"Peygamberimiz (s.a.v) buyuruyor ki: 'dünya müminin zindan ve kafirin cennetidir.'
Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor: 'dünyayı seven ahiretine zarar verir, ahireti seven dünyasına zarar verir. Buna göre kalıcı (baki) olanı geçici (fani) olana tercih ediniz.'
Hz. İsa 'dünyayı ilah tutmayınız ki, o da sizi köleleştirmesin. Hazinelerinizi, onları kaybetmeyecek olan Allah (c.c)'in katında biriktiriniz. Çünkü dünyada biriktirilen hazinelerin başına bir kaza geleceğinden her zaman endişe edilir. Oysa ki, Allah (c.c)'in katında hazine sahibi olanın kazadan korkusu yoktur.
Dünyayı üzerinde geçilip gidilecek bir köprü kabul ediniz, onu kalıcı bir yurt sayıp imar etmeye kalkışmayınız. Biliniz ki her günahın kaynağı dünya sevgisidir. Nice bir anlık azgın arzular sahiplerine uzun acılara mâl olmuştur."
_Atatürk_ İktisat, ingiliz'in çekilmesi, Lenin, Şapka...
_İzmir İktisat Kongresi Açış Söylevi -1923_
_Ekonomi demek, her şey demektir. Yaşamak için, mutlu olmak için, insan varlığı için ne gerekse onların tamamı demektir. Efendiler, tarih, milletlerin yükselme ve düşmesi sebeplerini ararken birçok siyasî, askerî, sosyal nedenler bulmakta ve saymaktadır. Fakat bir milletin doğrudan doğruya hayatıyla,
Dünyanın tabiatı gereği doğum-ölüm sürekli olarak daim ediyor.Her gün farklı yerlerde insanlar vefat edebiliyor.Bu anonslar selalar bizleri tefekkür etmeye meylettirmesi elzemdir.Fakat biz insanoğlu tabiatımız gereği dünyanın cilvesine çabuk kapılmaktayız.Dünyanın makyajı öyle yanıltır ki insanı adeta cenneti yaşatır.Fakat bu sadece geçici bir süreçtir.Devamlı olmaz.Fakat diğer dünya ebedi olmasına rağmen bizler dünyanın güzelliğine kapılıp sürükleniyoruz.Buradan çıkarılacak sonuç hep her yerde her zaman ölümü hatırlayarak hayatı kendimize zindan etmemiz olmamalıdır.Elbette insan hayatını idame ettirmek için kendini mutlu hissetmesi için bazı faaliyetlerde bulunacaktır ama aklımızın kenarında da ölüm gerçeğinin mevcut olduğu unutulmamalıdır.Zira her canlı nefis ölümü tadacaktır.Bu hristiyan müslüman ateist deist vb.hepsi için geçerlidir.Öyleyse azığımızdaki şeyleri doldurmaya bakmalıyız...
Platon (Eflatun) Devlet Adlı kitabın da gecen Mağara Benzetmesi
231 -237 SAYFALARI ARASI OKUMA BÜTÜNLÜGÜ İÇİN
Şimdi, Dedim, insan Denen yaratığı Eğitimle Aydınlanmış ve Aydınlanmamış olarak Düşün.
Bunu şöyle bir benzetmeyle anlatayım: Yeraltında mağaramsı bir yer, içinde insanlar.
Önde boydan boya ışığa açılan bir giriş...
İnsanlar çocukluklarından beri ayaklarından, boyunlarından zincire vurulmuş,
Platon (Eflatun) Devlet Adlı kitabın da gecen Mağara Benzetmesi sayfa 231 -237Kitabı okudu
Gelip geçici bir yerdir ‘dünya' dedikleri. Asırlarca şiirlere konu olmuş, bazen bir pazar, bazen iki kapılı bir han, bazen bir oyun yeri, bazen bir
zindan, bazen de bir misafirhanedir. Sahiplenirsen yol alamazsın. Senin zannedersen günün birinde öğretirler öyle olmadığını. O yüzden başkası ögretmeden bizim farkına varmamız daha ivi.
Evet, bu dükkânı ben açtım. İçinde dekorasyonundan tut da konseptine kadar tüm fikirler bana ait; ama ben sahiplenmedim burayı. Bekçilik daha iyi.
Dünya Mü'minin Zindanı Kâfirin Cenneti
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Dünya mü’minin zindanı, kâfirin de cennetidir.”[1]
Dünyanın mü’mine zindan, kâfire cennet oluşu, ebedî olan âhiret hayatındaki hallerine kıyasladır. Çünkü Allah Teâlâ cennette mü’minler için o kadar büyük sevaplar ve kalıcı nimetler
"Yusuf olsan on iki yıl zindan"
Sözü beni her seferinde hizâya çeker, edebe davet eder. Zira ALLAH Peygamberini bile on iki yıl zindan da tekâmül ettiriyorsa, biz günahkâr ve aciz kulların hâllerini hikaye etmeleri ve hatta şikâyet etmeleri ne büyük edepsizliktir...
O halde başımızı duman aldığında, gelip geçici dünya dertlerinin arasında sıkışıp kaldığımızı hissettiğimizde hatta bazen dayanamayacağımızı düşündüğümüzde istiğfar niyetiyle ikrar etsin dilimiz:
"Yusuf olsan on iki yıl zindan!"
Ve tasdik etsin kalbimiz:
"Yusuf'un; öyleyse önce zindana yaslan!..."
