Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Prensesler gibi,dedi. Kendi duygularına öyle zincir vurmuş ki! Ona uzun etekli bir elbise, başına da taç yakışır.
"Bir kitap okumuştum. Adını hatırlamıyorum. İçinde bir domino teorisi vardı. Domino taşlarını bilirsin. Önce özenle dizilirler sonra tek bir fiskeyle hepsi teker teker yıkılır. Ancak romandaki hikayede domino taşlarından oluşmuş zincirin iki tarafına da aynı anda dokunuluyor. Ve zincir aynı anda iki taraftan yıkılmaya başlıyor. Zincirdeki domino taşı sayısı tek. İki uçtan birbirini yıkarak ilerleyen taşlar tam ortadaki taşın iki yanına da aynı anda çarpıyor. Ortadaki taş aynı anda, aynı güçte iki darbeyi, iki tarafından aldığı için ayakta kalıyor. Bütün yıkılmış taşların arasında tek başına duruyor. Domino taşlarından oluşmuş zincirin bir ucu geçmiş, diğer ucu gelecek. Yıkılıyorlar teker teker ve şimdi ki zaman kalıyor ayakta. Geçmiş ve gelecek sıkıştırdığı için, ayakta kalan sadece şu an. Şimdiki zamana mahkum olmuş insanlar. Hareket edemeyen o domino taşı gibi felç geçirmiş insanlar. Geçmiş, anılarla zihnimde, gelecekse tahminlerimle zihnimde. Hepsi acı dolu. Hepsinde kırılan hayaller var. Her saniye içimde hissettiğim geçmiş, şimdiki zaman ve gelecekle dolu aklımla donup kaldığımı görüyorum. Bütün heykeller gibi ben de sadece zaman içinde hareket ediyorum. Yani yaşlanıyorum. Elimden başka bir şey gelmiyor. Tabiî her anın içinde üç zamanında yaşayarak yaşlanıyorum ve bu beni delirtiyor. İnsanın üç zamanlı bir canlı olmasından nefret ediyorum. Aynı anda geri, park ve ileriye takılmış otomatik vitesli bir arabanın motoru ne gürültü çıkarabilirse, bin katını ben her saniye aklımda duyuyorum. Gelecek, geçmişin merhametine kalmıştır ve insan, ikisinin arasında bir kurbandır."
Sayfa 58
Reklam
“Çehrelerin büyük çoğunluğunda izleri belirgin olan sıradanlığın damgası, bayağılığın ifadesi gerçekte şuna dayanır: Bu çehrelerde bunların bilmelerinin istemelerine sıkı sıkıya bağlı olması, bu ikisini birbirine bağlayan sağlam zincir ve bundan ileri gelen, irade ve onun amaçlarıyla ilişki içerisinde olmadıkça şeyleri kavrama imkânsızlığı görünür hale gelir. Diğer taraftan bütün yüksek kabiliyet ve yetenek sahibi adamların birbirlerine (aynı ailenin mensupları olarak kabul edecek denli) aşikâr benzerliğini oluşturan dehanın ifadesi, yüzlerinde aklın iradenin hizmetinden özgürlüğünü, serazatlığı, bilmenin istemeye baskınlığını açık seçik biçimde okumamızda saklıdır. Istırabın her türü istençten-istemeden kaynaklandığı, beri tarafta bilme kendi içinde ve kendi başına ıstırapsız ve sakin-dingin olduğu için, bu onların iradenin ve onun ihtiyaçlarının hizmetine tabi olmayan yüksek alınlarına ve açık, nüfuz edici bakışlarına muhteşem bir görünüm, deyiş yerinde ise tabiatüstü, gayrı dünyevi sükûnet (asûdelik) verir.”
Sayfa 48 - Say Yayınları
Ricadan...
Bu parka yine gel Şu bankta yine oturalım Gözlerimiz hasret gidersin Bakışlarına saatlerce baksın ben Yine yeni baştan, O kırık bankta zamansız oturalım... Bu parka yine gel
1724 syf.
10/10 puan verdi
·
20 günde okudu
İtirazım Var! Hem de Her şeye
Eser için söylenecek o kadar çok söz var ki incelememi yazarken yazılarımı toparlamak için günlerimi vermem gerekti. Bu eseri uzun bir tren yolcuğu gibi düşünün, koltuğunuza oturmuş pencerenize yansıyan manzarayı izliyorsunuz. Yolculuğunuz içerisinde birçok durak olacak, her durağınızda ayrı bir yer görecek ayrı bir duygu yaşayacak ayrı birşeyler
Sefiller (2 Cilt Takım)
Sefiller (2 Cilt Takım)Victor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202487,7bin okunma
Zincir vurulamaz martıya Bir de insan kalbine.
Sayfa 95 - Doğan Egmont YayınlarıKitabı okudu
Reklam
540 syf.
10/10 puan verdi
Nereden başlanır ki buna? Kitap bitti. Bomboş duvara baktım. İzledim... Müzik falan da yok bu sefer. Sessizlik istiyorum sadece. Gözyaşlarım ve sessizlik. Bu evde mümkün değil tabiki bu. Yazmak için geceyarısını bekleyeceğim dedim. Ama işkenceydi bu kendime. Ruhum bedenimden ayrılıyordu sanki. Nefes alamadım. Gerçekten alamadım. Tuvalete
Günlükler
GünlüklerSylvia Plath · Kırmızı Kedi · 20141,078 okunma
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Düşüncelerimi Ön Söz ve Editör değerlendirmesiyle paylaşıyorum
ÖN SÖZ Toprağa bir tohum ektik fakat yeşertip filizlendirmeyi başaramadık. Dünyaya bir can, bir nefes olarak geldik lakin yaşamayı da yaşatmayı da beceremedik. Bu kitapta yaşanmış gerçek bir hayat hikayesinden esinlenerek, yaşananları elimden geldiği kadarıyla hikayeleştirip anlatmaya gayret ettim. Hikayenin asıl karakteri olan Filiz’in
Filiz
FilizMetin Akkuş · Efsus Yayınları · 202435 okunma
96 syf.
10/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀ ❝ ℂ̧𝕠𝕔𝕦𝕜𝕝𝕦𝕜 𝕥𝕒𝕓𝕦𝕥 𝕘𝕚𝕓𝕚 𝕦𝕫𝕦𝕟 𝕧𝕖 𝕕𝕒𝕣, 𝕜𝕖𝕟𝕕𝕚 𝕜𝕖𝕟𝕕𝕚𝕟𝕖 𝕚𝕔̧𝕚𝕟𝕕𝕖𝕟 𝕔̧ı𝕜𝕞𝕒𝕜 𝕞𝕦̈𝕞𝕜𝕦̈𝕟 𝕕𝕖𝕘̆𝕚𝕝.❞ ▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀ Farklı ülkelerin edebi eserleri hep dikkatimi çekmiştir. Kendimi her zaman yeniliğe açıp farklı türlerde kitaplar okumayı deneyimliyorum. Bu kitap da yine Danimarka edebiyatından bir otobiyografi
Çocukluk
ÇocuklukTove Ditlevsen · Monokl Yayınları · 2021530 okunma
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.