Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
HELALLİK İSTEYENİN TÜRKÜSÜ;
"Ruhum arşıâlâya yükselip dünyayı bir yutkunma gibi arkamda bıraktığımda, anımsamanın o soğuk teneşir taşına yatırıldığımda, çenem bağlanıp sonsuza kadar suskunluğa emanet edildiğimde, önümde el pençe divan durulup helallik istendiğinde, kazma kürek sesleri hızla o kara toprağa değdiğinde, taşlarım oradan oraya yuvarlandığında, eski bir
HELALLİK İSTEYENİN TÜRKÜSÜ;
"Ruhum arşıâlâya yükselip dünyayı bir yutkunma gibi arkam- da bıraktığımda, anımsamanın o soğuk teneşir taşına yatırıldı- ğımda, çenem bağlanıp sonsuza kadar suskunluğa emanet edil- diğimde, önümde el pençe divan durulup helallik istendiğinde, kazma kürek sesleri hızla o kara toprağa değdiğinde, taşlarım oradan oraya yuvarlandığında, eski bir
Reklam
Nihayet 29 Ekim 1923 günü Büyük Millet Meclisi'nin toplantısında devlet şeklinin cumhuriyet olmasına karar verildi; varolan 158 kişinin oybirliğiyle Mustafa Kemal cumhurbaşkanı seçildi. Cumhuriyetin ilânı Ankara'da 101 pare top atışıyla kutlandı. İşte tam da o sıralarda, eski başbakan Rauf Bey'in millî egemenlik ve cumhuriyet kararı üzerine verdiği beyanatın 1 Kasım 1923'te ''Vatan'' ve ''Tasvîr-i Efkâr'' gazetelerinde yayınlanması üzerine bir kavga daha koptu basında. Tanin'deki Hüseyin Cahid'le Yeni Gün'deki Yunus Nadi birbirlerine girdiler. Yunus Nadi, son padişah VI. Mehmed Vahdettin'den ''Osmanoğullarının piçi'' diye söz etti. Hüseyin Cahid'in eleştirileri üzerine de şu yanıtı vermişti. ''Sözümüz Cahid Bey'in ve Halîfe'nin hoşuna gitmemişse geri alınacak lafımız yoktur. Bu piç dahi olsa mübârek olsun der geçeriz.''
Bir yanda Ali Kemâl'lerin, Refik Halid'lerin, Refii Cevad'ların bulunduğu gazeteci-yazarlarla, karşılarındaki Ahmed Emin'lerin, Ali Naci'lerin, Falih Rıfkı'ların, Yunus Nadi'lerin bulunduğu gazeteci-yazarların Mütareke Devri boyunca merkezi Ankara'daki kurtuluş savaşından yana olup olmama ekseninde dönen kalem kavgaları İstanbul'un kurtuluşuyla noktalanacaktı.
Yarsevi(Alevi) Helallik!!!
“Kani Karaca gelsin , Çekiç Ali gelsin , Tenekeci Mahmut ve Ruhsati gelsin ; Fekiye Teyran , Evdale Zeynike , Egide Cimo ve Şakiro gelsin , Muharrem Ertaş, Hacı Taşan , Hafız Kemal , Neşet , Mahsuni ve Sümani gelsin; Pir Sultan, Karac’oğlan , Kul Nesimi ve Yunus gelsin ; yörükler , göçerler ve koçerler gelsin ; gevendeler , abdallar, mırtıplar , domlar, dengbejler gelsin ; hafızlar , gazelhanlar, mevlithanlar gelsin , başıma durup bana veda bana sena, bana helal etsinler…”
Sayfa 116 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
"İzmir'den Sesler Hakkında"
Aruz veznini, yalnız, bize yabancı olduğu için bırakmadık. Zaten, artık aruzun bize büsbütün yabancı olduğu da iddia olunamazdı. Çünkü 8‐9 asırdan beri Türk şiirine giren, binlerce Türk şairleri tarafından işlenen aruzun üzerinde, hiç şüphesiz, bizim de büyük bir hakkımız vardı. Binaenaleyh biz, hece kadar olmasa bile, yine kendi malımız olan
Reklam
Halk, özellikle de Türkmen halkı, kendi kimliğini Saray'da oluşturulan Arap, Acem ve Bizans kırması kimlikte değil, Baba İshak'ta, Yunus Emre'de, Hacı Bektaş'ta, Pir Sultan Abdal'da, Nasrettin Hoca'da, Şeyh Bedrettin'de, Köroğlu'nda, Karaca oğlan'da, Dadaloğlu'nda bulmuş; daha doğrusu bunlar, onun siyasal önderi ve kahramanları, ozanları, mizahçıları, düşünürleri ve insancıl yüzü olarak tarihte yer almışlardır. Oysa Osmanlı egemen aklı Yunus Emre yolunda yürüyenle re, bizzat Şeyhülislam Ebussuud Efendi'nin fetvasıyla düşünüş ve yaşam tarzları "küfür'', cezaları "ölüm" yargısı biçilmiştir. Türkmen deyişinde olduğu gibi halk için Osmanlı; Şalvan şaltak Osmanlı Eğeri kaltak Osmanlı Ekende yok biçende yok Yemede ortak Osmanlı
Kâni Karaca gelsin, Çekiç Ali gelsin, Tenekeci Mahmut ve Ruhsatî gelsin; Fekiyê Teyran, Evdalê Zeynikê, Egidê Cimo ve Şakiro gelsin; Muharrem Ertaş, Hacı Taşan, Hafız Kemâl, Neşet, Mahsuni ve Sümmâni gelsin; Pir Sultan, Karac'oğlan, Kul Nesimî ve Yunus gelsin; yörükler, göçerler, koçerler gelsin; gevendeler, abdallar, mırtıplar, domlar, dengbêjler gelsin; hafızlar, gazelhanlar, mevlithanlar gelsin, başımda durup bana veda, bana sena, bana helal etsinler!
Sayfa 116 - İletişim Yayınları
Gel gidelim gülistana Bakalım bağa, bostana Bize mestâne mestâne Bakan dilber kimsin sen Baktım gözüne, kaşına Benzettim hümâ kuşuna Bizi hicran ateşine Yakan dilber kimsin sen -Karaca Oğlan
Helallik İsteyenin Türküsü
Kâni Karaca gelsin, Çekiç Ali gelsin, Tenekeci Mahmut ve Ruhsati gelsin; Fekiyê Teyran, Evdale Zeynike, Egidê Cimo ve Şakiro gelsin; Muharrem Ertaş, Hacı Taşan, Hafız Kemâl, Neşet, Mahsuni ve Sümmâni gelsin; Pir Sultan, Karac'oğlan, Kul Nesimi ve Yunus gelsin; yörükler, göçerler, koçerler gelsin; gevendeler, abdallar, mirtiplar, domlar, dengbêjler gelsin; hafızlar, gazelhanlar, mevlithanlar gelsin, başımda durup bana veda, bana sena, bana helal etsinler!"
Reklam
Kâni Karaca gelsin, Çekiç Ali gelsin, Tenekeci Mahmut ve Ruhsatî gelsin; Fekiyê Teyran, Evdalê Zeynikê, Egidê Cimo ve Şakiro gelsin; Muharrem Ertaş, Hacı Taşan, Hafız Kemâl, Neşet, Mahsuni ve Sümmâni gelsin; Pir Sultan, Karac'oğlan, Kul Nesimî ve Yunus gelsin; yörükler, göçerler, koçerler gelsin; gevendeler, abdallar, mırtıplar, domlar, dengbêjler gelsin; hafızlar, gazelhanlar, mevlithanlar gelsin, başımda durup bana veda, bana sena, bana helal etsinler! "
Sayfa 116
Kâni Karaca gelsin, Çekiç Ali gelsin, Tenekeci Mahmut ve Ruhsatî gelsin; Fekiye Teyran, Evdale Zeynike, Egide Cimo ve Şakiro gelsin; Muharrem Ertaş, Hacı Taşan, Hafız Kemâl, Neşet, Mahsuni ve Sümmânî gelsin: Pir Sultan, Karac'oğlan, Kul Nesimî ve Yunus gelsin; yörükler, göçerler, koçerler gelsin; gevendeler, abdallar, mırtıplar, domlar, dengbejler gelsin; hafızlar; gazelhanlar, mevlithanlar gelsin, başımda durup bana veda, bana sena, bana helal etsinler!
Sayfa 116Kitabı okudu
Helallik İsteyenin Türküsü
“Ruhum arşıâlâya yükselip dünyayı bir yutkunma gibi arkamda bıraktığımda, anımsamanın o soğuk teneşir taşına yatırıldısımda, çenem bağlanıp sonsuza kadar suskunluğa emanet edildiğimde, önümde el pençe divan durulup helallik istendiğinde, kazma kürek sesleri hızla o hara toprağa değdiğinde, taşlarım oradan oraya yuvarlandığında, eski bir akşamın
Sayfa 115 - İletişim Yayınları
Arif Oruç'tan Yunus Nadi'ye Düello Teklifi
"Yunusa teklif ediyoruz Namuslu bir adamsan gel, tercih hakkı sana ait olmak üzere istediğin silahla davamızı fasledelim (...) Eğer sen namuslu bir adamsan, tercih hakkını sana veri­yoruz. Beğendiğin yerde, istediğin silahla ve fakat mün­hasıran seninle yüzyüze çarpışalım! Başkalarının canını yaktırarak geriden seyirci mi kalmak istiyorsun? Bizim yalnız, senden, senin adî varlığından başka kimse ile alıp vereceğimiz yoktur! İntihap edeceğin silahı ve tayin ede­ceğin yeri ve şahitlerini bekliyoruz."
26 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.