Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
320 syf.
5/10 puan verdi
·
5 saatte okudu
Tesadüfen görüp okuduğum bir kitaptı. Kitabı iki günde bitirdim, bazı yönleriyle sizi içine çekebilecek bir kitap fakat bazı yerlerinde ise tam olarak ne anlatıldığını anlamlandıramadığınız bir kitap bence. Kitabın konusu kadına yönelik taciz ve zorbalık ben de bu nedenle okumak istemiştim bu konu da bir lise öğrencisi üzerinden ele alınmış. Bazı kısımlarda hayal kırıklığı yaşattı. Birincisi, konu biraz basit kalmıştı açıkçası iletilmek istenen mesaj çok zayıf yönlüydü bir diğeri ise kitabın son kısmıydı okuduğunuz zaman devamının olacağına inandırılıyorsunuz çünkü tam olarak beklediğiniz olay gerçekleşmek üzereyken kitap bitiyor. Bu yönleriyle okuyanları kitabı neden okudum düşüncesiyle baş başa bırakıyor. Romy’nin başından geçenler mi anlatılmak istendi? Kadına şiddet konusunda gündeme getirilmek istenilen bir şey mi vardı? Kaybolan kızın hayatıyla ilgili bir şeyler mi söylenmeye çalışıldı? Kızların başka kızlara uyguladığı şiddet miydi konu? Bütün olanlardan sonra Romy’nin kendi içine kapanışı mı gösterilmeye çalışıldı? Gibi gibi sorular kaldı aklımda ama kitapta beni etkileyen şey Romy'nin, Leon adında siyahi bir çocuğa ilgi duyması oldu bu da kitabın bir kısmında ırkçılığı gündeme getiriyor o da sadece bir kısmında ve öylece kalıyor.
Uyanış
UyanışCourtney Summers · Yabancı Yayınları · 201845 okunma
Büyük bir dinsel zorbalık merdiveni vardır, çoktur basamakları; ama bunlardan üç tanesi en önemlileridir. İnsan bir zamanlar tanrısına insanları, belki de en sevdiklerini kurban ederdi, - tarih öncesindeki tüm dinlerde ilk doğan çocuğun kurban edilmesi buna dahildir; İmparator Tıberius'un Capri Adası'ndaki Mitras mağarasında kurban edilmesi, Roma çağdışılıklarının en tüyler ürperticisi de buna dahildir. Sonra insanlığın ahlaki döneminde, insan sahip olduğu en güçlü içgüdüyü, "doğasını" kurban etti tanrısına; keşişin, bu inanmış "doğallık-karşıtı"nın salim bakışında b u şölen neşesi parıldıyor. Nihayet: ne kaldı geriye kurban edecek? Sonunda her türlü avutucu, kutsal, iyileştirici olanı, her türlü umudu, gizli uyuma, gelecekteki mutluluklara ve adaletlere duyulan her türlü umudu, her türlü inancı kurban etmek gerekmez miydi? Tanrının kendisini kurban etmek ve kendi kendine zorbalıkla, taşa, aptallığa, ağırlığa, kadere, hiçliğe tapınmak gerekmez miydi? Hiçe karşılık tanrıyı kurban etmek - son zalimliğin bu paradoks gizemi, şimdi gelmekte olan kuşağa saklandı: hepimiz şimdiden birazını biliyoruz bunun. -
Sayfa 56
Reklam
Platon, Kanunlar, Zorbalık.
İşte cahil insanlar daima zorbalara boyun eğer, dediğinde Platon'un kastettiği şey buydu. Eğer kanunun ne olduğunu bilmiyorsanız, önünüze gelen size şunu yap, bunu yap, diyebilir. Atinalılar zorbaların yönetimde olmalarını istemiyordu. Bu yüzden kendilerini ve çocuklarını eğitmeye önem veriyorlardı. Spartalılar güçlü ve muzaffer olmak, Atinalılar ise akıllı ve eğitimli olmak istiyorlardı. Bu iki Yunan şehri çok farklıydı.
"Yani sizin yarına dair umudunuz yok ama bu kadar zorbalık yapıyorsunuz? Aklınızı başınıza toplayın! Hiçbir güç kalıcı değil, ömrümüz șimşek ve rüzgâr gibi gelip geçiyor."
"En kötü zorbalık kendisini asil sanan değil midir?"
Medyada çizilen bazı basmakalıp portrelere ve cezaevi kurumlarının başkalarına zorbalık etmeyi sevenleri çekebileceği gerçeğine karşın, tecrübelerime göre cezaevi görevlileri çoğunlukla işini iyi yapmak isteyen, yapamadığında da hüsrana uğrayan insancıl kimselerdir... Cezaevi görevlileri ruh hastalarıyla, zalimlerle, sahtekarlarla, korkaklarla, acı çekenlerle ve kendilerine zarar verenlerle -kimi zamanda bu özelliklerin hepsine sahip tek bir kişiyle- uğraşmak zorundadır. Bence bu iş biraz azim ister ve insanlığa inanmayı gerektir. Yakın zamanda tanıştığım bir cezaevi görevlisi kendi görüşünü benimle paylaşınca çok duygulanmıştım: "her azılı mahkumun içinde dışarı çıkmaya can atan iyi bir adam vardır. "
Reklam
"Zorbalık çünkü açılıp serpilince Bir felaket ürünü biçilir gözyaşından." Kelime kelime ele alırsak bu tümceyi, şöyle bir anlam çıkar Yunancasından: Hybris geliştikçe Ate'nin başağını oluşturur, ondan biçilen hasat da gözyaşlarıdır. Yani ölçüsüzlükten suç doğar, suçun ürünü ise pişmanlıktır.
Sayfa 111 - Türkiye İş BankasıKitabı okudu
Başkasının hakkını yiyen sizinkini yemiyorsa, sizi sevdiğinden değil; sadece zamanı gelmediği içindir. Başkasına zorbalık yapan size yapmıyorsa, insanlığından değil; sadece size gücü henüz yetmediği içindir. Başkasına yapılan haksızlığı sessizce izleyen, istikbalini izler.
“Yeryüzündeki hiçbir halk kölelik, despotluk, zorbalık, cahillik, karanlıkçılık için ya da kadınların köle olması için yaratılmamıştır.”
İnsanlar nasıl da kötüler ! Ölmüş birinin ardından böylesine zorbalık yapabiliyorlar.
Reklam
Şimdilik yürür haksızlık güvenle. Zalimler hazırlanır on bin yıllık bir saltanata. Zorbalık buyurur: Yaşayacak bu düzen. Hiç bir ses duyulmaz efendilerin sesinden başka. Konuşur bağıra çığıra çarşıda pazarda sömürü: Tamam, işler yolunda! Ezilen de var ama, arada konuşan: Bu hep sürmez böyle.
Hükümdarlığın bir tohumu vardır, adına zorbalık derler. Tarihleri baştan başa tetkik et, göreceksin ki, en büyük imparator cihanın rahminden zorba olarak dünyaya fırlamıştır.
Zavallı çocuklar! Sizin o mini mini elleriniz, eski Asya vahşetinin kullandığı ve bir kaç yüzyıldan beri insanlığın zorbalık yükü altında inlediği esirlik zincirlerini kırmak için değil, belki kendiniz gibi küçük kuşları, güzel çiçekleri okşamak içindir.
Giremediğim gönülde gitmeyi seçerim zorla kalmak sevgiye zorbalık katmaktır.
M. Hanefi Başegmez
M. Hanefi Başegmez
Güçlü bir yargıç her şeyden önce zorbalığı ve dolandırıcılığı denetim altına almalıdır; bunlardan, zorbalık apaçık yapıldığında, dolandırıcılık ise gizli ve sessizce yapıldığında çok daha büyük tehlike arz eder.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.