Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Biz, herbirimiz sandığımızdan çok daha zenginiz aslında
Andolsun ki, Gerçekten Allâh fakir, biz zenginiz diyenlerin sözlerini Allâh işitmiştir. bu âdi söz, Allah'ın düşmanları olan Yahudiler'in sözüdür. Allâh onlara lanet etsin. Âl-i İmrân 181.
Reklam
İçimizde kaç tane insan var.
İçimizde ne kadar değişik insan varsa, biz o kadar zenginiz. İçimizdeki ayrı ayrı benleri bir arada tutmak, bunu öğrenmek bize büyük bir derinlik kazandırır. Bize çok yönlü olmayı öğretir. Bu sayede, başka birileri üzerine hüküm kurmaya çalışacağımıza, içimizdeki diğer kişiliklere hükmetmeye çalışırız. Böylece iktidar hırsından da kurtulmuş oluruz. İnsan üstesinden gelebileceği kadar çok insan olabildikten sonra, yabancılara daha az gereksinim duyacaktır. Gereksinim duymamak özgürlük demektir.
Destek Yayınları: Nisan 2012 epubKitabı okudu
EFELYA'dan... ........ Elif, Ferhat'ı daha yakından tanımak için, çocukluğuna dair hatıralarını anlatmasını istedi ondan; sonra sesine bir avuç fesleğen katıp: “Dur, önce anneni anlat, çok merak ediyorum, yaşıyor değil mi?” “Yaşıyor değil mi?” cümlesiyle Ferhat birdenbire dağılmıştı. “Hayır, yaşamıyor; çocukken kaybettim
Bediüzzaman Said Nursi (Ö. 1960 M.) bakara süresindeki âyet-i kerimenin tefsirini yaparken münafıkların şu ifadelerle kendilerini "seçkin/elit bir tabaka" olarak takdim etmeyi arzuladıklarını vurgular ve onların gizlemeye çalıştıkları düşüncelerini şöyle deşifre eder: “Bizlerle sokaktaki insan arasında çok fark var. Biz onlara kıyas edilemeyiz. Çünkü biz zenginiz, onlar fakir. Biz aydınız, onlar cahil. Onlar mecburiyetten dolayı imana gelmişlerdir. Onların dindarlığı şartların zorlamasıyladır. Biz ise izzet ve servet sahibi kimseleriz.” İşte bu şekilde münafıklar kendilerini toplumun seçkin tabakası, elit takımı, aydın kesimi gördüklerinden imanları, din anlayışları, İslâmî düşüncelerinin de farklı olması gibi bir saplantı içinde oldukları görülmektedir. Bir taraftan dini en iyi ve en mükemmel şekilde kendilerinin anladığı iddiasında bulunurken, diğer taraftan da Müslüman halkı oluşturan büyük çoğunluğu idrak yoksunu, dinin özünü anlamaktan uzak geri kafalı beyinsizler olarak nitelemektedirler. Evet denilebilir ki, ancak narsis bir ruh hâlinde görülebilecek bakış açısıyla kendi düşünce, kendi zekâ, kendi anlayışına âşık bir sarhoşluk içinde, sosyal konumlarını da ölçü kabul ederek dinde de ayrıcalıklı bir yer istemektedirler.
Biz hepimiz sandığımızdan daha zenginiz. Ama bizlere ödünç alıp dilenmek öğretilmiş.
Sayfa 28 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Güç zenginliği yener dâimâ
"Anlayamıyorum;Şark bu denli zenginlik içindeyken Garp'a nasıl böyle esir oldu? - Biz zenginiz ama güçlü değiliz. Onlarsa zengin değildiler ama güçlüydüler. Güçlü savaşçıları, güçlü orduları vardı. Güç, zenginliği yener daima."
Düşünce
Kaygıyla bakıyorum bizim kuşağa! Geleceği ya boş, ya karanlık görünüyor. Böyleyken, bilincin ve kuşkunun yükü altında Eylemsizlik içinde kocuyor. Zenginiz biz, ta beşikten beri Babalarımızın yanlışlıkları ve akılsızlıklarıyla! Yaşam üzüyor bizi; dümdüz, amaçsız bir yol gibi, Bir şölen gibi yabancı bir bayramda. Utanç verici bir
"Bizim her birimiz, sandığımızdan da daha zenginiz (güçlüyüz), ama biz ödünç alacak ve dilenecek şekilde yetiştiriliyoruz."
Sayfa 11 - 2.cilt / Karbon KitaplarKitabı okudu
“Savaş var bizim orada,” dedi. “Çok zenginiz biz aslında. Ama yiyecek ekmek yok. Madenlerimiz var. Hepimiz orada çalışıyoruz. Bazen savaş çıkıyor. Ölüyoruz çokar çokar. Canıma tak,” dedi. “Kaçtın mı?” dedim. Kaldırıp başını bana baktı. “Ölüyoruz çokar çokar,“ dedi yine. “Şimdi savaş mı var?“ dedim. Başını salladı. “Hem de nasıl. Herkes birbirine girdi.” “Kimse bir şey yapmıyor mu?” dedim. “Kimse karışmıyor, herkes dövüşüyor,” dedi. Yanlış bir şey demiş gibi havaya baktı. Düşündü taşındı. “Yok yok,” dedi. “Herkes dövüşüyor da şimdi mesele karışık, öyle hemen anlatılmıyor.”
Reklam
"Çevre" öğretisini şöyle bir anlayışa uygulamak kadar kolay bir şey olmadığını kabul edin: "Toplum iğrençtir, bu yüzden biz de iğrenciz, bizler zenginiz, arkamız sağlam; sizin karşı karşıya bulunduğunuz talihsizlikten bizler rastlantıyla kurtulduk; bizim de başımıza gelseydi, sizin yaptığınızı yapardık. Kim suçlu? Çevre elbette. Ortada iğrenç bir çevre vardır ve asla suç yoktur..."
Sayfa 21 - Yapı Kredi Yayınları
Bir gün bir baba oğullarına der ki: “Evlatlarım, ben ölürsem eğer, sizden isteğim benim sandıkta duran o yırtık çorabı bana giydirin ve beni o şekilde gömün.” Çocukları hemen söze girer, “Allah gecinden versin baba ama olmaz, biz çok zenginiz, yırtık çorabı sana giydirmeyiz. Gerekirse altın tozundan, gerekirse Hint kumaşından çorap yaptırır,
“Aman Tanrım, her saat gökyüzünde bu kadar lanet olası şey! Yaşamımızın her bir saniyesinde nasıl da kalkıyor bu bombardıman uçakları! Niçin hiç kimse bu konuda konuşmak istemiyor? Yurdumuzda çok eğlenerek dünyayı unuttuğumuz için mi yoksa? Biz çok zenginiz ve dünyada geri kalanlar yoksul, biz onlara yalnızca aldırmadığımız için mi? Söylentiler duydum; dünya açlıktan ölüyormuş, fakat biz iyi besleniyoruz. Dünyanın ağır şartlarda çalıştığı ve bizim eğlendiğimiz doğru mu? Bu yüzden mi bizden bu kadar nefret ediyorlar?"
Madden o köylülerden daha zenginiz , ama onların ruhları bizimklerden daha asil. Biz eksek de bir şey biçemeyiz,ama onlar ektiklerini biçerler. Bizler iştahlarımızın kölesiyiz ,onlarsa kanaatin çocuklarıdır. Biz acının, umutsuzluğun,korkunun ve yorgunluğun bulandırdığı sıvıyı kupalardan içeriz.onların içkisi berraktır.
Sayfa 11 - Martı yayınlarıKitabı okudu
"Biz bütün dünyayı besleyebilecek kadar zenginiz. Dünya altın rezervinin yüzde 70'i Afrika topraklarında. Stratejik öneme sahip 40 metalin 20'si Afrika topraklarında. Eti en lezzetli hayvanlar Afrika topraklarında. Dünyanın en güzel suları Afrika topraklarında. Fakat sömürgecilerin alçakça tezgahına geldiğimiz için bu bereketin hayrını göremiyoruz."
Sayfa 117
197 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.