Yaklaşık 25.000-22.000 yıl öncesi bir zamanda, insanlar, sibirya‘yı Alaska‘ya bağlayan Berin Karaköprüsü‘ne ya kıstağına ulaştılar, gerçi Çukotka’da ya da Alaska’da 15.000 yıl öncesine gelinceye kadar onlarla ilgili hiçbir arkeolojik bulgu yoktur. O zamanlar dünya, 110.000 yıl öncesinden yaklaşık 14.000 yıl öncesine kadar süren ikinci buzul çağının pençesindeydi ve bunun sonucu olarak, dünyadaki suyun büyük kısmı dünyayı örten kilometrelerce kalınlığındaki büyük buzullarda hapsolmuştu. Dolayısıyla, dünya denizlerinin düzeyleri, bugünkü düzeyden yaklaşık 120 metre düşüktü. Demek ki, dünyanın coğrafyası bugün olduğundan önemli ölçüde farklıydı. Bunun önemli kritik heyecan verici bir sonucu, Bering Boğazı’nın olmamasıydı. Orası kuru topraktan ya da olsa olsa pek çok gölet ve gölün bulunduğu bodur çalılık araziden oluşuyordu ama öyle olsa bile, ilk insanların çok kolayca geçmelerini olarak veriyordu. Dolayısıyla, kabaca söylemek gerekirse, 20.000 ila 14.000 yıl öncesi bir zamanda, ilk insanlar, daha sonra yeni dünya, Amerika kıtası ya da batı yarım küre gibi çeşitli adlarla alınacak olan topraklara göçtüler. Sonra ve bir o kadar önemli olarak, 14.000 yıl önceesinden itibaren, dünya ısındığı ve son buzul çağı bittiği zaman, Bering boğazı suyla doldu, Alaska ve sibirya farklı kara kütlelerinin parçaları haline geldi, böylece batı yarım küre Amerika kıtası, yeni dünya, eski dünyadan ayrıldı.