Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Merve Uçar

Merve Uçar
@Merveucr
öğretmen
Marmara Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı
136 okur puanı
Mayıs 2019 tarihinde katıldı
152 syf.
·
Puan vermedi
Denizin çağırışı, modernist romanın en güzel örneklerinden biridir. Romanda karakterin adı geçmez, öğretmen olarak bahsedilir. İlçede öğretmenlik yapan karakterin umutları, hedefleri ve arzuları vardır. Burada onları gerçekleştiremeyen öğretmen doktorun da tavsiyesiyle şehir değiştirir. İzmir’e giden öğretmen burada da bu ideallerini gerçekleştiremez. Bunların sonucunda bunalıma girer, kendini topluma ait hissetmez. Mekânın bir etkisi yoktur çünkü önemli olan kafasındaki sorunları çözmektir, bu sorunlarla nereye gitse de mutlu olamazdı. Takıntıları ve saplantıları olan bu öğretmen, bunların sebeplerini romanın başında anlatır. takıntılarının babasından geldiğini söyler. Modernist romanlarda çok görülen bir sorun olan babaya benzemekten korkma durumu burada da vardır. Öğretmen de babası gibi olmaktan hep korkar ve ondan nefret eder. Öğretmen yabancılaşmış ve topluma ayak uyduramamıştır. Onun bu halleri ben anlatıcı ile aktarılır. Bolca geriye dönüş tekniği vardır çünkü yabancılaşmış insan mazide yaşar. Romandaki kırılma noktası sinemada ki sarışın kadını görmesidir. Bundan sonra az çok yoluna koymaya çalıştığı hayatı tamamen kayar. Karakterin ilk baştan beri intihara eğilimli olduğunu hissederiz. Babası denizde intihar ettiği için o da bu sondan çok korkuyordu. Ama aynı Kral Oidipus gibi kaderden kaçamayarak babası gibi intihar etti. Öğretmen tam bir tutunamayan tiptir, hiçbir ideali gerçekleşmez, mutlu olamaz. İç monolog, bilinç akışı, geriye dönüş teknikleri kullanılmıştır. Zaman belirsizdir, mekân olarak yalnızca İzmir’in adı geçer. İntihar da modernist romana uygun bir sondur
Denizin Çağırışı
Denizin ÇağırışıKemal Bilbaşar · Can Yayınları · 2021370 okunma
Reklam
144 syf.
·
Puan vermedi
Bu eserde iki hikâye birden işleniyor. Biri kurtuluş savaşından sonra birçok arkadaşını kaybetmiş olmanın verdiği hüzünle ve verdikleri mücadelenin bir hiç uğruna olduğunu gördükçe, protesto olarak elli yıl boyunca evine kapanıp gül yetiştiren adamın hikâyesi; ikincisi kaybolmuş, kendi kültür ve medeniyetlerinden tamamen kopmuş, yozlaşmış yeni
Gül Yetiştiren Adam
Gül Yetiştiren AdamRasim Özdenören · İz Yayıncılık · 202117,8bin okunma
124 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Burada Gülbahar ve Ahmet arasındaki efsanevi aşk konu edinilmiştir. Ayrıca insan psikolojisine de değinilmiştir. Bu eser uzun hikâye ve roman arasında kalmış gibi görünse kişi ayrıntıları üzerinde durulmamıştır. Ondan dolayı bizim bu eseri anlatı olarak değerlendirmemiz gerekir. Anlatı birkaç tür arasında kalmış olan eserlere denir, yani bu eser melez bir türdür. Romanda efsane türünden de yararlanılmıştır. Sonunda Küp Gölü Efsanesi ve Ağrı Dağı Efsanesi vardır. Romanda destana yakın bir anlatım tarzı görürüz. Romanın alt kategorisi olan, modern- epik en belirgin özelliğidir. Destanlarda gördüğümüz gibi atın, Ahmet’in evine gelmesi ve bıraktıkça geri dönmesi bize, Köroğlu destanlarını hatırlatır. Ayrıca atın üç defa geri gelmesi de halk anlatılarındaki üç sayısının kutsallığı ile ilgilidir. Aynı zamanda Ortaçağ romanlarına da benzer. Masalsı özellikler vardır. Eserde bilge kişi arketipi vardır, bu kişi bu romanda Sofi’dir. Bunu efsanelerde görürüz. Ana anlatı Ahmet ve Gülbahar’ın hikâyesidir, olaylar Ahmet’in etrafında gelişir. Ara anlatı pek yoktur ama Küp Gölü ve Ağrı Dağı efsanelerini sayabiliriz. Sonuç olarak insanların bir araya geldiklerinde, her türlü zulme karşı durabilecek güce sahip oldukları akıcı bir dille anlatılmıştır.
Ağrıdağı Efsanesi
Ağrıdağı EfsanesiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202227,4bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
214 syf.
·
Puan vermedi
Ahmet Celâl üzerinden bireyin toplum içerisinde yalnız kalması ve topluma yabancılaşması anlatılmıştır. I. Dünya Savaşı’ndan sonra Anadolu’da bir köye yerleşen gazi ve idealist bir subayın hikâyesini anlatan roman, aydın ile halk arasındaki uçurumu gözler önüne serer. İdealist bir karakterde olan Ahmet Celâl geldiği Anadolu da, halkın onun dert edindiği ve kutsal olarak saydığı şeylere kayıtsız olduklarını görür. Hiç bilmediği Anadolu köyünde yalnız kalır. Onun yalnızlığı, davasında bir başına bırakılması ve ötekileştirilmesi bir tutunamama durumudur. Ahmet Celâl köylünün bu tavırlarından sonra karamsarlığa, mutsuzluğa sürüklenir. O, artık hayattan tat almaz. Ahmet Celâl son savaşında kolunu kaybetmiş ve İstanbul’dan taşınmak zorunda kalmıştır. Çünkü büyük şehirde bu şekilde yaşayamayacağını düşünür. Anadolu da her şeyin daha iyi olacağını düşünen kahraman, bunun tam tersiyle karşılaşır. Orada yaşayan halk onu yadırgayıp dışlamışlardır. Köylülerin savaşa ilgisiz kalması, düşmanın ilerlemeye başlaması Ahmet Celâl’in umutlarını tüketmiştir. Onun burada yalnızlığa itilmesi kendi benliğini bile sorgulamaya itmiştir. Yaşadığı yer de onu buna iten nedenlerdendir. Çünkü o köyde farklı olan bir tek kendisidir. Hatta köy halkı ona Yaban demiştir. Onlar Ahmet Celâl’in düşüncelerine anlam verememiştir. Bu köyde önce topluma sonra da kendine yabancılaşmıştır. Bu yabancılaşması hayata tutunmasına engel olmuştur.
Yaban
YabanYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 202144,4bin okunma
382 syf.
·
Puan vermedi
Tutunamama temasının işlendiği bir eserdir. Burada ki tutunamayan kişi Hayri İrdal’dır. Hayri İrdal kendinden uzaklaşmış, kendine yabancılaşmış ve benliğini tamamlayamamış biridir. Bunalımlı bir kişilik olarak karşımıza çıkar. O etrafındaki insanların düşüncelerini, fikirlerini benimseyerek adeta onlar gibi hareket etmiştir. Böyle davrandığı için doğal olarak kendinden uzaklaşmıştır. Başkalarının fikirleriyle yaşayan Hayri İrdal, kendisini unutmuştur. Yaşadığı hayattan memnun değildir. Mutlu değildir. Aslında en çok ihtiyaç duyduğu şey kendi olmaktır. Kendisi olabilseydi mutlu olabilirdi. Kendisini yetersiz, eksik, zavallı olarak görür. Hayri İrdal hayata başkalarının gözlerinden bakmış ve asla kendi olamamıştır. Çelişkilerle dolu bir ömür geçirmiştir. Onun tutunmak için bulduğu dallar bile başkalarına aittir. Her tutunamayan karakterde olduğu gibi onda da absürtlükler vardır. Doğu’nun müsbet değerleri geride bırakılarak Batı ile karşılaşan Türk insanının Doğu-Batı ikileminde nasıl bocaladığı anlatılmıştır. Hayri İrdal da böyle bir zamanda yaşayarak, kendini bulamamış ve hayata tutunamamıştır.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202341,7bin okunma
Reklam
104 syf.
·
Puan vermedi
·
62 günde okudu
Bireyin kendisine yabancılaşması sonucunda varlığını hepten yitirerek bir böceğe dönüşmesini anlatan meşhur, modernist roman. Samsa sıradan bir insandır ve her gün işine gidip gelir. Ailesinde çalışan tek kişi odur yani onlara Samsa bakar. İşinden şikâyetçi, bunalmış ve sıkılmıştır. İşindeki samimiyetsizliği ve gündelik ilişkileri şöyle açıklar:
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022223bin okunma
123 syf.
·
Puan vermedi
Herkesin kendinden bir parça bulacağı insanın yaşamın anlamını ve ötesini görme, bilme, anlama ve içselleştirmeye çalışmasının hikâyesi. Siddhartha, her ne kadar Brahman olsa da içindeki insani boşluğu dolduramadığı için kendi dünyasından çıkıp insanların arasına karışıyor. Ve kendisini aramaya çalışıyor. “Bir hedef bulunuyordu Siddhartha’nın
Siddhartha
SiddharthaHermann Hesse · Can Yayınları · 202038bin okunma
319 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Roman biri siyah biri beyaz olmak üzere iki bölümden oluşur. Birinci bölümde Ferit’in materyalist, positivist dünya görüşü ve nihilist tavrını görüyoruz. Şüpheden tereddüte, retten kabule geçiş ikinci bölümde, Büyükada da gerçekleşir. Romanda ruhî bir hastalık söz konusudur. Psikolojiden parapsikolojiye oradan da metafiziğe kayar. Ferit'in
Matmazel Noraliya'nın Koltuğu
Matmazel Noraliya'nın KoltuğuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 20177,7bin okunma
301 syf.
·
Puan vermedi
GERGEDANLAR Berenger karakteri, modern yaşama uyum sağlayamamış, varoluş sıkıntısı çeken biridir. O, kalabalığın dışında kalmış, kendini bir türlü kalabalığın içine katamamıştır. Berenger düzene, kurallara ve yaşama uyum sağlayamamıştır. Oyunun bir başka kişisi Jean, modernitenin şekillendirdiği, makine ve gücü temsil insan tipinin örneğidir.
Toplu Oyunları 4
Toplu Oyunları 4Eugene Ionesco · Mitos Boyut Yayınları · 2000120 okunma
214 syf.
·
Puan vermedi
Döşeğimde Ölürken modernist bir romanıdır. Annie Bundren’in ölüm döşeğindeki vasiyeti üzerine cenazesini Jefferson kasabasına götürmeye karar veren kocası Anse ve beş çocuğunun yolculuk sırasında başlarından geçen olayları, birbirleriyle olan ilişkilerini ve yaşadıkları süreci algılayışlarını anlatıyor Faulkner. Zor koşullardan yılmayan baba ve
Döşeğimde Ölürken
Döşeğimde ÖlürkenWilliam Faulkner · İletişim Yayınları · 20091,242 okunma
Reklam
226 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Yirminci yüzyılda, özüne ulaşmaya çalışan, bu bireyselleşme sürecinde eylemsizliğini koruyan, sorgulamayan ve şüphe etmeyen insanlar olarak karşımıza çıkar Vladimir ile Estragon. Onlar hiçbir şey yapmadan sadece beklerler. Godot'un gelip gelmemesi önemli değildir, önemli olan beklemektir. Serim, düğüm, çözüm bölümlerinden yoksun, olay bile
Godot'yu Beklerken
Godot'yu BeklerkenSamuel Beckett · Altın Kitaplar · 19698bin okunma
72 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Alışılmış, sıradan, daima sorunsuz işleyen bir çarkın uyumsuz ve farklı bir dişlisidir. Bartleby, kendisinin tam aksine her şeyi bir robot misali yapan insanların arasında çalışır. Bu insanların karakteri çözülmüş, sıradan ve ne yapacakları bellidir. Modern dünyada, modern insanın hiçbir şeyi sorgulamadan, görev bilinciyle her şeyi yaptığı bir çağda onun bu hali, bir anlamda bireysel bir direnişin hikâyesidir. O, kendisine diretilen işlerin önüne kalın bir duvar örerek kişiliğini ortaya koymaya, varlığını anlamlandırmaya çalışır. “Yapmamayı tercih ederim" cümlesi, bütün bunları reddettiği meşhur cümlesidir. Toplumun bize sunduğu mecburiyetleri, görevleri bu üç kelimelik cümlesi ile reddeder. Düzene karşı çıkan adamın bu amaç uğruna nasıl kendi özüne döndüğü çok güzel bir şekilde anlatılmıştır. Bartleby de her pasif direnişçi gibi en sonunda yok olur.
Kâtip Bartleby
Kâtip BartlebyHerman Melville · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201612,2bin okunma
174 syf.
·
Puan vermedi
Mrs. Dalloway, insan bilincinin en derinini yansıtan muazzam bir eserdi. Roman, adeta gelişmiş teknolojiyle çekilmiş bir film gibi geldi bana. Çok iyi bir gerçeklik ve derinlik sunuyor. Bazı yerlerde film izliyormuşçasına kendimizi düşüncelere kaptırır ve kahramanın yerine düşünürüz. Mrs. Dalloway’de belirgin bir olay örgüsü yoktur.
Mrs. Dalloway
Mrs. DallowayVirginia Woolf · Birikim Yayıncılık · 19824,598 okunma
110 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Camus, Mersault üzerinden toplumdaki umursamazlık, duygusuzluk temini anlatmış. Bu durum daha kitabın ilk cümlesinde kendini gösterir. “Bugün anne öldü. Belki de dün, bilmiyorum.” Bu annesi ölmüş insanların kuracağı bir cümle olmazdı normalde. Mersault’da görülen bu yabancılaşma, kişinin kendine ve sonra da çevresine yabancılaşmasıdır. Bu
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2020111,8bin okunma
64 syf.
·
Puan vermedi
Bosna'da yaşananlardan yola çıkılarak yazılan Bosna Şarkısı, insanların birbirine düşman olmaması, barış ve dostluk içinde bir arada yaşaması için sanatın ne denli önemli olduğunu vurgularken, müzik sanatı ile etnik dinsel ayrımcılığı karşı karşıya getiriyor. Bosna Şarkısı, dünyada savaşların insanlık üzerindeki vahşi etkisini anlatıyor. Branko
Bosna Şarkısı
Bosna ŞarkısıNihat Kınıkoğlu · Mitos Boyut Yayınları · 200913 okunma
144 syf.
·
Puan vermedi
Büyülü gerçekçi anlayış ile yazılmış kurgusal bir eserdir. Melez bir türdür. yani birçok türden yararlanılmıştır; mani, tekerleme, masal vb. Latife Tekin burada, yoksulluğu ve gecekondu yaşamını anlatmıştır. Bir çöp tepesinin üzerine, fabrika atıklarının arasına kurulan bir gecekondu mahallesinin hikâyesidir. Fabrikalardan sızan pis, mavi sular derelere karışıyor ve herkes zehirleniyor. Böyle kötü betimlenmiş bir yere Çiçektepe adının verilmesi de ironiktir. Ayrıca bu eser, göç sorunundan da bahseder. Zaten büyülü gerçekçilik de sosyal meseleler üzerinde durur. Latife Tekin de bunun en iyi örneklerini verir. Kitapta çok fazla karakter vardır ve bunların hiçbirisi birbirinin önüne geçmez. her bölümde farklı birinin hikayesi anlatılır. Bahsettiğim bu hikayeler normal hikayelere benzemez, okuyunca görüleceği gibi büyülü hikayelerdir. Sıradan eserlere benzemeyen bu kitap bence mutlaka okunmalıdır.
Berci Kristin Çöp Masalları
Berci Kristin Çöp MasallarıLatife Tekin · Can Yayınları · 20181,713 okunma
Reklam
469 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Türk Edebiyat'ının en iyi, en kültürlü yazarlarından biridir Peyami Safa. Dili kullanışı, oluşturduğu simerenya, betimlemeleri ve mükemmele yakın ruh tahlilleriyle Yalnızız da bence en iyi romanıdır. Rahatlıkla şunu söyleyebilirim ki bu zamana kadar okuduklarımın içinde -Huzur ile birlikte- en iyisi.
Yalnızız
YalnızızPeyami Safa · Milli Eğitim Basımevi · 197121,7bin okunma
626 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
kitap bir kadının yani jane'in çocuk yaştan itibaren yaşadığı zorlu hayatı, bunların üstesinden tek başına gelişini anlatıyor. aslında yazarın akışı kesip okuyucuyla konuşmasını hiç sevmem ama bunda ara ara 'sevgili okuyucum' diye okura seslenmesi hoşuma gitti. yazar bu şekilde kitaba biraz deneme havası vermiş.
Jane Eyre
Jane EyreCharlotte Brontë · Can Yayınları · 202031,3bin okunma
158 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Genç bir adamın hayata tutunma mücadelesini anlatıyor. Bu genç adam aynı zamanda yazar olmak isteyen biri ve yazdığı bu yazılar tek geçim kaynağı. Yazdıklarını yayınlatabilirse yemek yiyebiliyor bir yerde kalabiliyor, aksi takdirde banklarda yatıyor. Roman tamamen bu adamın psikolojisi üzerine kuruludur. Bu adam kendisi aç olduğu halde kendisinden
Açlık
AçlıkKnut Hamsun · Varlık Yayınları · 201727,9bin okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
·
154 günde okudu
Öteki de anlatıcı yazardır. Arada bir kahramanımız diye işin içine girmesi olay örgüsüne kapılıp gitmemizi zorlaştırır. Bizim edebiyatımızda ki Ahmet Mithat gibi. Eser uzunca bir Rus klasiği olan oda tasviriyle başlar. Kahramanın ruh hali düşünceleri yazar tarafından anlatılır. Kitabın konusu kısaca, Bay Golatkin dokuzuncu dereceden devlet
Öteki
ÖtekiFyodor Dostoyevski · Öteki Yayınevi · 201622,1bin okunma
64 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Çehov'un Martı’sı ile Matei Visniec’in Nina’sı birbiri ile bağlantılıdır ve Martı okunmadan Nina okunmamalıdır. Martı’da Treplev, Trigorin ve Nina'nın aşk hikâyesini görmüştük. Nina da ise Visniec, "Treplev intihar etmeseydi ne olurdu?" sorusunun cevabını kendine göre vermiştir. Martı’nın sonunda Treplev'i görmek için Nina, iki yıl sonra geri dönmüştü. Ve ona hala Trigorin’i sevdiğini söyledi, Treplev bunu kaldıramadı ve intihar etti. Visniec de ise Treplev, canlı bir şekilde karşımızdadır. Treplev, Trigorin ve Nina üçlüsü bir araya gelirler. Bu buluşma hesaplaşma buluşması gibidir adeta. Treplev'in acısı yıllardır onunla beraberdir. Bu sevgi onu mahvetmiştir diyebiliriz, sevdiği kadın tarafından tercih edilmeyen her insanda olacağı gibi. Yazar olmayı başarmıştır ama bununla bile mutlu olamaz. Nina ona hayatını ona adamış, onu unutamamış ve hala sevdiğine emin olduğu adam olanTreplev’e döner. Haliyle onu kabul edeceğine emindir ve kadınlar bu özgüveni bence çok iyi anlar. Aslında baktığımız zaman Nina’da sevdiği adama hayatını adamıştır ve o istediği gibi bir oyuncu olamamıştır. Ve Treplev ile karşı karşıya gelirler, Treplev’ e hala onu sevip sevmediğini sorar ve cevabı zaten biliyordur çünkü Treplev harabeye dönmüştür, Treplev de zaten sevdiğini söyler. Trigorin de ordadır ve Treplev yine Nina’nın onunla gideceğinden korkar. Ama Nina onu sevdiğini söyler, işte bu olaylar ekim devriminin ortasında gerçekleşir. Yani kısaca Martı’da ki üç karakterin hayatının uzatılmış halidir Nina.
Nina
NinaMatei Visniec · Mitos Boyut Yayınları · 201920 okunma
88 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Birkaç hikayeden oluşan bu kitabın en sevdiğim ve kitaba adını da veren hikayesi, Aylak Köpeği anlatmaya çalıştım. Sadakatin köpeklerin en belirgin özelliği olduğu bilinir. Öyküde, Pat arzularına yenik düşerek sahibine sadakatsizlik edip onu terk etmiştir. O zamana kadar onun çok güzel bir hayatı olmuştur. Sahipleri Pat’ı sever, besler ve ona iyi bakarlardı. İçinde şiddetli duyguları bastıramayarak dişi köpeğin peşinden giderek sahibine ihanet etmişti. Yeni hayatında yaşadıkları her ne kadar korkunç ve üzücü olsa da insan, oh olsun sana demekten kendini alamıyor. Bu duyguda bize katharsis yaşatıyor. Bir anlık zevklerimiz için sonumuzu düşünmeden hareket etmemiz gerektiğini anlıyoruz bu hikâyede.
Aylak Köpek
Aylak KöpekSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 20212,750 okunma
Reklam
168 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Dedesinden başka arkadaşı olmayan yalnız ama kendi hayal dünyasında mutlu olan, kitabın başlangıcından da gördüğümüz kadarıyla dedesinin hikâyeleri ile büyüyen bir çocuğun psikolojisini anlatan çok etkileyici bir kitaptır.
Beyaz Gemi
Beyaz GemiCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 201870,4bin okunma
79 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Kocası tarafından aldatılan Medea’nın kocasının canını yakıp ondan intikam almak için çocuklarını bile öldürmeyi göze alışının hikâyesidir. Medea, İason ile olabilmek için ailesinden bile vazgeçmişti ve yapılan bu ihaneti hiç hak etmemişti. Normalde herkesin beklediği şey onun bu ihanete boyun eğip gitmesiydi çünkü o zamanlardan beri değişmeyen
Medea
MedeaEuripides · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,819 okunma
56 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Kısaca özetlersek, Oidipus'tan önceki kral, Laios'u öldüren kişiyi bulmasını ve ülkeden kovmasını isterler çünkü bu sayede şehirlerindeki kötü durum düzelecektir. Bunu Oidipus’tan isterler. Oidipus bu olayı çözmek ve katili bulmak için kâhinden yardım istiyor. Teiresias(kâhin) önce konuşmak istemiyor ama Oidipus ısrar edince onun katil olduğunu,
Kral Oidipus
Kral OidipusSophokles · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20198,7bin okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
Ahmet Hamdi bu eserinde denemenin bütün imkanlarını kullanmış ve şehirleri şiirsel bir dille anlatmıştır. Burada şehirlerin tarihçesi, mimarisi ve diğer birçok özelliğinden de bahsetmiştir. Normalde bu tarz bir kitap insanı sıkabilirdi ama Tanpınar'ın mükemmel dili sayesinde gayet akıcı bir şekilde ilerler, ayrıca betimlemeler de çok iyidir. Bu şehirlerden olan İstanbul'dan sonra huzur romanını, Erzurum'dan sonra Erzurumlu Tahsin hikayesini, Bursa'da zaman denemesinden sonra Bursa'da zaman şiirinin okunmasını öneririm, çünkü bu metinlerin arasında ilişkiler vardır ve bu sayede daha iyi anlaşılır.
Beş Şehir
Beş ŞehirAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 201911,4bin okunma
104 syf.
10/10 puan verdi
Defalarca okuduğum beş perdelik harika bir karakter komedisi. İnsan tutkusu her zaman edebiyatın konusu olmuştur. Bu tutkuya ve insan gerçekliğine en dürüst şekilde temas eden yazarların başında gelir moliere. Cimriliğin bir insanın kendisine ve çevresindekilere olan etkisini muhteşem bir gözlem gücüyle işlediği eser.
Cimri
CimriMolière · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202222bin okunma