Sürükleyici bir aşk romanı... DEBBIE MACOMBER kalemini çok seviyorum. Üslubunun, olay örgüsünün huzur veren bir tadı var. Romandaki sürpriz, beklenmedik aşk sizleri bekliyor. Bazen iki kişinin arasındaki düşünce uyumsuzlukları, zıtlıklar aşık olmaya kadar gidebilir düşüncesine hakim oluyorsunuz. Romanı bitirdikten sonra yüzümde hafiften tebessüm oluştu. Biraz daha uzun sürseydi demekten kendimi alamadım desem yeridir. Fakat ne yazık ki bu kitapta sona erdi bütün romanlarda olduğu gibi.
Düşünmek ve güzellik üzerine..
Sabahattin İzcioğlu - 08.04.2015
Her şeyin çok karmaşık olduğu dönemlerde düşünmek ne kadar zahmetli zor bir işmiş, hele de yıllardır duygularımızın hasar gördüğü bu durumda güzelliklerden bahsetmek daha zor bir şey. Bana göre böyle durumlarda yapılacak en doğru şey yalnızlaşma, daha açık ifade ile yalnızlık,
Pişmanlık, şu anda öğreniyorum ki birçok şeydir. Ama çoğunlukla ele avuca sığmayan bir hasretin, geriye dönüp bakmanın bir tohumudur ve tüm cevaplar en başından beri bu kadar ortadayken kendine neden bunları göremedim diye sormandır...
Çelişkiler, zıtlıklar arasındaki etkileşimin yaşadığı olaylar zinciri içinde kurgulanmış.Osmanlı'nın çöküşüne,çaresizliliğe,ihtiraslara,bencilliğin boyutlarına hayretle tanıklık ediliyor.Aşk elbette hayatın gerçeği;savaş,ölüm,imparatorluğun en karmaşık dönemindeki duygulara karışıyor.Tasavvuf ta unutulmamış,insanların karmaşıklığına Şeyh Efendi ve tekkesi ile denge oluşturmuş.
Çelişki zıtlıklar sayesinde yaşar, o zıtlıkların dengesidir. Ve bu dengeyi tutturabilen kişi yaşamın, varoluşun, Tanrı'nın ne olduğunu da anlayabilecek duruma gelir. İşin sırrı dengededir.
kısa, öz, yalın kitap. ne anlatmak istiyorsa verebileceği en net biçimde vermiştir mesajını. kurgusuna hayran bırakır.
kitabı kitap yapan iki temel yapılanma var. birincisi kitabın zitliklar uzerine kurulan imgelendirmeleri bolca kullanması. bir bakima dr. b humanizmi temsil ederken, daha kaba ve karsisindaki yipratma stratejisi ile oynayan czentovic nazi sistemini temsil ediyor. bu yüzden kitapta czentovic’in karşılığı adolf hitler iken, dr. b ise zweig'in ta kendisidir.
İkincisi ise zweig’in psikolojı bilgisini konuşturduğu bölümler. derin psikolojik sürüklenmeleri, yalnızlığı, boşluk ve hiçlik duygularını kullanarak hikayenin içine müthiş bir şekilde yediriyor ''satranç zehirlenmesi" kavramını iliklerimize kadar hissetmemizi sağlıyor.
bitirmek 2 saatinizi almaz büyük kâr. alın,okuyun,okutun.
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020237,4bin okunma
Zıtlıklar, çatışmalar semboller üzerine kurulu bir roman. Kadın ile erkeğin sanata, aşka bakış açıları üzerinde duruluyor. Şehir yaşamı ve orman roman kişilerinin etrafında irdeleniyor; ancak orman ve ormanın içinde sırasıyla karşılaştıkları her varlık birer sembol. Yazar, nette kolaylıkla ulaşabileceğiniz 'orman testi'ni buyuk ölçüde romanına uygulamış ve kurgusunu bu iskelet üzerine oturtmuştur.
“Gerçek mutluluk sadece akıl ve tutku arasındaki hassas dengenin kurulmasıyla mümkündür. “
Jane Austen’in aşk ve gurur kitabını okumaya çalışmıştım ama okuduğum zamandan mıdır bilmem bir türlü sevememiş, bitirememiştim. Yazara ne kadar ön yargılı olsam da bu ön yargıyı yıkmak için yazarın ilk yazdığı olmasa da ilk yayımlanan kitabı olan Akıl ve
Muhakkak okunması gereken üstüne çok söz söylenecek türden bir kitap
Kazancakis'in bu romanı toplum içindeki zıtlıkların bir göstergesi aslında. Hayatını madencilik yaparak kazanan kuralcı biraz da korkak bir adamın karşısına çıkan ters karakterdeki özgürlükçü, kural tanımayan, dilediği gibi yaşayan yaşlıca bir adama rastlamasıyla değişen bir hayat. Tutkulu bir dostluk. Bir nevi hayatın ve özgür bir yaşamın ipucunu içeriyor bu kitap. Betimlemeler ve tasvirler çok çarpıcı. Özetle yaşamın tadı, kurallar, kuralsızlıklar, kadınlar, zıtlıklar, dostluk kısaca yaşama dair ne varsa bu kitapta.
Birçok yerde gülümsetiyor ve düşündürüyor. Bazı kitap karakterlerini tanımaktan mutluluk duyar insan. Zorba da öyle bir karakter.
Çok okuyan mı yoksa çok gezen mi bilir sorusuna kitabı okutturup sonunda gezen bilir cevabı verdirten kitap. Yazar çok güzel doğa tasvirleri yapmış okurken Girite gidiyorsunuz yağmur yağarken çıkan toprak kokusunu alıyorsunuz.
Kitaptaki patron kahramanı, Budha-öğretileri ve Dante okumayı seven, hayatın anlamını arayan birisi. Ancak Zorba ile karşılaştıktan sonra hayata bakışı değişiyor, dünyevi olandan nasıl zevk alınabileceğini öğreniyor ondan.
Aslında hepimiz birer zorba olmak isteriz. Yazar bir taraftan budizmi sorgularken, diğer taraftan da belki de budizm ile ulaşılacak noktanın zorba olduğunu anlatmaya çalışıyor.
ZorbaNikos Kazancakis · Can Yayınları · 202016bin okunma
“Radikal” geleneklerin hiçbir şekilde hayvan ve çevre bakış açısından özgürleştirici bir felsefe ya da politika olmadığını kavradım. Solculuğu hayvanlara yönelik bir tür Stalinizm olarak görüyordum. Sol, insanın iktidar patolojilerinin derin köklerini kavrayamıyor, kapitalist insanmerkezciliği sosyalist insanmerkezcilikle değiştiriyordu, bu yüzden asla temel sosyal ve ekolojik sorunları çözemez. Hayvan davranışı konusunda bilim öncesi ve mekanistik modele dayanarak hareket ederken bir yandan da insanları ve hayvanları birbirinin evrimsel bir devamlılığı olarak görmektense ontolojik bir uçurumla birbirinden ayıran düalist zıtlıklar olarak görüyor. Bugüne dek Karanlık Çağlarda çamura saplanıp kalmış, felsefi (hayvan hakları) ve bilimsel (bilişsel etoloji) devrimler, psikolojik olarak şoka girmiş insanlığın ve “uygarlık” denen kanserin yıkıntılarını temizlemek için hayati öneme sahip yeni paradigmalar ortaya çıkarırken Solcuların yanından esip gitmiş.
Etkileyici filmlerden biri olan leon'u çoğumuz biliriz. Orada başroldeki karakterin zıt duygularının anlatımı beni çoook etkilemişti. Bu kitaptada o kadar etkilendim.
Bir katil, bir canavar, ruhsuz bir insan... Ne kadar sever? Sevsede bazı şeylerden vazgeçebilir mi?
Hem canavar hem kahraman olmak mümkün mü? Bir insanı hem canından çook sevip hemde onun canını en çook yakan sen olabilir misin?
Kendinin canavar olduğunu bilip sevdiğine zarar vereceğini bilerek yinede onunla kalır mısın?
Bir katilin hem iğrenç hemde sevecen duyguları...
Duygulardaki zıtlıklar çoook güzel anlatılmış. Öyleki kitaptan nefret mi etmem beğenmem mi gerektiğine zor karar verdim.
Dedektif partnerler arasındaki bağ, bu gerilimden beslendiği kadar huy ve tabiatlarındaki zıtlıklar da en az vakalar kadar ilgi çekici geliyor izleyiciye.