Çok şey anlatır
''Zulüm de gidicidir, burnu Kafdağı’na varmış kendini beğenmişlik de. Geriye kala kala insanın beğenmediği gerçekler kalır. Buğday kalır, un kalır, koyun kırpığı yün kalır. İşlenecek tarla, yeşeren bostan kalır. Çay kalır, rengarenk çiçek kalır...''
Göğüs çöktükçe zulüm tepemizde kalıyor.
Sayfa 25Kitabı okudu
Kavmiyetçilik
Zulüm ve haksızlıkta kavmine yardıma kalkışan kişi, kuyuya düşmüş deveyi kuyruğundan tutup çıkarmaya çalışan gibidir.
( Faydasız bir işle meşgul olmaktadır. Çünkü nasıl kuyruğundan tutmakla deve çıkarılamazsa, haksızlıkta kavmine yardımcı olmaya çalışmak da hiçbir fayda sağlamaz.)
Hz Muhammed (asm)
Sayfa 290 - Siyer YayınlarıKitabı okudu
Aşırı vergiler Devleti çöküşe götürür
https://1000kitap.com/kitap/kitap--431828 
Hilal Kucur
Vergi ve verginin az ve çok oluşunun sebepleri hakkında
Bilinmelidir ki, devletlerin ve hanedanlıkların ilk zamanlarında vergi, (cibâya, taxation) tevziat (ve mükelleflerin ödedikleri miktarlar) itibariyle az, ama hasılat ve varidat itibariyle çok olur. (Fertler az vergi öder ama toplanan vergi büyük bir yekûn tutar).
Kalbini bilen dilini anlar.
Fazla kelâm harflere zulüm .
Toplu Oyunları 2 - Kadın Oyunları / Sahici İnsanlar - Plastik Ölümler - Böyle Bir Aşk MasalıZeynep Kaçar · Mitos Boyut Yayınları · 20088 okunma
‘Zulüm önce zalimi çürütür.’
Sayfa 83
İsraile ticareti kesin dediler diye türk "polis"inin yaptığına bakın
twitter.com/filistinicinbin...
En çok zulüm görenden korkacaksın. Fırsatını bulursa bin misli zulmeder.
İnsanlar her şeye, her şeye başkaldırmalı, diyordu. İnsanlar böyle uyudukça, insanlar böyle zulüm altında inlemeyi kabul ettikçe insanlığın bir sinekten ne farkı olur, insanlar, eğer en küçük bir haksızlığa, bir zulme başkaldırmayı akıl etmezlerse, insanlık bundan böyle daha da beter hale düşecektir.
Sayfa 348 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
- ENÂM SÛRESİ -
Yaratılışı ve evreni, insanı ve insanın yaratılışındaki amacı kavrayamayan ve bu hayatın sonunda onu nasıl bir âkıbetin beklediğini bilmeyen bir toplumda, âhlaki değerler yavaş yavaş kaybolur. Bunun sonucunda, zulüm ve haksızlık, ruhsal bunalımlar, psikolojik hastalıklar yaygınlaşır. Bütün bu sıkıntıların çaresi ise, Allah'ın gönderdiği bu bu Kitabın ışığında hakîkati anlamak ve ona teslim olmaktır.
İŞTE ey insan, RABB'İNİN DOSDOĞRU YOLU BUDUR. DOĞRUSU BİZ ÖĞÜT ALABİLEN İNSANLARA doğru yolu gösterecek birer âlamet olan bu AYETLERİ, herkesin rahatlıkla anlayacağı zengin örneklerle ve en ince ayrıntılarıyla AÇIKLADIK!
(126. Ayet)
Usulca yaşamak istiyorum şu dünyada .
Dertlerimin, imtihanlarımın geldiği yeri bilerek, sabrederek süslemek istiyorum ömrümü.
Bazen çok mu zor diyorum, çok mu zor tüm kainatı insana hizmetçi kılan Allah'a kulluk etmek, fıtratım gereği yaşamak? Ama nefis susmuyor, şeytan durmuyor.
İyilikler, güzellikler hep kaybolmuş, gizlenmiş. Onlarca
Amerika itlerinin elinde Esir Olan Bacının mektubu Subhanallah!
Nur bacının Ebu Gureyb’den yazdığı mektubu:
Bismillahirrahmanirrahim
Allah için bizleri öldürün!
Halkıma, Ramadi’nin, Halidiye’nin ve Felluce’nin insanlarına; erdem ve onurlarını kaybetmeyen tüm dünyadaki insanlara…
Bu size, AmerikanSiyonist hapishanesi Ebû Garib’ten kardeşiniz Nur’un mektubudur.
İnanın buradaki aşağılanmayı, sefaleti ve
Yunan düşüncesi dinden yani mythosdan logosa geçtiği gibi, modern Batı da Aydınlanma ile birlikte din ve metafizik'ten akıl (Kant) ve özgürlük (Hegel)'e geçmiş ve aynı Antik Yunan'da olduğu gibi kendi kaderini ilahların tasarrufundan kurtararak, kendi eline almıştır. Daha farklı bir ifade ile Hakk ile irtibatının üstünü örterek, onu yok sayarak, sanki kendi kendisini varetmiş/yaratmış gibi ("als ob/as if" düşüncesi), kurtuluşunu elde etmiş olduğunu umacaktı. İşin ilginç tarafı bunun adını Yunan efsanesi ile sisyphos üzerinden dillendiren yine bir Fransız düşünürü (Camus) olacaktı. Camus, modern insanın Hakk ile irtibatının üstünü örtmesi son ucunda bir döngüye düşerek, hayatını bir trajediye dönüştürmesini saçma olarak isimlendirirken, hakikatin adaletle irtibatını ihmal ettiği için, burada ortaya çıkan halin insanın kendisine zulüm etmesi olduğunu fark etmekle birlikte, adını koyamamıştı. Heidegger'in diliyle ifade edecek olursak, modern dünyanın hakikati olarak Nihilizm kendisini, insanın Hakk ile olan irtibatının üstünü örtmesinin, son ucu olarak izhar etmişti.
Sayfa 96Kitabı okudu
