitti’leri] siyasi görüşmelere ve platformlara tercih ediyordu. Belki de, daha sonradan yazdığı gibi, kendini etnik bir ayrılıkçı değil, bir Osmanlı olarak his-setmiştir. Fedaî zabitan dostlarının diğerleri gibi, Eşref de hayatını devleti bir arada tutmaya adamıştı. Kendisinin daha sonra belirttiği şekliyle: “Ben ne Dağıstan rüyaları gören bir Çerkes, ne Arap ne de Rumdum; ben Türkçe konuşan Müslüman bir Osmanlıydım!”
Timaş
ESİR MİLLETLER CEPHESİ: PROMETE Promete Cephesi'ni oluşturan gruplar tek başlarına Sovyetlerle mücadele edebilecek güce sahip değillerdir . Dolayısıyla, söz konusu cephe, şartları getirdiği bir zorunluluktan başka bir şey değildir. Tahir Şakir (Çağatay) Promete hareketinin kökleri: Prometheus, Yunan mitolojisinde ateş tanrısıdır.
İzmir'in işgali
İzmir şehrinde yaşayan Türkler iyi silahlanmamışlardı. Bu nedenle şehrin Yunan işgaline uğrayacağını öğrenen İzmir Türkleri, hemen merkezî asker kışlasındaki cephanelikten silah elde etmeye çalıştılar. İstekleri reddedilmişti, fakat yine de kapıları kırıp silahları kapmaya başladılar. Osmanlı askerleri, onların üzerine ateş açarak kaçmalarını sağlamaya çalıştı. Osmanlı askerleri barışı temin etmekle görevliydiler ve kendilerine verilen emre itaat etmişlerdi. Yunan işgali gerçekleştiğinde, bu Osmanlı askerleri yollarda yürütüldüler, o esnada birçokları tekmelenip öldürüldü ve bu arada kışlalardaki silahlar da İzmirli Rumlara dağıtıldı.
Sayfa 286Kitabı okudu
Mücadeleye başladığında, bu topraklar İngiliz, Yunan, Fransız, İtalyan işgali altındaydı. 3 yılda orduyu millet, milleti ordu yaptı. Yenilmez denilen düşmanı yerle bir etti. Yaşasın Atatürk ve silah arkadaşları 🇹🇷 Yaşasın 30 Ağustos Zafer Bayramı 🇹🇷 Yaşasın Türkiye 🇹🇷
Reklam
İplikçizade köşkü,düşman işgali sırasında Yunan kralı Konstantin' in karargahıydı. Yere serilen Türk Bayrağını çiğneyerek girmişti. 9 Eylül de denize döküldüler. Mustafa Kemal geldi. Üç gece bu köşkte kaldı. Misilleme yapmak için yere Yunan bayrağı sermişlerdi. İntikam gösterilerinden hiç hoşlanmazdı , " bayrak bir milletin onurudur. Yunan kralı gaflet yapmış diye aynı gafleti bizim yapmamıza imkan yok , derhal kaldırın" dedi.
Evet, muhtemelen İzmir bu biçimde "yumuşatılmak" istenmiştir, ama bir itilaf işgali için mi, yoksa bir Yunan işgali için mi? Önce İzzet'in, sonra da Ferit'in telaşları, ikinci olasılığı pek beklemediklerini gösterir gibidir.
Sayfa 123
150likler listesindeki kişiler Osmanlı saray memurlarından, savaşın aka-bindeki Müttefik işgali sırasında görev yapan kabine üyelerinden, imparatorluğun savaştan artakalan topraklarının parçalanmasını öngören Sevr Antlaşması’nı imzalayanlardan, çeşitli yetkili ve gazetecilerden ve bu kitapla alakalı olarak, Çerkes Ethem ve kardeşlerinin, Eşref’in
638 öğeden 616 ile 630 arasındakiler gösteriliyor.